ilk görüş

16.5K 654 73
                                    

Şanlıurfa'nın topraklarında yine kan dökülmüştü. Küçük bir kız çocuğun anne babası töre yüzünden can vermişlerdi.Kerim ağa gil bu kara haberi duyunca yıkıldılar çünkü bu topraklarda kan dökülmesini istemiyorlardı artık.Küçük ağa ilerde toplanan kabalığı görünce merakla oraya doğru yürümeye başladı,bilseydi yüreğini yakıp kavuran bir sevdaya doğru ilerlediğini o zaman gidermiydi ?. Kalabalığı yaklaşınca evin arkasında gözüne değen kızıl saçlı kızı gördü , yine küçük ağanın bakışları serti hiç ağabeyisine benzemiyordu oysa ağabeyisi güler yüzlü sevecen biriydi. küçük kızın yanına gelince tuhaf​bir şekilde baktı çünkü hayatı boyunca hiç kızıl saçlı birini görmemişti sonra kızın başını kaldırıp orman gibi yangın yeşil gözleri görünce nefes alamadı tutuldu kaldı o yağmur gibi yağan yeşil gözlerde.Küçük yüreği sızladı kim kıyıpta bu ateş parçasını ağlatmıştı. Kıza doğru yürümeye başladı ve iki adım kala durdu

"Söyle bana dünyanın en güzel orman perisi kim kıyıpta ilk görüşte meftun olduğum gözlerini yağmur damlaları gibi yağdıran ,söyleki kendi ellerimle nefesini keseyim" dedi .

Daha on yaşındaydı ama ilk kez gördüğü orman perisi için yapardı.

Küçük kız baktı kendisinde büyük olan çocuğa ve ondan korkmuştu , sözlerinden , gözlerinden ,her şeyinden" ve nerden bilecekti yıllarca ondan korkacağını ve yüreğine itiraf edemeceği paslı bir hançer gibi taşıyacığı sevdayı .Ama bilmiyecekti​ onların yüreğinde taşıyacak sevdalarını.

Bekledi tek bir söz ....ama gelmedi tek bir söz , yüreği sızladı , eliyle yüreğini tutu sızlamasın diye ama sızladı hemde çok.

oradan ​uzaklaşıp koşmaya başladı hızlıca hiç durmadan ona tuhaf bakanları umursamadan.Haşmet ağa deli gibi koşan yiğenini gördü"Ayazzz dur oğlum nereye"diye ama Ayaz ağa duymadı Sadece yüreğinin nasıl attığını duyuyordu. Ağabeyinin okuluna gelince kapıyı açıp bahçeye girdi ,ağabeyisi liseye gidiyordu. Birazdaha ilerleyince okul kapısından ağabeyi ve arkadaşları Serdar ile Mustafa'yı gördü oraya doğru koştu . Boran ağa kardeşini görünce"Ayaz ne oldu"

"Canımdan can gidiyor ağabey yetiş"dedi ve tekrar geldiği yönden koşarak girmeye başladı.

Boran ağa elindeki kitapları yere fırlattıp kardeşinin arkasından girmeye başladı.Serdar ve Mustafa Boranın kitaplarını yerden toplayıp yürümeye başladı arkalarından gitmediler belki aile meselesidir diye.

Küçük ağa tekrar o küçük kızın yanına gelince soluklanmaya başladı , arkasından gelen ağabeyisine baktı . Boran sonunda yetişmişti kardeşine ve aklı duracak ne demek canımdan can gidiyor ağabey yetiş diye.

"Onun canı yanıyor ağabey o güzel orman perisinin .Yardım et senden başka kimseden yardım istiyemem"dedi

Boran ağa baktı küçük kardeşine o küçücük yüreği bu küçük kızıla sevdalanmışmıydı hemde bu kadar küçükken . Başını salladı tamam diye ve o küçük şirin sevimli kız çocuğunun yanına yaklaştı onu korkutmak istemiyordu sonra küçük kızın başını kaldırıp kendisine baktığını gördü o orman yeşili gibi gözleriyle

"Süphan Allah"dedi Boran ağa ne güzel gözlerdi öyle büyüyünce çok canlar yakacakti.

Ama kızın kendisinden korktuğunu anlayınca "Korkma benden sana zarar vermem"

"Sen kimsin ağabey"

Boran ağa küçüğünün ona ağabey dediğini duyunca amansız bir şekilde onu koruma iç güdüsüyle doğdu yüreğine.

Kerim ağa ve Haşmet ağa baktılar evlatlarına ve küçük kız çocuğuna çünkü biri kardeş sevgisiyle bakıyordu diğeri ise yaralı bir aslan gibi bakıyordu.

"Boşuna demiyorum Haşmet ,Ayaz sana benziyor​ diye "

"Dua et ağabey oğlun benim yaptığım hataları ​yapmasın"

Evet ben geldim umarım beğenirsiniz lütfen düşüncelerinizi benimle paylaşırsanız çok sevinirim 😃😊😊😍😘💞💞😘💞💟💗💙💚

AYAZ AĞA'NIN KIZILIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin