Taksiciye parasını verip kendini iyice salmış durumda olan Aratı eve taşımaya başladım.
Evin kapısına geldiğimde çantamdan anahtarı çıkartmak için uğraşıyordum ama bu kocaman cüssesi olan Aratla pek mümkün olmuyordu.
Aratı kapının önüne attım ve anahtarı bulup kapıyı açtım. İçeriye sürükleyerek götürdüğüm Aratta hiçbir kıpırdama yoktu. Yaptığı tek hayati gösterge nefes almasıydı.
Koltuğa binbir zorluklarla yatırdım. Tam odaya geçiyordumki gözüm ne kadar rahatsız yattığına takıldı. İyice düzelttim , ayakkabılarını çıkarttım ve üzerine pike örttüm. İçim rahat bir şekilde odama girdim pijamalarımı giyip uyumak için yatağıma atladım.
SABAH 10.00
Birkaç hönkürmeyle beraber bir sabaha günaydın dedim. Hayır ne oluyor yani sabah sabah . Yatağımdan kalkıp salona gittim. Tam tahmin ettiğim gibi Arat sızlanıp duruyordu. Beni görünce tepkiside tam tahmin ettiğim gibi oldu. -Sen kimsin ve beni niye evine attın? - Ben Lila. Dün gece çalıştığım bara geldin ve su içermişçesine viskileri yuvarladın. Kafan gitti ve sızıp kaldın. Uyandırmak mümkün olmadı yanındada telefonun yoktu bu yüzden orda bırakamazdım seni , bende alıp eve getirdim.
Birkaç saniye duraksayıp beni inceledi. Üzerime bakınca gayet normal pijamalarımla karşısında dikiliyordum. -Şey pardon bende Arat. Kusura bakma sanada yük oldum. - Önemli değil. Aç mısın? -Kurt gibi açım ama daha fazla yük olamam sana bu yüzden senden telefonunu rica ediyorum. Şöförüme arabamı ve telefonumu getirmesini söyleyeceğim ve seni özür mahiyetinde kahvaltıya götüreceğim. Tabi sende kabul edersen? - Olabilir çok acıktım ve dün gece inanılmaz yoruldum bu yüzden bekle sana getireyim.
Diyip odama doğru yol aldım. Ne yani teklifini geri çevireceğimi mi düşündünüz. Nerede bedava orada ben . Hem ben ona iyilik yapmıştım o da bana iyilik yapmak istiyordu. Bu gayet doğaldı. - Al bakalım ara şöförünü. - Teşekkür ederim.
SAAT 12.00
Arat beni boğazda bir restauranta getirmişti.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Masadaki herşey dört dörtlüktü. İştahım tavan yapmıştı. - Anlat bakalım Lila sen kimsin ve bana neden böyle bir iyilik yaptın? - Dün bara geldiğinde üzgün ve çaresiz hissediyordun bu yüzden seni evime getirdim. Ben kimim sorusuna gelecek olursak. Lila Özcan , üniversite 3 e gidiyorum. 20 yaşındayım. Ailemi bir kaza sonucu kaybettim. Çok olmadı taş çatlasa 1 ay olmuştur. Benden böyle. Peki söyle bakalım Arat sen kimsin? - Başın saolsun. Ben Arat Saygıner. Saygınerlerin tek çocuğuyum. Dün üzgün olmamın sebebi babamı kaybetmemdi. Babamı çok sevmem ama insanda bir burukluk oluyor. Herneyse, 25 yaşındayım üniversitede işletme okumuştum şu an da şirketin başına ben geçtim. Bende böyleyim.
Yaklaşık 2-3 saat sohbet ettik. Çok tatlı ve hoş sohbeti olan bir insandı Arat. Dışarıdan ne kadar soğuk ve ciddi dursada içten iyi bir insan olduğunu görebiliyordunuz.
-Kalkalım mı artık? Okulda birkaç dersim var onlara girmem gerekiyor. -Tabi hesabı ödeyeyim kalkarız.
SAAT 23.00
Kulübün müdürü arayıp bugün kapalı olduğunu söylemişti. Benim canıma minnet olduğu için pijamalarımı giymiş kahvemi yapmış bacaklarımıda uzatmış oturuyordum.
Telefonumdan haberlere bakarken birden ağzımdaki kahveyi püskürtmek zorunda kaldım. Haberin başlığında " Ünlü iş adamı ve playboy Arat Saygıner bu sefer boğazda yaptığı kahvaltıda başka bir güzelle yakalandı"
Hayır ben şok olmayayım da kim olsun. O Arat bunun hesabını verecek!!
