Cevabımı söylemeden önce geçen 2 saniyelik sürede bir çok şey düşündüm. Ve
– Cevabım evet ama...
– Ama?
– Ama buranın neresi olduğunu anlat nasıl 50 mili 5 dakikada kat ettim?
– Burası WRT(World Recovery Team)
– Peki o ne
– Dünya devlerinin savaşmasından sonra bütün dünyaca kurulan bir takım ama artık oldukça büyüdü takımlar desek daha doğru.
– Bu takım veya takımlar da ne?
– Bu takım dünyayı eski haline getirmek için uğraşıyor.
– Pekii "o" ne?
– O yerine kahraman demek daha doğru kahraman dediğimiz kişi eskiden belirli ülkeleri kurtarmaya, Tanrı tarafından gönderilen insanlar olduğuna inanılıyor.
– Pekii dünyayı nasıl kurtarmayı düşünüyorsunuz.
– Aslında dünya şuan da bitki örtüsü için el verişli fakat dışardaki radyasyondan etkilenen mutant hayvanlar işi zorlaştırıyor. Ama asıl olarak hava, havadaki radyasyon yağmurları kötü etkiliyor.
Sana da burda görev düşüyor, kahraman bu radyasyonu kaldırabilecek mistik bir güce sahip bu da sende var
– Tamamda ben nasıl savaşacağım.
– Dışarıdan küçük bir yere benziyor olabilir.
Derken bir tuşa bastı
– Ama buranın altıda var dedi.
Bunları derken çıkan ekranda bir çok genç silah sıkmayı ve yakın dövüşü öğreniyordu.
– Tamam
– Bundan sonra sana karşı bu kadar yumuşak olmayacağım. Ve bana bundan sonra komutanım diyeceksin anlaşıldı mı asker ?
– Anlaşıldı
Diye cevap verdim ve arkamı dönerek odadan çıktım. Hemen kapının dışında beni bir asker bekliyordu. Beni yönlendirerek bir odaya getirdi oda ne kadar eski ve yıkılacakmış gibide olsa içinde bir asansör vardı. Asansöre bindim asansör yavaşça aşağı doğru inerken neler olacağını düşünüyordum ki
çıkan gıcırdama sesinden sonra irkildim. Nereye gelmiştim? Yeni bir dünya mı? Cennete mi? Geldiğim yer çok yeşildi. Hayatımda bu kadar yeşillik görmemiştim. Derken
– Çok güzel değil mi?
Dedi birisi
– Evet
– Sen yeni olmalısın hoşgeldin ben Aaron.
– Bende Dafny sen bana Daff desende olur.
Daha yeni tanışmış olsakta sesi çok güven vericiydi.
– Beni komutan yolladı kalacağın yeri göstermem için.
– Pekii ama sen kimsin
– Gel yolda anlatırım.
*****
– Yanii buraya gelen herkes çaylak olarak başlıyor. Ve sonunda konutanlığa kadar devam ediyor doğru mu?
– Doğru.
– Sende çaylak mısın?
Nedenini anlamadığım biçimde yanımda olmasını istiyordum.– Evet
Derken birden durdu
– Geldik, işte burası
Yana doğru açılan kapıdan içeri geçen Aaronu takip ediyordum.
İçerideki herkes bana bakarak bir şeyler demeye başladılar. Rahatsız olmuştum birçok ranzanın arasından geçtikten sonra Aaron
– Üst mü? Alt mı?
Dedi sanki alt tarafta birileri vardı
– Alt ama sanki dolu gibi?
– Hayır ben oradayım ama istersen geçebilirsin. Dedi yatağı toplarken.
Yatağı topladıktan sonra Ben bir süre uyudum.
Uyandığımda akşam olmuştu içeride kimse yoktu karanlıkta kapıyı bulmayı başarmıştım fakat kapının sesi beni hala korkutuyordu. Bana doğru yürüyen Aaronu gördükten sonra rahatlamıştım.
– Demek uyandın acıkmışsındır.
– Evet hemde kurt gibi uzun zamandır. Yemek yemedim.
– Hadi gel o zaman.
Aaron'ın yanında yürürken yemekhanedeki arkadaşı Abraham hakkında konuşuyorduk.
– Tanıyınca sende seveceksin.
– Cidden merak ettim.
Sonunda vardığımız yemekhaneye girdiğimde burnuma gelen kokular beni daha çok acıktırmıştı fakat yemeğin görüntüsü çokta iç açıcı değildi. Tepsideki yemeğim ile Aaronun yanına gittim.
– Abrahamda hemen şurda hadi gel.
Masaya oturduğumda Abraham bana değişik şekilde bakıyordu ne olmuştu ki acaba ilk kez mi kız görüyordu? Ardı arkası kesilmeyen taciz bakışlarına dayanamayarak konuşmaya başladım.
– Ben Dafny.
– Bende Abraham. Tanıştığıma memnun oldum.
(En azından nezaket kurallarını biliyordu)
– Bende.
Yemeğimizi yedikten sonra dışarı çıktık. Hep birlikte biraz yürüdükten sonra Abraham ve Aaron yatmaya gittiler ben uzun süre yattığım için biraz daha dışarda dolaştım. Etrafı gezdikten sonra (Evet komik biliyorum) yolu bulamadığım için bankta yattım.
Sabah Aaron ve Abraham beni kaldırdılar.
Aaron
– Sen manyak mısın? Seni sabah görmeyince ödümüz koptu. Zar zor bulduk seni
Abraham
– Evet seni her ne kadar yeni de tanısam biz arkadaşız.
Ben
– Özür dilerim. Ben yolu bulamayınca burada yattım.
Aaron
– Neyse olmuş olan hadi gidelim de kahvaltı yapalım.
Gene uzunca bir yürüyüş yaptıktan sonra girdiğimiz yemekhanede yemeklerimizi alıp bir masaya oturduk.
Ben
– Pekii bugün ne yapacağız?
Abraham
– Önce yakın dövüş salonuna gidip seni biraz çalıştırırız sonra ara verip birazda silah kullanmasını gösteririz.
Aaron
– Eğer bunları yapacaksak acele etmeliyiz.
Kahvaltımızı bitirdikten sonra ilk gittiğimiz yer Abrahamında dediği gibi yakın dövüş salonu oldu girdiğimiz anda beni büyüleyen bu mekan cidden çok güzeldi her çeşit yakın dövüş aleti olan bu yer de bizim dışımızda bir kaç kişi vardı. Aaron
– Biliyorsun ki bizler dışarda dövüşmek için eğitiliyoruz. Dışarıda dövüşen askerler hem yakın hemde uzak dövüşü bilmeli.
Abraham araya girerek
– Yakın dövüş 2, uzak dövüş 3 olmak üzere 5 grup var. Yakın dövüş grupları tanklar ve dövüşçüler ; uzak dövüş grupları
hafif makineliler, ağır makineliler ve dürbünlüler
Aaron
– Ee söyle bakalım sen hangi grupları seçeceksin?
Ben
– Dövüşçü ve hafif makinalı olacağım.
Abraham
– Wow sakin ol bakalım. Bu gruplar sencede çok tehlikeli değiller mi?
Aaron
– Abraham sen her zaman böyle korkasın. Zaten ne kadar dövüşten uzak olursan o kadar iyi olacağını sanıyorsun değil mi?
Abraham
– Dostum ben sadece dövüşmekten hoşlanmıyorum.
Aaron
– Neyse yeniden başlamayalım. Hadi gelinde kayıt yaptıralım.
Hemen yan odaya girdik. İçerde bir kadın vardı. Aaron selam durduktan sonra kayıt yaptıracağımı anlattı.
Onbaşı
– Vay demek ki cesursun.
Ben
– Cesur olmasaydım, burada olmazdım.
Onbaşı
– Tamam o zaman al bu kağıdı doldur.
Elinden aldığım kağıdı doldurduktan sonra masasına bıraktım, selam durup dışarı çıktım.
Aaron
– Ee bari memnun musun?
Ben
– Tabii ki
Abraham
– Bence hala tehlikeli gruplar seçtin.
Aaron
– Abraham...
Derken gözlerini devirmişti.
Abraham
– NE? NE OLDU? İNSAN KENDİ K.
K*ÇINI KORUYOR DİYE KORKAK OLUYORSA EVET, EVET BEN BİR KORKAĞIM!!
Bunları dedikten sonra yanımızdan uzaklaştı. Aaron ne kadar seslenip Abrahama yetişmeyede çalışsa başaramadı ve yanıma geri döndü.
Aaron
– Ne oldu şimdi ya? Yanlış bir şey mi dedim?
Ben
– Bilmiyorum ama biraz yalnız kalsa iyi olacak.
Bu tatsızlışın arkasına yatakhaneye doğru yürürken ikimizinde ağzını bıçak açmıyordu. Sonunda vardığımızda içeri girip ilk olarak Abrahamı gözlerimizle aradık. Fakat içeride bulamayınca dışarı tekrar çıkıp aramaya başladık.
Aaron
– Ayrılalım, daha kolay buluruz.
Ben
– Tamam
Aaron
– Ama gene kaybolma.
Derken sırıttı bıyık altından.
İkimizde farklı yönlere ayrıldık. Aaronun seslenişini kısıkta olasa duyabiliyordum.
Aaron
– Abraham!!!
Ben seslenmektense düşünüyordum. Sonradan aklıma gelen ortadaki çeşmenin orasıydı. Gittiğimde orada değildi fakat hemen arkadaki parktaydı.
Arkasından yaklaştım beni farketmiş olmayacak ki konuşmaya başladığımda ürktü.
Ben
– Sorun ne dostum?
Göz yaşlarını silerek
Abraham
– Sorun mu? Heh.
Ben
– Ah hadi ama Abraham kandırmaya çalışma ikimizde biliyoruz bir sorun olduğunu
Abraham
– Aaron la ben çocukluktan beri beraberiz. Çocukluğumda hep Aaronun gölgesinde kaldım. Ben ne yaparsam o iki katını yapıyordu.
Ben
– Sende hep içine attın. Ve sonunda kendini bıraktın doğru mu?
Abraham
– Evet
Aaronda karşıdan bizi görmüş ve bize doğru yürüyordu.
Ben
– Hadi gel gidelim. Aaronda geliyor zaten.
Bunu derken yürümeye başlayacaktım ki Abraham elimden tuttu ve
Abraham
– Teşekkür ederim.
Hafifce gülümseyerek
Ben
– Önemli değil.
O da kalkmış beraber Aarona doğru yürürken Abraham göz yaşlarını siliyor, Aaronda neler olduğunu anlamaya çalışıyordu.
Aaron tam ağzını açacakken ben onu yarıda kesip
Ben
– Sizin konuşacaklarınız vardır. En iyisi ben gideyim.
Diyerek yemekhaneye gittim ve erkenden yemeğimi yedim sonrasında yatakhaneye giderek Aaron ve Abrahamı beklemeye başladım. Yaklaşık yarım saat sonra kapının açılış sesine gözlerimi açtım. Uyumuşum, Aaron açılan kapıdan bana doğru yürüdü
Ben
– Nasıl geçti?
Aaron şok olmuş bit şekilde
– Az önce çocukuk arkadaşımın benden nefret ettiğini öğrendim.
Ben
– NE!
Nasıl böyle bir şey olmuştu konuşurken bu kadar nefret dolu değildi. Ne onu bu kadar sinirlendirmiş olabilir ki? Bu soru ona sormak için beklerken aynı zamanda da Aaronu sakinleştirmeye çalışıyordum.
*****
Akşam olmuştu saat gece 03.30 civarında yatağımdan kapının açılış sesine uyandım(Evet hala kapının sesine alışamadım). Dışarıya çıkan kişiyi görememiştim ama Abraham'ın yatağına baktığımda boş olduğunu gördüm. Huysuzlanıp çıkan kişinin arkasına bende çıktım. Takip ederken birden durunca yüzünü gördüm. Hayır hayır o Abrahamdı? Çantasını toplamış, asansöre doğru yürüyordu tam asansöre binerken peşinden koştum.
– Abraham dur! Nereye gidiyorsun!?
– Üzgünüm Dafny bunu yapmam lazım.
Dedi asansör gıcırtılı sesini çıkartırken o da yukarı çıkmaya başladı. Ne kadar seslensemde boşuna olduğu için gidip yattım. Sabah Aaron Abrahamı göremediği için telaşlanmıştı(Ne kadar kavga etmiş olurlarsa olsun hala dostlardı). Yanına gidip olanları anlatınca Aaron daha çok şaşırmıştı sinirli bir şekilde.
–Bunu yapmış olamaz!
Dedi
DEVAM EDECEK...