3.Bölüm

311 27 12
                                    

Gözlerimi açtığımda kendimi daha iyi hissediyordum, bacağımdaki ağrıdan eser yoktu sanki. Serumu da çıkartmışlardı, şuan için tek sorun tuhaf hastane kokusuydu. O kadar hastanede çalışmama rağmen alışamamıştım şu kokuya, midemi bulandırıyordu. Sanki ölmüş gibi hissettiren, hayat sevincini yok etmeye yarayan bir kokuydu bu...

Düşüncelere dalmışken doktor Yoon Gi yanında bir doktorla birlikte içeriye girdi. Yoon Gi siyah, dar bir pantolon ve üzerine bol olan bir tişört giyiyordu, yanındaki doktor ise ameliyattan çıkmış gibi görünüyordu. Düşündüğümün aksine Yoon Gi konuşmadı bu sefer. Yanındaki doktor nasıl olduğumu sordu. İyi olduğumu ve ağrılarımın neredeyse yok olduğunu söylediğimde Yoon Gi'nin yüzünde hafif bir tebessüm gördüm.

Yüzündeki o hafif tebessüm anında kaybolmuştu fakat üzerimde büyük bir etki yarattığı kesindi. Ahh nasıl da yakışıklıydı, Woo Ju'dan sonra beğendiğim ilk erkekti. Sanırım Woo Ju'dan bin kat daha iyiydi... Bu arada doktor sargıyı çıkaracağını söylemişti, Yoon Gi ise kenarda izliyordu.

Doktorun sargılarla işi bitince"Bay Tae Hyung,  sol bacağınıza fazla yüklenmeden hayatınıza istediğiniz gibi devam edebilirsiniz. Gün içinde de taburcu işlemlerini başlatabiliriz." dedi ve Yoon Gi'ye döndü. Yoon Gi'ye "Bir ameliyat için gitmem gerekiyor Doktor Yoon Gi." dedi ve odadan hızla çıktı. Yoon Gi benim olduğum tarafa hiç bakmadan doktorun peşinden gitti.

Yoon Gi'nin ağzından;

Doktorun peşinde hızla ilerliyordum. Adama yetişmek için koşmaya başladım, bunu sonra uyuyarak telafi edebilirdim sanırım. Şuan Tae Hyung'un taburcu olmaması gerekiyordu. İşler karışabilirdi. Doktora yetiştiğimde onunla bir doktor olarak değil patron olarak konuşmaya başladım.

Yüz ifademi oldukça sert bir şekilde ayarladıktan sonra konuşmaya başladım "Tae Hyung'un taburcu olmasına izin vermiyorum!" dememle doktorun yüzü şaşkın bir hal aldı. Bu tavrım ve sözlerime karşı sadece "Ta-tamam" dedi, eğilip selam verdi ve yanımdan ayrıldı.

Tae Hyung'un ağzından;

Yoon Gi odadan çıktıktan sonra biraz zor da olsa yataktan kalktım ve kapıya doğru yöneldim. Kapıyı araladıktan sonra, biraz ileride Yoon Gi ve az önceki doktoru konuşurken gördüm. Önemsemedim ve diğer tarafa doğru devam ettim, biraz hava alsam iyi olurdu çok sıkılmıştım gerçekten.

Hasta terliklerinin yerde çıkarttığı tuhaf seslere kulak vererek koridorda yürümeye başladım. Geçtiğim yerler tanıdık geliyordu git gide... Köşeyi dönünce birden ağzımdan çıkan "Oha! Burası benim stajyer olarak çalıştığım hastane." ile birkaç gözü üzerimde hissettim. Bana bakan herkese kare gülüşümden gönderdim ve bacağımı umursamadan hızlı adımlarla dışarı çıktım.

Hava çok güzeldi, bu havada hastanede yatmak gerçekten berbattı... Neyse ki yakında taburcu olabileceğim. Ama nerde kalacağım hakkında bir fikrim yok... 'Gerçekten, ne yapacağım şimdi?' diye düşünürken Dong Hyun'u gördüm. Beni fark etmemesini umarak boş ve pek fark edilmeyen bir yer aramaya başladım. Fakat arkamdan duyduğum adımlar sayesinde anladım ki benim için gelmişti ve beni fark etmemesi mümkün değildi.

Hala ne sorunu var anlamıyordum. 'Aldın işte her şeyimi bırak artık peşimi!' demek istiyordum. Bana acı çektirmekten haz alıyordu. Oysa ona hiçbir şey yapmamıştım... Bu beni tanıyan insanların pek bilmediği tarafımın uyanmasına sebep olmuştu. Olabildiğince ciddi bir hal alıp arkamı döndüm.

Karşımda gördüğüm tam üzerine kusmalık duran bedene baktım. İçindeki kötülük dışına vurmuştu adeta, dünya üzerindeki en çirkin insan olabilirdi...

Pislik gibi gülümsedi -Ah sanırım kusacağım.- ve sonra konuşmaya başladı, "Bir şeyler bu seferlik senin için iyi gitmiş olabilir ama unutma her gün sana daha fazla zarar vereceğim!" güldüm. Neden bahsediyor gerçekten bu pislik?

Yoon Gi'nin dediği şeyi de -Seni o piçten koruyacağım ne pahasına olursa olsun koruyacağım!- hatırlayınca emin olmuştum. Oydu bütün bunlara sebep olan ve utanmadan gelip birde resmen bunu belli ediyordu.

Histerik bir kahkaha attıktan sonra ciddi bir şekilde "Şuana kadar herşeyimi elimden aldın, hayatımın içine sıçtın ve şimdi de karşıma geçmiş yüzsüz yüzsüz konuşuyorsun ha?" dedim. "Daha alacak çok şeyim var. Sadece beklemelisin" dedi ve gitti. Piç. Şu güzel havada moralimin içine etmişti.

Gidip uyumak istiyordum. Hastane bahçesinin çıkışına yakın bir yerde boş bir bank bulup oturdum. Uykum gelmişti, 'Birazcık uzansam ne olurdu ki?' diyerek bankta olduğu kadarıyla cenin pozisyonu almıştım. Tam uykuya verecektim kendimi ki gelen bağırış sesleriyle yerimden kalktım. Kafamı seslerin geldiği yöne doğru çevirdim ve gördüklerim karşısında oldukça şaşırdım.


Merhaba! Bu hikayeyi iki kişi olarak yazıyoruz. İkimizinde ilk denemesi olacak bu hikaye. Devrik cümleler, yazım yanlışları, hoşunuza gitmeyen yerleri vs satır arası yorumlarda veya mesaj atarak bize belirtebilirsiniz. Sevmiş olmanız dileğiyle..

HOSPITAL × TaeGiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin