Zamanın Tozları

33 2 1
                                    

...Ve son kılıç darbesiyle ortalığı kaplayan siyah bulutun ardından kulakları sağır edecek bir çığlık duyuldu. Göz gözü görmez halde oldukları yere mıhlanan askerler ölümün artık onlar için geldiğini düşündü. Ancak hiç beklemedikleri oldu ve bulut geri çekilmeye, etraf aydınlanmaya başladı. Kılıcın ucunda can veren adamın bedenine geri döndü. Herkes bir şey olmasını beklerken oluşan sessizlikte sadece cesetten çıkarılan kılıcın çınlaması duyuldu.
Kan kokusunun toprağa karıştığı, tozun ve kanın havada aslı kaldığı anda, gözle görünenden çok daha fazla kaybın vermiş olduğu endişeyle son kez baktılar etrafa. Bitmiş miydi, yoksa ölmüşler miydi, emin olamıyorlardı. Ölmüşlerden daha az kalmış olanlar yavaş adımlarla, tedbiri elden bırakmadan toplanmaya başladılar. Sanki tek bir ses var olan sükuneti bozacakmış gibi sessiz kaldılar. Sadece ayaklarının altında ezilen toprağın çıtırtısı duyuluyordu.
    Kral Thoredor sakince ayağa kalktı ve o da emin olmak istercesine çevresine bakındı. Derin bir nefes alıp verirken sağ gözünden bir damla yaş geldi. Hiç bitmeyecekmiş gibi gelen bir savaşı kazanmışlardı. Hiç umudu olmamasına rağmen gücünün son damlasına kadar direnmiş ve gerçekten (hiç inanamasa da) kazanmışlardı. Hem zaferin sevinci hem de kaybettiklerinin acısı ile gökyüzüne doğru bağırdı. İçindeki son nefesi kullanırcasına bağırdı. Geride kalan askerler de zaferi kutlamak için bağırmaya ve silahlarını havaya kaldırmaya başladılar.
    Ölüm o kadar çoktu ki geniş toprakları saran cesetlerin üzerinde parmakla sayılacak kadar kalmışlardı. Bağırışları gökyüzünde yankılanırken acıları da katlanıyordu. Bazı askerler omuz omuza savaştıkları arkadaşların cesetleri üzerine eğilerek ağlıyor, yaralı olanlar ise ayakta kalmaya çabalıyordu.
    Savaşa katılan 4 krallıktan sağ kalmayı başaran Arkad Kralı Thoredor, önünde cansız yatan adama baktı. O beden Tipis Kralı'nın oğlu Pholgard'a aitti. Tüm krallıklara ihanet eden ve bu savaşın başlamasına sebep olandı.  Onun hırsları yüzünden insanlık bu hale gelmiş, bu kadar can yitip gitmişti.
Thoredor, kısa süren sessizliğinin ardından Pholgard'ın gömülmesi için birkaç askeri görevlendirdi. Askerlere onu kimsenin bilemeyeceği ve ulaşamayacağı bir yere gömülmesini emrederken hala onun için üzülüyordu. Tipisli askerler kılıçlarıyla birlikte gömülürdü ve o da öyle olacaktı. Yerde yanı başında duran kılıcını eline alıp viraz inceledi. Olması gerekenden biraz daha ağır demirle dövülmüş, üzerinde yontma işaretler bulunan güzel bir kılıçtı. Kılıcının kabzasına yakın bir yerinde kırmızı bir taş vardı fakat kurumuş kanın ardından bile parladığı göze çarpıyordu. Hem özenle kesilmiş hem de doğal bir yapısı vardı. Belli bir müddet taşın parlaklığına odaklanan kral, içinden geçen tuhaf bir duyguya rağmen önemseyerek kılıcı askerlerden birine teslim etti. İçindeki kötü hissiyatı da Pholgard'la beraber gerisinde bırakarak kalan askerlerle birlikte eve dönüş için yola koyuldu. Tüm yaşadıklarını da mezarıyla bilinmezliğe bıraktı.

ARKAD EFSANESİ - Lur Kehaneti-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin