4. Bölüm

6 1 0
                                    

Kral olayın şokunu üzerinden atmasının ardından kalın, tok sesiyle bağırmaya ve karısına doğru koşmaya başladı. Aslında kime ulaşmak istediğini de bilmiyordu. Bir yandan karısının yanında olmak ona güç vermek ve hayata döndürmek, bir yandan da ihtiyara ulaşmak ve onu içinde büyüyen vahşilikle parçalara ayırmak istiyordu. Yüreğinde duyduğu tarifsiz acı ve vahşet arasında karar vermeye çalışıyordu.
Karısına ulaşmak hiç bu kadar zor olamamıştı. Zamanın yavaşladığını düşündü bir an. Karısının düşüşünü, askerlerin ihtiyara koşuşunu, önünden geçmeye çalışan kadını eteğine takılarak yere kapanışını gördü. Kulağını patlatacak derece çığlık atan kadınların boğazına yapışmak, kaçmaya çalışırken kendisine engel teşkil edenleri öldürmek istiyordu. Ve bu arada karısı an be an gözünün önünde yere düşüyordu.
Gözleri kapanmış, saçları yüzüne düşmüştü ve Vonga'nın karısı Eilor'un kucağında ölmek üzereydi. Eilor onu sarsmamaya çalışarak elinden geldiğince onu hayatta tutmaya çalışıyordu ama elinden gelen bir şey de yoktu elbette. Thorion karısının yanına çöktüğünde askerler de ihtiyarı kıstırmıştı. Zaten o kalabalıktan kaçmaya çalışmanın imkansız olduğunu kendisi de fark etmiş olacak ki, bıçağıyla kendini savunmaya etrafındaki korkutmay çalışıyordu ancak askerlerden biri tarafından sırtından vuruldu. Sırtındaki kılıç darbesiyle, acı çığlıklar içinde dizlerinin üzerine çöktü ve yüzüstü yere düştü. Yana bakan kafasında artık gözleri görünüyordu. Thorion'a bakarak can veren ihtiyarın gözleri küçük ve buz mavisi, yüzü lekeliydi. Thoryon, ağzından kan gelen o cansız surata baktı ve hemen karısını kucaklayarak ayaklandı.
-Hemen hekimi çağırın. Hemen!..
Thorion'un sesindeki hiddet patlaması duvarlarda yankılanırken uçarcasına odasına koştu. Dena'nın nefesi çok silikti. Belli belirsiz nefes alan bedeni beyaza çalmaya başlamıştı. Hem karısının hem de cocuğunun yok oluşumu seyretmek içini parçalıyordu. Çok uzun süre beklemişlerdi bir çocuklarının olmasını. Bir mucizeydi o hayatlarında fakat güzeller güzeli Dena'sı ile birlikte kayboluyordu.
Kral odasının kapısına ulaştığında askerler hemen ona kapıyı açtı karısını yatağa dikkatlice yatırdı. Hekim hiç zaman kaybetmesen arkasında belirmişti. Dena iyice kötüleşmiş, nefesi zar zor duyulur olmuştu. Hekim bir yandan kraliçeyi muayene ederken bir yandan da kralı odadan çıkmaya ikna etmeye çalışıyordu.
Thorion, "Asla ama asla karımın yanından ayrılmam" derken gözlerinden ateş saçılıyordu adeta.
Hekim, "Fakat efendim, bu bizim işimiz ve sizin burada olmanız bu işi zorlaştırıyor. Tedavi aşamalarını görmemeniz gerekir, bu hiç iyi olmaz sizin için" diye açıklama yaparken Dena'yı muayene etmeye devam ediyordu.
-Çok az bir zamanı var kralım. En azından belki çocuğunuzu kurtarabiliriz. Kraliçemiz için artık çok geç. Kan kaybı çok fazla, o yüzden dayanamaz.
Thorion, Dena'nın öleceğini zaten biliyordu. Çok savaşlara katılmış, çok insan öldürmüştü. Karısının durumuna bakınca anlıyordu ama duymak ve bilmek acı vericiydi. Gözyaşları yanaklarından sızarken ellerini onun saçlarına koydu ve alnından öperek yataktan uzaklaştı. Kapıdan hışımla çıkarken iki yardımcı kadın onun ardından kapıyı kapattı. O odada olacaklar artık Tanrı'nın takdiri olacaktı.

ARKAD EFSANESİ - Lur Kehaneti-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin