Evet bir erkek arkadaş her şey mükemmelken bir anda konuşmayı niçin keser? A) Eski sevgilisine döndüğü için. B) Sevgili olamadığı eski kız arkadaş ona döndüğü için. C) Uzun zamandır tavlamaya çalıştığı yeni kız arkadaş adayı ona yüz verdiği için ve...
2017 yazının akşamı ben köydeyken yine o müthiş mağlum sitede bana anonim birisinden mesaj geldi. Köyde de sadece o sitenin çekiyor olması ayrı bir trajedi tabi... Neyse... Her zaman kurbanlarını seçen kişi olan beni, bu sefer başka birisi kurban olarak seçmişti. Zaten sıcaktan uyuyamıyorken kurban olmayı umursamadan başladım anonim beyle konuşmaya. İlk konuşma biraz sıkıcı geçince anonim bey kendini tanıtmaya başlayarak yeni bir konu açmaya çalıştı. İşte kimsin, nerelerdensin falan derken çocuğun söylediği semt adı zınk diye beynimde yankılandı. Anonimin şu an olduğu yer benim köyün tam yan köyüydü yani bu da aramızda sadece 1,5 km falan olduğunu gösteriyordu. Ben bunu Apo'ya (yani artık ismini öğrenmiştim çünkü akraba çıkma ihtimalimiz çok yüksekti!?) söylediğimde ufak çaplı bir soyağacı tartışması yaptık ve akraba olmadığımızı öğrendiğimizde asıl muhabbet o zaman başladı. Bizim köydeki insanların dedikodusundan tutun o anki borsa durumuna kadar konuştuk(mükemmel erkek arkadaş adayı kriteri vol1: her konudan konuşabilmek.). Saat sabahın 6sına geldiğinde, şehre inip staja gitmesi gerektiğini söyleyerek, İstanbul'da diş hekimliği okuduğunu da araya sıkıştırmış oldu( vol2: tahsilli ve DOKTOR adayı, vol3: köyünde bulunduğumuz şehirde hatırı sayılır tanıdıklarının olması. Bu da size stajdır, iş imkanıdır derken süper bir avantaj sağlar. Demek ki sevilen bir ailenin çocuğu. Bingo!).
Ertesi günü ben daha yazmaz diye düşünürken akşam üzeri saat 7 gibi Apo'dan mesaj gelmişti. Bu da demek oluyordu ki stajı biter bitmez bana yazmıştı, alın size vol4. Mesajda bu siteyi kapatacağından ve bana başka bir yerden ulaşıp ulaşamayacağını soruyordu. Ben de hem instagram adresimi hem de telefon numaramı verdim, niyeyse... Heyecandan olsa gerek...
Sonrasında her akşam staj dönüşü uyuyana kadar konuşmaya başladık. Whatsappın çekmediği zamanlarda da smsten yazıyor 1 günü bile konuşmadan bitirmiyorduk. Gel zaman git zaman ben İstanbul'a döndüm o da Hollanda'ya gitti( Ne alakaysa???). O yurt dışındayken 2 hafta boyunca hiç konuşmadık ve ben neredeyse her gün ondan mesaj bekliyordum. Ama onun yaşam belirtisi olarak yaptığı tek şey instaya Amsterdam'dan bir foto atmasıydı. Onu da beğenmemiştim zaten(bak bak nasıl da dikkat çekici bir yöntem ama!). Bu müthiş tepkime geri dönüş oldu mu? Tabii ki de olmadı ve ben de numarasını sildim(instadan unf yapmaya içim el vermedi...).
Artık aradan 4 hafta geçmişti ve ben Kurban Bayramı için yazlığa gitmiştim. Bayramın son günü akşam saat 9da(ya neden saatlerine kadar hatırlıyorum!?) bana rehberde kayıtlı olmayan numaradan ''İyi bayramlar :) :)'' diye bir mesaj geldi. Ben tam 'bayram mı kaldı andaval insan' diye mesaj atacakken mağlum kişinin whatsapp fotoğrafı güncellendi ve bom! Mesaj Bay Apo'dandı. Paşa paşa yazdığım andaval kelimesini sildim tabii öyle gönderdim mesajı. Hemen yüz vermeyeyim diye de yazdığı şeylere 15 dk sonra cevap veriyordum. Bu sefer bu geç yazma taktiğim işe yaramış olacaktı ki bir anda, konuşmadığımız bu 1 ay içerisinde bana yaptıklarını anlatmaya başladı. İşte vize çıkmaz sanıyormuş da vizeden onay gelince apar topar gitmek zorunda kalmışmış, yurt dışında hattını çok kullanamadığı için annesiyle bile zor konuşmuşmuş falan. E peki ben bunlara inandım mı? Tabi ki de inandım. Gayet makul sebeplerdi bence söyledikleri...
Biz yine çok güzel bir şekilde mesajlaşmaya başlamıştık. Araya da bazen beni özlediğini fark ettiğini söylemesi iyice kıvama getiriyordu beni. Tanıştığımız günden şuana kadar bana hiç saygısızca bir şey söylememiş ya da bana yazılmamış olması da tuzu biberiydi mutluluğumun(vol5: kız açlığında olduğunu çaktırmadan sizinle efendice konuşabilmesi.).
Aradan günler geçti ve ben İstanbul'a döndüm. Bay Apo'yu bilmeyen arkadaşım Aslı'ya olayları anlatabilmek için Aslı ile 5 Eylül'de hemen bir görüşme ayarladım. Ben Aslı'ya ballandıra ballandıra Apo ile olan mesajlarımızı okurken Aslı'nın onay verici tepkileri beni acayip heveslendirdi(çünkü Aslı kolay kolay bir insana onay vermezdi.) ve ben bu gazla Apo'ya Aslı ile bulunduğumuz yeri söyleyip gelip gelemeyeceğini sordum. Apo'dan tamam mesajı gelince, Aslı 'bu sizin ilk buluşmanız ben gidiyorum...' dediğinde tam onay verecektim ki sonrasında cümlesini 'baş başa olun.' diyerek bitirdiğinde heyecanlanıp onun da yanımda kalması için neredeyse yalvardım. (bir erkeği elinizden kaçırmanın yolları lvl1: ilk buluşmada 3. bir kişinin olması.)
Apo'yu gördüğümde o kadar heyecanlanmış ve o kadar etkilenmiştim ki içimden damat halayı çekiyordum. Masaya oturup muhabbet etmeye başladığımızda bilin bakalım ne yaptım? Bir anda susup arkadaki oyun parkında oynayan çocukları izlemeye başladım. Aslı beni masanın altından dürtünce de Apo ile kattiyen göz teması kurmadan masadaki muhabbeti onaylarcasına sesler çıkartıp durdum. Neden mi? Çünkü ben hoşlandığım insanla aynı ortama girince ona kütük gibi davranmaya bayılıyorum(Muharrem Abi lakabım kulağınızda çınlasın.), (lvl2: buluşma esnasında surat asıp karşınızdakinin değersiz hissetmesine sebep olmayın.).
Hesap geldiğinde ben kutuya tüm hesabı kapatan bir para koyup garsona verecekken Apo bir anda kutuyu elimden çekti, paramı bana uzattı ve içine kendi parasını koyarak garsonu gönderdi(lvl3: hesabı siz ödeyecekmişsinizcesine cüzdanınızı çıkarın fakat sakın erkekten önce kutuya para koyup karşınızdakini rencide etmeyin. Bence bu rencide etmek değil ama da, neyse...). Aslı'yı gönderip Apo ile metroya bindik. Peki hiç konuşmadık mı? Konuşmadık valla. Konuşamadık ki benim yüzümden. 2 durak sonra inecek nasılsa diyip sanki metroda tekmişimcesine salak salak şeyler yaptım durdum.
Ve işte mükemmel evlilik hayallerimi bitiren o son vuruşu yaptım. Çocuk inerken vedalaşmak için bana uzattığı elini kibarca sıkmak yerine heyecandan, erkek kankalarımla tokalaşırcasına, çocuğu bilek güreşine davet ediyormuşum gibi elini tuttum... (lvl4 ü söylememe gerek yok heralde.)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sonrasında Apo bozuntaya vermeden gülümsedi ve usulca metrodan indi... (Arka fona gidiyor gönlümün efendisi gelsin.)
