Sk8er Boi

445 45 8
                                    

Louis anlamadan günler su gibi akıp geçmiş, cuma günü gelip çatmıştı. Okulda koca-Louis'ye çok uzun geliyordu ya da- bir haftayı pinekleyerek geçirmişti. Beklediğinin aksine Winston denen herifin derslerinde ağız dalaşı olmamıştı, hatta adam Louis'ye inceden dahi bir laf bile sokmamıştı. Louis de kendine biçilen rolü başarıyla oynamış, herifin derslerinde gıkını bile çıkartmamıştı.

"Ee," dedi Eleanor hiçlikten beliriverip Louis'nin yolunu keserek, "geliyor musun?"

"Haftasonu yoğunum," dedi Louis, geçerli tek bir bahane hala bulamamıştı. "Gelemiyorum."

"O halde bugün geliyorsun," dedi Eleanor sırıtarak. Geniş pervazlı pencereden süzülen ışık süzülerek Eleanor'un yüzüne çarpıyor, Eleanor'un gözleri sinsice parlıyordu.

"Nereye?" dedi Louis, hala jetonu düşmemişti.

"Harry'nin evinde olacağız, eğer bunu soruyorsan. Sana yazı uğurluyoruz demiştim ya şapşal."

Louis hala anlayamıyordu, bu da ne demek oluyordu şimdi? "Haftasonu demiştin," dedi soru sorarcasına.

Eleanor sevimli bir gülüş attı ona, havayı yumuşatmak ister gibiydi. "Öyle mi dedim? Yanlış sayılmaz gerçi, ama cuma gecesinden cumartesiyi pazara bağlayan geceye kadar devam edecek parti. Sen cuma gecesi bizimle kalır, cumartesi sabahı nereye istersen gidersin. Yoğunmuşsun malum, ama itiraz kabul etmem, bu gece bizimsin. TGIF* sonunda ne de olsa," diyerek göz kırptı.

Louis, içinden küfürleri sıralamaya başlamıştı bile. Hiç beklenmedik anda, Eleanor onu tongaya düşürmüştü işte. Louis beklemiyordu bunu, çaresiz kafasını salladı susarak.

"Yürüyerek gideriz, seni alacağım," dedi Eleanor ve hiçlikten belirdiği gibi hiçliğe karışıverdi. Louis ancak o vakit, Eleanor'u hafife alarak hata yaptığını idrak edebildi.

Harry, annesine gönülsüzce veda etti. Anne, Des'le bir haftasonu kaçamağı yapacaktı, Gemma ise hala ortalıklarda yoktu zaten. Ev tamamen Harry'ye kaldığında arkadaşları hamamböceği sürüsü gibi evi basardı, Harry'nin de bununla bir sorunu yoktu zaten. Onun sorunu Louis ve Eleanor'du, ve bir de olmasından korktuğu-Tanrı korusun- ilişkileri.

Zayn gruptan en erken gelen olmuştu. Bir şişe viski getirme jestini de yapmayı ihmal etmemişti üstelik, Harry biraz olsun rahatlayarak onu içeriye aldı. Zayn'le diğerleri gelmeden biraz konuşmayı, ilerleyen saatlerdeyse içkiyi fazla kaçırıp sızmayı umuyordu. Kapıyı alelacele kapattı.

"Kimden saklanıyoruz?" dedi Zayn sırıtarak. Anlaşılan hala keyfi yerindeydi, ama Harry bugün onunla uğraşmamakta karar kılmıştı; en azından şimdilik.

"Diğerleri kaçta damlar?"

Zayn, kolundaki saatte göz gezdirdi. "Bilmem, bir saate burda olurlar sanırım. Ben erken gelip iyi olduğundan emin olmak istedim."

"İyiyim, ama sana birkaç saat sonra da iyi olacağımın garantisini veremem."

Zayn, sevimli bir tebessüm etti Harry'ye. "İçmeye erken başlamak ister miyiz?"

Harry Zayn'e minnetle baktı. "İstemez olur muyuz?"

Louis, Eleanor'la turuncuya çalan kahverengi renkli şirin kapının önüne gelene dek pek konuşmadı. Eleanor ufak şakalar yapıp duruyordu, ama Louis ona katılmamıştı, biraz öfkeliydi. Eleanor'un zekasını tebrik etse de, Louis için yalanın bahanesi yoktu. Yalandan nefret ederdi ve azıcık, minicik bir öfke duyuyordu Eleanor'a hala.

New Kid in TownHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin