Telsim •• osh + kji

°° 3

WhoJonginKimJongin: Yanıma gelsene!
Kaldın kodamanların arasında

Davşanım: Jongin!
Zaten berbat bir yolculuk yaşıyorum
Bir de bana mesaj yazdırıyorsun
Sg.

WhoJonginKimJongin: Buraya gel dedim!
Sehun
Sana diyorum

Davşanım: Of ne var ne!
Nasıl geleyim
Uykusuzluktan bayılacağım ama kalabalıktan bayılamıyorum zaten

WhoJonginKimJongin: Yanıma gel'in nesini anlamıyorsun

Davşanım: Of Jongin
Derdin ne!
Daha dün gece kavga etmedik mi biz, otobüste rahat ver ya

WhoJonginKimJongin: Ben kavga etmedim.
Sen saçlarımı yoldun.

Davşanım: Sende Donghae'ye maymun dedin!
Sensin maymun

WhoJonginKimJongin: Lee Donghae maymun suratlının teki.
Ve ARTIK YANIMA GEL!!
Sehuuun!

Davşanım: Seni dağa kaldırsınlar Jongin!
Tutturdun gel diye

WhoJonginKimJongin: Arkandaki sana dayıyor gerizekalı!
İlla söyleteceksin
Gel buraya!

Sehun başını telefonundan kaldırıp yavaşça arkasına dönünce kendisine pis bir sırıtışla gülen ve kendisiyle aynı üniformayı giyen çocukla karşılaştı. Birbirlerine çok yakınlardı. Ve Jongin haklıydı. Narin popişi tehlikedeydi...

"Müsaade eder misiniz?" Kibarca insanlardan yol istedi ve orta kapının orda bekleyen esmer çocuğun yanına geldi. Aralarında bir kız kaldığında Jongin Sehun'un kolundan tutarak sertçe dibine çekmişti. "Bir müsaade verseniz" aynı zamanda çemkirince kız onlara tip tip bakmıştı.

"Çok kabasın" Sehun hâlâ kolunu sıkan koldan kurtulmaya çabaladı ama Jongin inada bindirmeye devam etti. "Bıraksana kolumu ya!" Kendisinden hafif uzun çocukla göz göze geldiğinde ürpermişti. Her zaman aptal olduğunu haykırdığı genç bazen cidden korkutucu oluyordu.

"Gerizekalı" fısıldayarak önüne döndü ve camdan dışarıyı izlemeye başladı. Jongin'in sıcak nefesi ensesine vuruyordu. Garip bir şekilde Jongin'in ona karşı korumacı tavrı ve ensesindeki nefesinden hoşlanmıştı. Bunu kendine itiraf etmek yerine bu aptalın neden böyle davrandığını sorgulamayı tercih etti.