Bütün akşam bu anı beklediğim için yatamadım.Sürekli bir telaş içinde kendime "nasıl yapabilirim?" sorusunu sordum.Aklıma hiç bir fikir gelmediği için her zaman yaptığım gibi doğaçlama yapmaya karar verdim. O yüzden gerekli erzakları toplarken aynı zamanda gecenin sessizliğini bekliyordum. Dün söylediğim gibi duvarların arkasına geçmek suç ve bu yüzden duvarlarda 10 metre aralıklarla askerler bekliyor. Biliyorum ki her an uyuyabilirlerdi zaten kimsenin idamı göze alacaklarını düşünmedikleri için çok rahatlardı (kaçmanın cezası idam ama ailesini kaybetmiş bir kız için idam hiçbir şey). Şimdi evet o zaman gelmişti birden bire yerimden atılarak kimseye gözükmeden 10 metreden aşağıya atlayıp koşmaya başlarken askerler ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı atlamak ayağımı çatlatmıştı koşmakta daha kötü yaptığı için o anki acıyla yere yığıldım. Geri kalktığımda sabah olmak üzereydi ayağımı zorla kaldırarak yavaşça yürümeye başlamıştım. Nereye yürüdüğümü bilmiyordum ama dediğim gibi "doğaçlama" yaparak her iş halledilir. Etraf o kadar sessizdiki ayağımın altındaki kumların çatırdamasını esen rüzgarın sesini duyuyordum ki birden bi yapı fark ettim.içindeki insanları farkettiğim anda yağmacı olmalarından korktum ama (tamam kızma aynı şeyi söylediğimi bende biliyorum) doğaçlama yaparak yoluma devam ediyordum ki ...
Birden karşıma çıkan iki kişi parlak bir yolda bana doğru yürümeye başladılar. Bende onlara doğru yürürken aynı zamandada nerede olduğumu anlamaya çalışıyordum. Derken iki kişinin yanımda bana seslendiklerini duydum. Kadın olan bana-Merhaba Dafny.
dedi çok şaşırmıştım
-Sen kimsin? Nerdeyim ben? Adımı nerden biliyorsun?
-Merak etme Dafny sen bizi tanıyorsun sadece kendine biraz zaman ver.
Kadın olanda
-sen o'sun dedi
-Ne!?
-Merak etme geri dönüceğiz.
-O kim cevap verin.
Sanki aralarında hiç uyum yokmuş gibi konuşuyorlardı. Derken gözümün önünden bulut gibi buharlaşıp gittiler. Gittikleri anda oldukça parlak bir ışık gözümü alması ile uyandım birden uzandığım sedyeden fırladım. Doktor
-Sakin ol bayıldın ayağın neredeyse kırılmış alçıya aldık bir kaç güne iyleşir dedi
-Bir dakika ben nerdeyim ne zamandan beri burdayım?
Sorumu sorduğumda birkaç evrak karıştırıp
-Yaklaşık...20-25 gündür burda baygınsın seni bulduğumuzda yüzü koyun 35 derecelik kumda yatıyordun.
Dedi,çok şaşırmıştım
-Ne dedin 20 gün mü!?
-Evet sakin ol yine bayılmanı istemeyiz.Zaten Komutanda gelir o sana detaylı anlatır sadece uzan tamam mı?Bende işimi yapmaya çalışıyorum.
-TamamDedim ama hiçbir şey anlayamadım uzandıktan 15 dakika sonra içeri 3 kişi girdi birisinin üçgen vücutlü kaslı ciddi bakışları ve sert duruşu önemli biri olduğunu kestirmeme sebep oldu bu arada doktor dışarı çıktı bana yaklaşarak
-Kimsin ve burada ne işin var
Dedi
-Be.. Ben Dafny hemen 2 mil ötedeki kabileden geliyorum.Diğer iki askere kafasını hafiften oynatarak askerlere bir şey ima etti ki askerler çıkıp bir yere doğru gitti dönüp hala ismini bilmediğim adama
-Pekii sen kimsin?
Dedim dönüp bana
-Sen çok meraklı bir kızsın tabii hemen söylüyorum ben komutan Franklin bu üssün komutanıyım doktor bir kaç güne ayağının iyileşeceğini söyledi tekrar seni ayakta gördüğümde doğruca yanıma gelmeni istiyorum.
Dedi ve arkasını dönüp odadan çıktı. Hemen arkasına doktor içeri girip
-Sana bir iğne yapacağım ve uyuyacaksın tamam mı?
-Pekii 20 gün uyumuş birisi olarak nasıl yatacağım? Galiba bu bir sorun.
-Sen merak etme bu sana yardım eder.
Dedi iğneyi yaparken yavaş yavaş gözlerimin kapanması dışında hiçbir şey hatırlamıyorum.