0.3

387 45 40
                                    

Yatağının yanındaki mamayı işaret ettim. Tuhafça bakındı. "Bunu mu yiyeceğim?" beğenmemezlik yapıyordu. Mutfağa koşup buzdolabından birkaç yemek çıkarttım.

Yemeğe başladı. O yerken kameramı çıkartıp resmini çektim. Esneyerek yiyordu ve acayip sevimli gözüküyordu.

~Ertesi gün~

Okuldan dönerken arkadaşlara evime vampir bir kedi aldığımı söyledim. İnanmadılar ve deli olduğumu düşündüler.

Eve gelince kapkaranlıktı. Perdeler kapalıydı ve Kuro'ya doğru ilerlerken yerdeki cips kırıntılarını fark edemedim. Dur bir dakika? Evimde cips mi vardı? Galiba tarihi geçik.

"Kuro, o cipsi nereden buldun?" umursamazdan gelip ekrana bakıyordu. "Sana yemek aldım." Sushileri yanına yerleştirdim. Bunları alırken 'kediler balık sever.' diye düşünmüştüm.

Elime süpürgeyi alıp yerdeki kırıntıları süpürdüm. Kuro, süpürgeden rahatsız olup oyununun sesini daha da yükseltti.

Perdeleri açmam gerekiyordu çünkü hava kararmamıştı. Aniden kediye dönüşmesi inanılmazdı. Çok sevimliydi.

Dışarıdan gelen ışıkla oyununu kaybetmişti. "Özür dilerim..." perdeleri kapattım. Ufacık bir kedinin dediğini yapıyordum. Oldukça tuhaftı.

"Kuro, merak ediyorum da Petshop'taki diğer kediler de mi senin gibi vampir?" her zaman merak ettiğim soru aklıma gelince sormuştum. Kafasını olumsuzca salladı. "Ben tekim."

"Peki onlar senin arkadaşların mı?" aklıma gelen ilk soruyu sordum. Konu bulmak istiyordum. "Hayır, onları tanımıyorum." oyunundan gözüne çarpan ışıkla gözleri parlıyordu ve göz bebekleri büyüyordu. Öyle ki çok sevimliydi. 

"Eehh..." konu arıyordum. "Sence eğlenceli miyim?" bana bakıp gözleriyle bütün vücudumu sezdi. "Aslında bana göre çok zahmetlisin." Ne? ben mi? Pfff... Çok saçma. Zahmetli falan değilim. Ne yazık ki içimden söylemiştim bunları. "Of!" oflamama karşı sessizlik oldu.

"Affedersin." dedi. O kadar sevimliydi ki ona trip atamıyordum. Midesinin gurultusunu duyunca konuşmaya başladım. "Acıkmıştın. Biraz video oyununu kapat da sana aldığım sushileri ye hadi." 

"Haklısın." yanında duran sushileri yemeğe başladı. "Mmmm..." sevmişti anlaşılan. "Kedi maması sevmiyorsun ya hani. Petshop'ta yaşasaydın? En son ne zaman yemek yedin?" ağzındakini bitirdi ve konuştu. "Çok soru soruyorsun." yemeğine devam etti.

Çok mu soru soruyorum? Sadece merak işte! Onunla kavga etmek istemediğimden bunları dışımdan söylememiştim. 

"Üzgünüm." aslında değildim! Bana 'çok soru soruyorsun' dedi. Nasıl üzgün olabilirim ki?

"Neyse, sorun değil. Yemek için teşekkürler." video oyununa geçecekti ki durdurdum. "Önce ellerini yıka!" yıkamadan kalkmıştı. "Çok zahmetli... ama tamam." yıkadı ve tekrar video oyununun başına geçecekti, tabii ki yine durdurdum. "Ellerini kurutmadın! Islak ellerle bilgisayara mı geçilir?" tıpkı bir anne gibi davranıyordum.

Ofladı ve kuruttu. Bana ilk önce baktı, sonra sordu. "Diş fırçan var mı?" ona tekrar kızacağımı düşündü herhalde. "Benimkinin dışında yok. Bu seferlik fırçalamasan da olur. Yarın sana alırım." mecburdum.

Bilgisayarın başına oturdu ve devam etti. Bir saniye durdu. Hiç bir şey yapmadan kaskatı kesildi.

"Uyuyacağım."

vee tekrar berbat bir bölümle karşınızdayım. ╥﹏╥ bunun için üzgünüm... Çok geç geldi farkındayım ;-;

Uykucuların Efendisi ♧KuroMahi♧ (bitti şükür)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin