Thirty (M)

4.1K 223 122
                                    

MinSuga:
Bizim eve neden geliyorsun?!

JungsKookie:
Uyuyacağız altüstü

Aç kapıyı da geleyim hadi

MinSuga:
Annem ve babam evde Jungkook

Babamın ikimizi de sikmesini istiyorsan

Gel, tabii

JungsKookie:
Annen biliyor yani?

MinSuga:
Annem benim, senin hakkındaki ilk sırdaşım

Ve bu yüzden onun güvenini kırmak istemiyorum, gelme Jungkook.

JungsKookie:
Tamam

MinSuga:
Ne yani

Sadece tamam mı?

Yoongi, sinirle telefonu karşısındaki pufa atarken her zamanki gibi uykusundan vazgeçmeyip, küçük olanın tavırlarını, ertesi gün düzeltmeye karar vermişti. Muhtemelen yüzündeki o üzgün ifade ve zeytini andıran ıslanmış gözleriyle buraya kadar attığı adımları geri yürümüştü. Bunları düşününce ne kadar kalbi sıkışsa da, her zamanki gibi umursamazı oynayıp yorganı tepesine kadar çekti Siyahlı.

O an dakikalarca uyuyamamasının nedeni kesinlikle saniyede bir penceresinden gelen tıkırtılar değildi. Derin düşüncelerinden sıyrılıp, kafasını yavaşça yorgandan çıkardığında odadaki zifiri karanlıkla karşılaşmıştı. Oysa babası bilerek odasına perde koymayarak, bütün gün ışığın odasından eksik olmamasını amaçlamıştı fakat şimdi öyle bir gölge vardı ki ay ışığını kesmiş, kendi karanlığıyla odayı kaplamıştı.

"Seni velet!" Bağırmaktan farksız fısıltısıyla pencereyi aralayıp iri bedeni zorla da olsa içeri aldı. Odadaki karanlığın sebebi, bütün pencereyi kaplayan örümcek adamımız Jungkook'tu tabii. Her zamanki gibi sevgilisinin sözünü dinlememiş ve büyük bir risk alarak, girmesi beklediğinden daha kolay olan pencereden Yoongi'sine kavuşmuştu.

"Ya, velet tabii, senin için o güzel poposuna kıymaya cesaret eden velet. Öyle olsun hyung, kırıldım." Küçük gözlerini karanlığa biraz olsun alışmak için kısarken gülümsememek için zor tuttu kendini, halbuki ustaydı duyguları gizlemekte fakat bu çocuk alt üst etmişti her şeyini, biliyordu.

İçindeki, fakat fiziksel olan savaşı sonlandırıp gülümsedi huzurla, ardından sevgilisinin dağılan saçlarını parmak uçlarında kalkarak düzeltti ve bir öpücük kondurdu dudaklarının kenarına.

"Üzerimi değiştireceğim, başka bir yere gidelim, tamam mı?" İri gözlerini ondan ayırmazken usulca kafasını salladığında Yoongi'nin odadan çıkışını izlemişti. İstisnasız, her öpücük onu bu hale getirecekse işler bayağı tehlikeli bir hal almaya başlıyordu.

Jungkook'un asiliğinin tamamen kaybolmaması bu sefer yaramıştı işine, tehlikeyi fazlasıyla severdi.

* * *

"Hadi Jungkook, çıkar pantolonunu." Yoongi'nin fırtına önceki sakinliğine karşı korkuyla doldu Jungkook. O kedi kulakları cidden uysallaştırmış mıydı, yoksa tam tersi etki mi göstermişti? Büyüğü yatağın diğer ucunda otururken aniden emekleme pozisyonuna geçip yavaşça yanaştı Jungkook'a, o toz pembesi kedi kulaklarıyla ne kadar seksi ve ciddi anlamda yenilesi duruyordu, bunu sadece ona iyice irileşmiş gözleriyle bakan genç bilebilirdi.

Give it to Me//YoonKook Texting ✓  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin