Park Aeri kitaplardan ve bolca kakaolu pastadan oluşan sığınağında mutlu bir hayat süren,duygusal ve beyaz atlı prenslere inanan bir parti kızı iken oldukça işkolik bir o kadar da kuralcı bir savcı olan Yoongi ile nasıl on beş aylık bir bebeğe bakac...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
♡♡
"Peki bu işine yarayacak mı?" Salondaki geniş koltuğa yayılmış,belgelerini düzenlemeye çalışan Yoongi'yi izliyordum. Gözlerini kağıtlardan ayırmadan yanıtladı,
"Öyle umuyorum." Dudaklarımı sıkıca birbirine bastırdım. Onun kadar bende gerilmiştim. Eunbi'nin doldurduğu bezi aklımdan çıkıp gitmişti. Onun da pek umurundaymış gibi durmuyordu. Ağzına soktuğu oyuncağıyla diş etlerini kaşırken,televizyondan gözlerini ayırmıyordu.
"Yoongi?" Uzandığım yerden kafamı geriye doğru atarken konuştum.
"Hm?"
"Bana hiç kendinden bahsetmedin." Kafasını kaldırdığında göz göze geldik. Bir şey söylemesine izin vermeden konuştum.
"Hep aynı ortamda olmamıza rağmen senin hakkında bildiğim tek şey savcı olman. Taehyung'u bile senden daha çok tanıyorum." Kavuşturduğum ellerimle oynarken kaçamak bakışlarım suratında geziniyor,dudaklarındaki küçük gülümseme yerini koruyordu.
"Ne bilmek istiyorsun?" Biraz durakladıktan sonra kurnaz bakışları beni buldu ve devam etti. "Nasıl öpüştüğ-" Bitirmesine izin vermeden hızlıca koltuktaki kahverengi yastıklardan birini ona doğru fırlattım.
"Yah Min Yoongi!"
"Tamam!" Ellerini iki yandan yukarıya doğru kaldırdığında güldüm. Kafasını tekrar aşağı indirdiğinde saçlarının bir kaç tutamı öne doğru düştü.
"Mesela..sevdiğin müzik türleri neler? R&B veya hip-hop tarzı bir şeyler mi?" Bir kaç saniye geçip ben söylediklerimi fark ettiğimde arkasından attığım kahkaha ve Yoongi'nin de bana katılması geç olmadı.
Bir an onu duruşmanın ortasında başsavcı ile beraber rap yaparken düşündüm.
Gülmemek için yanağımın iç kısımlarını dişlerken söylediklerine odaklanmaya çalıştım.
"Sadece rahatlamak için müzik dinlerim. Daha sakin olanları." Çantasından bir kaç tane daha dosya çıkartırken konuştu. Sıkıcıydı bu adam. Sıkıcıydı ama artık buna alışmaya başlamıştım ve çekici geliyordu. Hiçbir şekilde bu işin içinden çıkamayactım. Nefret benim kafamdan kolaylıkla silebileceğim bir duyguydu fakat Yoongi için değildi sanırım. Bana hala gıcık olduğuna eminim.
Bunu kabullenmeyecektim! Min Yoongi sadece aptal küçük gözleri ve yumuşak saçları olduğu için kafamı kurcalamıştı. Ayrıca çoğu gece sabaha kadar çalışıyor ve yaptığı işte en iyisi olmak istiyordu. Bu tabikide her kadının isteyeceği bir şeydi! Yani sanırım?
