KAFİ DEĞİLDİR AŞK!

7.2K 46 2
                                    

Ankara'dan ayrılırken yanımdaki koltuk hala boştu.

Doğrusu bu durumun hoşuma gitmediğini söylemeyeceğim.

Siz de hak verirsiniz ki tanımadığınız biriyle yanyana

oturarak saatlerce yolculuk yapmak pek de hoş bir

durum değildir. Ancak keyfim uzun sürmedi. Otobüsümüz

Gölbaşı'na gelince durdu. Bizim boş koltuğun sahibi de

ortaya çıkıverdi. Oldukça yaşlı biriydi. Otobüse

binerken gençten bir adam ona yardım ediyordu.

Koridorda ilerleyerek bana yaklaştı. Genç adamın

işaretiyle, yaşlı adama yol verdim, o da pencere

kenarındaki koltuğuna kendini bırakıverdi. Genç adam,

"Hoşça kal dede," dedikten sonra kulağıma eğilerek,

"Biraz rahatsız ona yardımcı olur musunuz?"

diye rica edince çaresiz, kabul ettim.

Otobüsümüz yeniden yola koyulunca, yaşlı adam hiçbir

şey söylemeden bir süre dışarıda akıp giden bozkırı

izledi. Sonra sanki aniden anımsamış gibi bana

dönerek,

"Merhaba delikanlı," dedi titrek bir sesle "Yolculuk

nereye?"

"Antep'e," dedim. İlk kez ona dikkatle bakıyordum. Ve

onda ilgimi çeken şey yüzündeki keder oldu. Ağarmış

saçları, alnındaki derin çizgiler, feri kaçmış kül

rengi gözleri, sanki yaşlanmanın doğal bir sonucu

değil de, derin kederini daha iyi vurgulamak için

yerleşmişlerdi yüzüne. O da bir an beni süzdükten

sonra, "Niye gidiyorsun Antep'e?" diye yeniden sordu.

Savcı gibi böyle sorular sorması canımı sıktı ama ayıp

olmasın diye yanıtladım. "Yeğenimin nikahı var da."

Kül rengi gözlerinden bir ışık geçti. "Düğün ha!" diye

mırıldandı. "Görücü usulüyle mi evleniyor yoksa sevda

mi?" Daha fazla soru sormamasını umarak, "Görücü

usulüyle," diyerek kestirip attım.

Başını sallayarak, kendi kendine gülümsedi. Ben, artık

kurtuldum, diye düşünürken, yeniden söze başladı.

"Görücü usulüyle evlenmek iyidir. Arada sevda filan

olsaydı kötüydü." Yaşlı adamın, sorularından sonra

şimdi de Don Juan misali kendinden emin bir tavırla

aşk üzerine atıp tutması beni sinirlendirdi. "Bu

konuları çok iyi biliyorsunuz galiba?" diye alaycı bir

tavırla sordum. Alay ettiğimi anlamadı, gözlerine

tatlı bir özlem çöktü. "Eh, biraz bilirim," dedi.

"Başından çok macera geçmiş anlaşılan," dedim

Tek Bölümlük HikayelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin