~ 7 ~ İddaa !

255 29 7
                                    

Multimedia da Stefan var. İyi okumalar ;)

Kızlar birden dağılmaya başlayınca bir çocuk çıktı. Dur dur dur !! Bu yakışıklı kim ?...

Mad ' in kolunu sıkıp kafamla yeni taşımızın olduğu tarafı işaret ettim. Kolunu ovalayarak,

" Yeni gelmiş işte " dedi acıyla. Gidip tanışsam mı acaba bu fırsat kaçmaz.

" Madison yanına gidelim mi tanışırız." dedim en masum ifademi takınırken.

" Senin işlerine hiç uğraşamam Grace gel kendi masamıza oturalım " dedi. Yaa. Bıkkın bir tavırla peşinden gittim. Neyse fazla abartmayalım. Ben bir ara Stefan ' a sorarım kimmiş diye. Arkadaşız sonuçta dimi yani.

Sandalyeyi çekerek oturdum. Kızlar beklediğimiz gibi ' yeni çocuk, yeni çocuk ' diyip duruyorlardı. Bende sonunda dayanamayıp telefonumu elime aldım. Ve Stefan' a mesaj attım.

- "Arkadaşınla tanışma zevkini ne zaman tadacağım"

Ve yerine koydum. Kafamı kaldırıp ona baktım mesajı okuyup şaşırdı. Sonra bana bakıp gülümseyerek yazmaya başladı.

- " Çok yakında "

Cool olmaya çalışan öküz. Yüzümü ekşiterek kızların sohbetine katıldım. Liz,

" Yarın akşam parti varmış gidiyomuyuz ? " dedi. Parti mi? En son gittiğim parti faciayla sonlanmıştı hatırlatırım.

" Yok ben gelmiyorum.  Pek aram yoktur. " dedim. Tamam partileri severim ama, biraz ara verdim diyelim. Kızlardan ' aaa ' sesleri yükselince kafamı olumsuz anlamda salladım. Gözler Madison ' a dönünce keyifle,

" Doğrusu ben hiç kaçıramam geliyorum. Eğlenmeye ihtiyacım var yani. " dedi.

Aman git eksik kalma. Arkadaşın evde otursun sen partilerde fink at. Oldu canım. Umursamaz bir tavırla,

" Sen bilirsin. " dedim. Mad bunun altında yatan küfürleri biliyordu tabii.

Bu arada ders zili çaldı. Kalkıp binaya doğru yürüdük. Programa bakıp onlardan ayrılarak sınıfa doğru yürüdüm. Çantamı sıranın üstüne koyup not defterini ve kalemi çıkartıp oturdum. Profesör sınıfa girince hemen derse girdi.

Be adam bi nefes al. Ders dinleyecektim ben ne güzel zevkimi kaçırdın. Zorla derse adapte olup aralarda not aldım. Ve ders bitti. Bu arada dışarı çıkmamaya karar verdim. Eşyalarımı toplayıp programa bakarak diğer dersliğin yolunu tuttum. Kapıdan kafamı uzatıp bir göz attım. En iyisi bir lavaboya gitmek. Yavaş adımlarla oraya gittim. Çantamı mermere koyarak kendime baktım.

Ne zamandır görünmüyor derken sarı yellozu görmem bir oldu. Bana küçümseyici bakışlar atarak adının 'Daniel' olduğunu öğrendiğim şu meşhur çocuktan bahsediyorlardı. Demek Daniel' mış tuttum bunu. Bende ona ' seni ezik ' bakışlarımı göndererek oradan çıkıp sınıfıma doğru yol aldım. Yere bakarak her zaman oturduğum sıraya oturdum. Çantamdan not defterini ve kalemimi çıkarıp arka sayfaya kafama göre bir şeyler karalamaya başladım. Biri yanıma gelip,

" Resminin pek iyi olduğu söylenemez. " dedi alayla. Ses tanıdık. Kafamı kaldırıp ona baktım. Stefanla aynı sınıf mı ? Pis ukala.

" Bende öyle bişey demedim zaten " diye karşılık verdim. Kollarını sıraya koymuş ayakta hafif eğilerek bana bakıyordu.

" Olumlu cevap verme yeteneğin yok mu? " dedi.

" Sana karşı alışkanlık oldu galiba seninde sürekli beni eleştirmen gibi " dedim yapmacık bir gülümsemeyle. Sonun bıkıp sırasına gitti. ' Grace sen mal mısın ?' diyen iç sesime duyurulur.  Bunların değerli yerleri havalarda hadlerinin bildirmek lazım.

Close Your EyesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin