HOSPITAL × TaeGi

2.Bölüm

Yoon Gi'nin ağzından;

Onu ilk gördüğümde 1 yıl önceydi... Kahverengi saçları, gözlükleri, vücut ölçülerine tam uyan siyah takım elbisesi, elinde tuttuğu defter ve ağzındaki kalem ile oldukça sempatik bir görüntüye sahipti.

Bir saniye, kimseyi daha önce böylesine incelememiştim... Sanırım ilk bu şekilde dikkatimi çeken kişiydi. Ciddi anlamda çekim alanına girmiştim. Bu uzun süredir yaşamadığım duyguları yaşamama sebep olmuştu.

Avukat garip bir şekilde bana bakmaya başlayınca ne için burada olduğumu düşündüm. Ah evet, şu aptal davalar hakkında konuşacaktım sanırım. Aklım başımdan gitmişti birkaç dakika içinde...

Duvarlarımın hakimiyeti tekrar ele geçirmesine izin verdikten sonra avukatın karşısındaki koltuğa oturdum. Soğuk bir ifade ile konuşmaya başladım, "Son davanın durumunu öğrenmek istiyorum. Hastanın ailesi ne talep ediyor? Ya da kesin bir şekilde sorumluluk almamızı mı istiyorlar?". Dediklerimden sonra avukat gözlüğünü düzeltti ve konuşmaya başladı, "Bende sizi bununla ilgili arayacaktım. Hastanın ailesi yüklü miktarda bir ödeme karşılığında davayı geri çekebileceklerini söyledi." dedi ve biraz endişeli bir hal aldı.

Bu arada ofisten aceleyle çıkan stajyere takılmıştı gözlerim, "Ne kadar istiyorlarsa verin, en az zararla kalkmalıyız altından. Hastanenin adı çıksın istemiyorum." dedim. Biraz bekledikten sonra devam ettim "Ayrıca bu stajyerin dosyasını istiyorum. Hakkında ne kadar bilgi varsa 1 saat içinde masamda olsun." dememle avukatın yüzünde bu sefer şok olduğuna dair ufak belirtiler oldu. Fark etmememi ister gibi hemen topladı ve "Tamam Bay YoonGi. 1 saate kadar masanızda olur." dedi.

İlk defa birisi ile ilgilenmiş, merak etmiş üstelik bilgilerini istemiştim. Bu soğukluğum ve umursamazlığıma ters düşen duruma şaşırmaması mümkün değildi zaten. Yavaş hareketlerle koltuktan kalktım ve kapıya doğru ilerledim.

Odama giderken aklımdaki tek şey yeni stajyerdi. 'Kimdi? Nasıl biriydi? Neden bu hastaneyi seçmişti? Beni bu derece etkilemeyi nasıl başarmıştı?' gibi sorular beynimde dolanmaya başlamıştı. Odama ulaştığımda kapının oradaki sarışın, dişlek fakat oldukça düzgün bir fiziğe sahip olan sekreterime tüm randevuları iptal etmesini söyleyerek odama girdim.

Düşünmeye ihtiyacım vardı, beni bu denli kendisine çeken insanı. Hakkındaki bilgiler masama geldiğinde şaşkınlıkla okumaya başlamıştım.

Belgelerde onun hakkında oldukça ilginç bilgiler vardı. Aynı zamanda onun hakkındaki temel bilgileri de öğrenmiştim. Mesela adı Kim Tae Hyung imiş. 30 Aralık 1995 doğumluymuş, yani benden sadece 3 yaş küçüktü. Ailesi ile olan bağı kopukmuş ve sevgilisinde kalıyormuş. Gerçekten tüm bilgileri dökmüşler. Bravo...

Sevgilisinin adı Park Woo Ju. Bu arada bir düşmanı var, kuzeni Kim Dong Hyun. Ailesi tarafından pek önemsenmeyen birisi. Zengin bir ailede dünyaya gelmiş fakat gelecekte bu mirastan yararlanamayacak.

Hayatın zorlukları ile muhtemelen küçükken tanışmış ve çocukluğunu yaşayamamıştı. Bundan dolayı da dışarıya eğlenceli görünen biri olması lazım. Böyle düşününce onun için üzüldüm. Bende çok mutlu bir çocukluk geçirmiş sayılmazdım ama o masum görünüyordu.

Benim gibi değildi. Aynı zamanda gurur duyar gibi oldum henüz tanıdığım bu insanla. En iyi üniversitelerden birinde okumuş, şimdi ise stajyerlik yapıyordu hemde bizim hastane avukatının yanında.

Açıkçası avukata çok yakın değildim ama işinde ne kadar iyi olduğunu biliyordum. O kadar parayı boşuna ödemiyorduk sonuçta. Kim Tae Hyung stajyer olarak seçilmişse, ilerde iyi yerlerde olacağına eminim. Onu keşfetmek ve başardığı şeylere şahit olmak istiyorum sanırım...

Merhaba! Bu hikayeyi iki kişi olarak yazıyoruz. İkimizinde ilk denemesi olacak bu hikaye. Devrik cümleler, yazım yanlışları, hoşunuza gitmeyen yerleri vs satır arası yorumlarda veya mesaj atarak bize belirtebilirsiniz. Sevmiş olmanız dileğiyle...