Bu hayat ikimizin

düşkün hayat ....

Sabah en erken ben kalkmıştım . Erken kalkmak pek bana göre değil ama mecburuz . Kalkar kalkmaz ilk önce kendimize simit almaya parka gittik her birimiz bir simit , bir meyve suyu almıştık . Karnımızı doyurduktan sonra elimizde 20 lira kalmıştı . O parayı da sonraki günlere ayıracağız . Herkes bir plan yapmaya başladı bana göre nerede olursa olsun önemli olan çok para bulmak . Orada bir teyzenin gazetesinde bizim resimlerimiz vardı . Her yerde aranıyorduk . Dibimizde de bir sürü polis vardı ama bizi fark etmemişlerdi . Arkadaşlarıma kaş göz işareti ile oradan kaçmamız gerektiği ile ilgili şeyleri fısıltıyla anlatmaya çalışıyordum . Polisler bizi görmüş olmalılar ki peşimize takıldılar . Hepimiz koşmaya başladık gücümüz yettiği kadar koştuk , sonunda hepimiz yorgunluktan yere düşmek üzereydik . Polisler hala peşimizdeydi sonunda çıkmaz sokağa girmiştik. Oradaki duvardan atlamaya çalışıyorduk sadece ben kalmıştım atlamayan bana yardım etmeye çalışıyorlardı . Siren sesleri yaklaşıyordu . Bir arkadaşım beni hızla yukarı çekti , yukarı nasıl çıktığımı bile anlamadım . Orada yeni bir yeni yer bulduk . Aslında planımız yarım kalmıştı onu devam ettirmek istiyorum . Leyla bu konuda pek tecrübeli değil ama engelleri geçmeyi çok iyi biliyor . Aslında o benden daha iyi gibi görünse de çok yavaş hareket ediyor bazı konularda . Arkadaşlar ortaya karar attı . Ya parkta gerçekleştirecektik ya da bir alışveriş merkezinde . Benim tercihim parktan yana aslında ama ikisi de tehlikeli . Alışveriş merkezinde çok fazla kamera oluyor . Neyse parkı tercih ediyoruz . Yerimizin yaklaşık 1 kilometre kadar ötesine gidiyoruz . Ben oradaki teyzenin çantasını ya da cüzdanını her neyse işte ....  alıp kaçacaktım . Aslında kaçarsam belli olur onun için sırayla arkadaşlarıma cüzdanı verip yolumuza devam edecektik . Bu sefer teyzenin cüzdanında 350 lira vardı yine iyi yırttık 2 , 3 ay karnımızı  doyuracak kadar yeter gerisini ne yaparız bilmiyorum ...