bölüm 12

17 5 14
                                    

Kushinin gözünden..

       Çalan kapının ziliyle uyandım. Canım yataktan kalkmak istemedi bir süre...
     Ama sonra restoran kurduğumuzu hatırlayınca telaşla yatağın üzerinde doğruldum. Tam yataktan kalkacağım sırada belime dolanan battaniyeyi farketmemiştim. Sonra ne olduğunu anlamadan kendimi"KÜTTTT!!!"yerde buldum.
    Ağzımdan küçük çaplı bir inilti çıktı. "Ahh! "
     Yavaşça yerden doğruldum. Belimi biraz incitmiştim ama ağrısı geçerdi birazdan. Şimdi gidip kapıya bakmalıydım. Belimi tuta tuta odamdan dışarı çıktım. Merdivenlerden aşağı inerken" ya o gelen Arnavsa? "
      Hemen lavaboya koştum. Aynanın karşısına geçtiğimde diken diken olmuş saçlarıma baktım. Hemen onları düzeltmeye başladım. Dudaklarıma biraz canlılık vermeye çalıştım.
       Niye bütün bunları yapıyorum ki? Kızım kushi iyice aptallaştın. Bırak bunları yapmayı. Kendine gel.
      Kapı zilinin üçüncü defa çalmasıyla hemen toparlanıp merdivenlerden koşar adım indim. Kapıyı açmadan önce son kez kendime bir göz atıp yavaşça kapıyı açtım... Veeee!
      Büyük bir hayal kırıklığı içerisindeydim. Gelen Arnav değildi.
     İş ilanı için gelen bir kızdı...
"Efendim merhaba. Ben garsonluk ilanı  için gelmiştim. " Demesiyle daldığım hüsrandan sıyrıldım.
     "Ha, buyur gel bakalım" Diyerek salona doğru yürümeye başladım. Küçük kız da beni takip etmeye başladı.
      Yaşının on yedi ila on sekiz  arasında olduğunu tahmin ediyordum.
      kız salonun ortasında dikilmiş duruyordu. Ona karşımdaki koltuğa oturması için işaret ettim.
    "Kaç yaşındasın? Diyerek ona başvuru formunu ve yanında bir kalem uzatarak doldurmasını beklemeye başladım.
     On sekiz yaşındayım"dediğinde tahminimin doğru olduğu kanaatine vardım.
      Nihayetinde başvuru formunu bana uzattığında kağıdı alıp incelemeye başladım.
     İsmi ve soyismi"Azra YURT"...
Bütün bilgileri okuduğumda "tamam" Dedim. Ve ekledim. "Aslında üç dil bilmen gerekiyordu ama fransızcayı az çok bildiğinden onu da saydım. Yani sonuç,  işe alındın. " 
    Kızın gözlerindeki sevinç pırıltılarını fark etmiştim. Gülümseyerek"teşekkür ediyorum efen..."diyeceği sırada sözünü keserek "lütfen bana efendim deme. Hiç hoşlanmıyorum. En iyisi sen bana sadece kushi hanım desen yeterli olacaktır" Diyerek sözümü tamamladım. "Peki ef... Yani kushi efendim, şeyy yani kushi hanım... " Kızın telaşla konuşmasını düzeltmesine kahkaha attım. "Ne tatlı bir kızsın. "Kız mahcup bir ifadeyle gülümsedi. Ben sözlerime devam edip" Aslında iş için çok erken değil mi? İşe başlayabilmen içim dört hafta beklemen gerekiyor. Restoranı dün açtık. "Dediğimde kızın gözlerinin faltaşı gibi açılmasını seyrettim. Gülümseyerek " Şimdilik işe alındın, dört hafta sonra işe başladığında orada n'apacağımızı kararlaştırırız tamam mı? Diye sorduğumda "evet ef...  Kushi hanım. Ben daha fazla sizi rahatsız etmeyeyim. Ben gideyim artık" Dediğinde "aa ayıp ettin. Niye rahatsız olayım? Tamam git, bu sözleri de bir daha duymayacağım. " Diyerek onu kapıya kadar uğurladım. Kapıyı kapattığımda saatin 8: 21 olduğunu gördüm. Hemen telaşla hazırlanmaya başladım...
Vera'nın gözünden....

     Sabah kalktığımda uzunca bir gerindim. Yataktan doğrulduğumda saatin 6: 13 olduğunu gördüm.
       Telefonu elime alıp Bahula'nın numarasını tuşladım."düttt...düttt...dütt." Uykulu bir ses"efendim??? "
"Alo, Bahula hemen biletleri ayarla, ilk uçakla Türkiye'ye gidiyoruz" Dedim. Şaşkınlıkla"ne??. Niçin??? Dediğinde"soru sormayı bırak hemen biletleri ayarla, hadi  Bahula! " Dedim Bağırırcasına...
"Tamam, peki, " Deyip telefonu kapattığında hemen yataktan kalktım. Yavaşça bir oda uzaklıkta olan banyoya gidip kendimi ılık bir duşa bıraktım...
      Yirmi dakika sonra duştan çıktım.vücudumdan akan damlalarla odama doğru yürüdüm.
     Kendimi kurulamaya başladım. Dolabımın kapağını yavaşça yana kaydırarak kendime yolculuk için ideal bir kıyafet seçmeye başladım.
Kıyafetlerimi incelerken boyunlu ve iki omuzları da açık olan bir kazak seçtim. Rengi lacivertti. Neredeyse siyaha çalıyordu.Sıra pantolona gelmişti... Siyah kot bir pantolonda karar kıldım.
    Odamı toplayıp aşağı kata mutfağa indim. Telefonumu hoparlöre bağlayıp en sevdiğim İngilizce şarkıya eşlik etmeye başladım:
I know what iş it to be young
But you don't know what it is to be old...
Bir yandan kahvaltımı hazırlıyor diğer yandan da şarkıya dans ederek eşlik ediyordum.   
     Kahvaltıda peynir, zeytin, omlet, salam, süt, rafadan yumurta vs.vs...
     Kahvaltımı bitirdiğimde telofonun çaldığını duydum. Telefonumu hoparlörden alıp müziğin sesini kısarak numarayı açtım"Biletler tamam, yaklaşık bir saat sonra oradayım" Dediğinde "tamam bekliyorum" Deyip kapattım. Hemen üst kata merdivenlerden koşar adımlarla çıktım.
   Üst kata geldiğimde odama dalıp  direkt dolabımın kenarında duran
Orta Boydaki bavulumu alıp yatağımın üzerine koydum. Fermuarlarını açtım. Dolabımın kapağını açıp kıyafetlerimi seçmeye başladım.
     Yanıma fazla kıyafet almayacaktım. Çünkü Türkiye'ye gittiğim zaman ilk işim kushiyle alışverişe çıkmak olacaktı...
     Bavuluma şimdilik için gerekenleri alıp ağzını fermuarlarla kapattım. Bavulumu aşağı kapının yanına indirdim. Mutfağa geçtiğimde masayı toparladım. Kalan bulaşıkları da makineye attığımda mutfaktaki işim bitiyordu. Kendimi de son kez kontrol ettikten sonra kapının yanında duran bavulumu alıp yavaşça kapıyı çektim...
    

    
  

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 13, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

aşkın her santimiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin