Gecenin Sessiz İntiharı

39 6 7
                                    

                                                                      • GECENİN SESSİZ İNTİHARI •

Baş ucum da bir mum, çok susamıştım ve elektrikler yoktu. Uzanıyordum öylece tavana bakılı bir şekilde. Su içmeye kalktım ve bir de ne göreyim?! Yerler ıslak ve kanlı... Çok korkuyorum, bu kanın nereden geldiğini bilmiyordum. Bir ses yükseliyordu içimden; Sakın, sakın ola yaklaşma kendine diye. İyice korkmaya başladım ve elime bir bıçak aldım. Gırtlağıma dayadım az ucundan kesiyordum ve bir den bir ses geldi. Kıyafet dolabımı açmıştım, ki ne göreyim! İçerisinde kanlı bir ceset. Demek ki kan buradan geliyormuş, dedim. Ama bir cesedin benim evim de ne işi olabilirdi ki? Bu haberi kimseye yaymadım ve cesedi bir çöp torbasına koyup dolaba geri yerleştirdim. Gece sıcak ve kuru yatağıma sonun da yatabilmiştim. Gözlerime hayata yeniden açtım ve sabah olmuştu. Polis veya şerife haber vermedim, eğer öğrenirlerse beni içeri tıkabilirlerdi. Hemen dolabıma koyduğum bir 'KADIN' cesedini oradan almaya yönelik dolabımı açmaya varmıştım sonun da. Dolabımı açtım ve gözlerime inanamadım, neden diye soracak olursanız; Dolaba koyduğum ceset yoktu ve içerisinde bir demet gül vardı bir de bana bırakılmış eski bir not.

...

Eski nota bakıyorum da ne güzel bir haber gibi görünüyor dedim içimden malum bir demet gülde var dı tabi.

Elimi o eski tozlu bir nota doğru uzattım, elime aldım. Okumaya başlamadan önce yutkunuyordum, iyice ve derince bir yutkunuştu o. Sanki çok büyük asırlar sonra yeniden dirilmiş, yeniden nefes almaya çalışırmış gibi.

Ve sonun da notu açmıştım, içerisinde şu sözler yazıyor du;

-Hey! Bu notu okuyan dostuma sesleniyorum,

Bu notu almadan önce güzel bir haber alacağını düşünüyordun biliyorum. (Sanki biri fısıldıyor du kulağıma bu kısım da...) (O notu sakın sonuna kadar okuma!)

-Bu demet ve bu not senin için dostum!

-Bir anlaşma yapacağım ve bu yüzden bu notu buraya bıraktım.

Evet, dün ki dolabının içinde kanlarla dolu gelinlikli bir bayan bendim. O bendim ve sen beni yani benim ruhumu asırlar sonra gören tek kişisin.

Senden bir arzum olacak, eğer yaparsan seni rahat bırakacağım ve tanıdığın hiç kimse tehtid altın da kalmayıp benim esirim olmayacak!

Ben biraz daha terliyor ve titriyordum. Benden istediği olayın ne olduğunu sordum,

Ben den istediğin ne?

-Senin ve bütün sevdiklerinin bedenini ele geçirmeyi istiyorum!

Ben ani ve sert bir cevapla;

Ne istiyorsun sen, ne diyorsun? Hemen buradan git ve beni artık rahat bırak. Seninle olan gecelerim nefret ve korkuyla geçiyor. Hele ki kanlı bir odası olan 25 yaşında ki genç bir yetişkin.

Avazım, boğazım çıkana kadar bağırdım o an, hala bağırıyordum.

...

Bu olay bu gece değil her gece başıma geliyordu ve yavaş yavaş alışıyordum sanırım. Ama istediği şeyin benden çok büyük bir istek olduğunu hiçbir zaman unutmuyordum. O da ne!

Mutfağın üstünde ki bir su bardağı yere düştü aniden! Gittiğimde hiçkimse yoktu, yine o geldi sandım ve hemen elime o eski mektubu aldım. Çünkü onunla ancak bu şekilde iletişime geçebiliyordum. O an oturma odasının karşısından bir gölge geçtiğini farkettim.

Merak ediyordum ve korkuyorum da tabi. Anlaşılan bu o kadın değildi. İşin içinde başka olaylar vardı. Aniden kapı çaldı ve açtığım da abimi karşım da görmüştüm. Bana şöyle seslendi;

EY ufak kardeşim Onur!

Seni uzun zamandır görmüyorum, buralara uğramışken seni de görmek istedim.

Kısacası seni özledim ve ne var ne yok bir sormaya geldim, işim var döneceğim.

Aynı bu şekil de karşılıklı ve normal birşekilde ona farkettirmeden konuşuyorum. Ama sanırım ağzımdan birşey kaçırmıştım ki, "Sanırım birşey diyecektin?"

Ben, "Yok ağabeyim evde ekmek yok onu da şurada ki marketten alıp gelseydin iyi olacaktı." dedim.

O da, tabi beni kırmamak amacıyla ekmek almaya gitmişti. Ama gitmeden önce ki o bakışı hala atıyordu. Sanırım benden şüpheleniyordu. Şimdi ne yapacaktım? Ona anlatacak mıydım yoksa farkettirmeden kimsesiz bir şekilde yaşamıma devam mı edecektim?

Kendimi sorgulamaya başladım, artık sıkılmıştım bu olaylardan. (Daha doğrusu hala korkuyordum. Ama kendim için değil haaa! Sevdiklerim ve abimin ondan gizlediğini duyduğunda ki tepkisinden.) Ona anlatmaya gidiyordum ki kapı çaldı. Tam kapının önünde dikilekaldım. Kapıyı açtım ve kafamın üstünde sert bir cismin soğuk ağrısını farkettim. Sanırım bayılıyordum, daha doğrusu KAÇIRILIYORDUM!!! 😐

-----------------------------------

DEVAM EDECEK. 🖤

🎉 Gecenin Sessiz İntiharı (Long Book Series) hikayesini okumayı bitirdin 🎉
Gecenin Sessiz İntiharı (Long Book Series)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin