°° 10

1.6K 93 82
                                    

"Jongin gel artık ben saçını yolmaya gelmeden!" Ablasının sesi tamamen çığlık boyutuna ulaştığında hâlâ bilgisayar başında oturup oyun oynamakla meşguldü. Kış tatilindelerdi ve Sehun'un uzun bir süre burada kalacağını öğrenince soluğu ablasıyla eniştesinin evinde almıştı.

Evet şuan oyun oynuyor olabilirdi. Fakat asıl sebep Sehun'du. İnternetin bedava olduğu bir ülkede yaşıyorlardı elbette sebep oyunlar olamazdı. Üstelik beşinci katta oturuyorlardı ve bir asansörleri dahi yoktu.

"Jongin!" Eunjae bir kez daha çığırınca söylenerek bilgisayarı kapattı. Burası aslında bebek odası olması gereken fakat Jongin'in mesken edindiği arka odaydı. Ablası yıkanmış çamaşırları falan bırakıyordu ve köşede Sehun'un cicili bicili bir iki mangası vardı. Gerçekten tam bir prenses gibi evin her bölümünü kullanıyordu kumral olan.

"Aç değilim ben." Bıkkın cümlesinin ardından ablasından kafasına okkalı bir tokat yediğinde çığlık attı. "Abla!" Ağlamaklı bir sesle karşısında gülen eniştesine döndü. "İyi oldu!" Eunjae gülüp yanına yerleştiğinde Junmyeon karşılarında gülmeye devam ediyordu. Hemen sonra Jongin yüzünü buruşturarak ikisini süzdü.

"Yine mi çift eşofmanı!" Suratındaki her an kusacakmış gibi olan ifadesi bu defa eniştesinden enseye bir şaplak kazanmasına sebep oldu.

"Of yeter be! Her gün dayak."

"Sen de salak olmayı kes!" Ablası şenlikli bir sesle söylediğinde göz devirdi.

Görüyorsunuz işte! Onlarla yaşamaya bayıldığından burada kalmıyordu. Tek sebebi o leydi kılıklı kumraldı.

"Sehun nerede?" Junmyeon ve Eunjae'nin turuncu çiçekli tişörtlerinden gözlerini alamazken yemek için tabağını uzattı. İki sandalye vardı ve burası asıl kuşkulu kısımdı.

"Az önce arkadaşını karşılamak için çıktı. Birazdan gelir." Saçlarını dağınık bir biçimde topuz yaparken sözlerinin küçük kardeşini öfke küpüne çevirdiğinin farkında değildi.

"Arkadaşı?" Junmyeon baş salladı ve Jongin'e şimdi pirinçle dolu olan kaseyi uzattı. "Dance King!" Adam kahkaha atarak açıkladı. "Facebook ismi buydu herhalde Sehun'la arkadaş olduğunu görünce kabul etmiştim."

"Sevgilisi mi?" Ablası çok normalmiş gibi sorarken Jongin ağzına aldığı tavuk parçasıyla boğulmak üzereydi.

"Ayı gibi yemesene!" Eunjae ona kızarak sırtına vurdu. Junmyeon mutfaktan su kapıp gelirken çocuğa uzattı. Jongin'in pasaklı bir şekilde yemek yerken boğulması onlar için fazla olağandı.

"İç şunu-bilmiyorum. Sehun bir şey demedi. Ama geçen şu sevdiği çocukların konserine beraber gitmişlerdi."

Jongin onları pür dikkat dinlerken suyu tepesine dikti.

"Hadi canım!" Eunjae heyecanla söylerken kıkırdıyordu. "E ben gördüm o çocuğu." Ablasının bu durum harikaymış gibi davranması asabını bozarken bardağı sertçe masaya bıraktı. "Ayı gibi davranmayı kes Jongin!- Çok yakışıklı çocuktu eiyy~ Abi kardeş iyi seçimleriniz var." İkili deliler gibi gülüp yumruk tokuşturunca Jongin göz devirdi. Evet aslında onlar en iyi kankalardı. Asıl olay buydu. Yaklaşık on iki yaşlarında tanışmışlardı ve çok yakın arkadaşlardı. Jongin onlar evlendiğinde ablasının eniştesine 'orti' dediğini hatırlıyordu. Cidden korkunçlardı.

Sehun ve Jongin ise hep kedi ve köpek gibi didişen taraftı. Hele çocukken! Sehun Jongin'e hep 'köylü' der ve gerçekten ortalarda prenses gibi gezerdi. Kumral haklıydı. Ailesi ona hep kutsal bir mücevher gibi davranmıştı. Çocuk doğal olarak böyleydi. Jongin ise ablalarının ardından gelen yaramaz oğlan çocuğuydu. Hayatı ayak işi yapmak ve azarlanmakla geçmişti.

Telsim •• osh + kjiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin