Her zaman olduğu gibi okula gitmek için hazırlanıyorum.Her sabah ki klâsiğimizi tamamlayıp yollara düşeceğim. Bu yıl liseye başlıyorum. Seviniyor muyum ? Hayır!
Sebep ?
Çünkü prensiplerime ters bir yer.İşte sevmediğimden olsa gerek ki, dersleri de fazla takmıyorum.
Kahvaltıyı hazırlayıp yedim. Çantamı koluma taktığım sıra ,ani bir refleksle kendimi sağa adım atar halde buldum.
Duvar yastığı! Evet ,süper bi'uğurlama merasimi!Yastığın geldiği yere bakıp güldüm.
'Iskaladın .'
'Bir dahakine ıskalamayacağım. '
'Tabi canım, nasib olursa bir dahakine artık! '
Abim, elini omzuma atıp, 'ee kimin öğrencisi? Kendimle gurur duyuyorum. '
'Allah'ım! Sen bu abime akıl, fikir, güç, kuvvet ver.Amin '
'Hadi, hadi! Geç kalacaksın. Sonra mızmızlanırsın hiç uğraşamam . '
'Tamam ya!'
Sabah sporumuzu da yaptığımıza göre serbestçe okula gidebiliriz.Aklıma gelen birinci sınıf şarkısıyla sessizce güldüm. Ne diyorduk?
'Okul yolu düz gider,
Çocuklar bayram eder'...Okulun ilk günü benim için depresyon nedeni. Bence tıpta böyle bir hastalık adı altında öğretmenlere ve de öğrencilere konferans verilmeli.
Okulun ilk gün sendromu!!Düşüne düşüne okula vardım. İlk gün stresi de benim için başlamış oldu. Detaylı haliyle anlatamayacağım ancak kesinlikle berbat bir gün.
Tabi eski sınıftan öğrenciler de burada.
Beni ilgilendirir mi? Tabii ki hayır !
Ben buradakilerle fazla konuşmayan biriyim.Tarzım değiller. Bu biraz kabartmalı oldu galiba.Böylece ilk iki hafta iyi kötü geçmiş oldu. Bu iki hafta içerisinde sınıfımda bulunan öğrencileri, derslerimize giren öğretmenleri ve okulun sistematik kurallarını öğrenmiştim.
Ha! Bu arada, okulda bulunan öğrenci çetesinin yazılı olmayan kanunlarını da öğrenmek zorunda kalmıştım.Pekala şimdiye dek anlattıklarımı bir kenara bırakıp, biraz kendimden ,ailemden ve bulunduğum bölgeden bahsedelim.
Ben, Raya Özçevik ,ondört yaşında,liseye yeni başlamış dersleri ortalama olan, ev halinin tam zıddı bir öğrencilik hayatıyla sessiz sakin geçinen tam akıllı bir öğrenciydim.
Ailem;yedi kardeş olduğumuz üç kız dört erkekten oluşan kendi aramızda komik, kalabalıkta ise sessizliğini koruyan, kimseye karışmayan bir aileye mensupduk. Tabii bu, damarımıza basılmadığı sürece böyleydi. Yoksa, sessiz oluşumuz kimseye hiçbir şekilde dokunmayacağımız anlamına gelmiyordu.
Bulunduğum bölge, Güneydoğunun gözbebegi olan Şanlıurfa'nın Siverek ilçesinde yaşıyorduk. Aşiretin baş gösterdiği lakin dışardan bakanlar için tamamıyla sakin bir ilçeydi.
Zazaların kök saldığı ilçe; Siverek.!
Çoğu kişi urfalısınız işte ne diye siverekliyiz diyorsunuz diye bizi kınarlar.Fakat biz kendimizi urfalı olarak görmüyoruz diyarbakırlı da değiliz, halis muhlis siverekliyiz. Kim ne derse desin biz bu bölgenin tuzu gibiyiz ,olmazsa olmazlardanız.
Bu sessizliğimin iki hafta sonra sonun başlangıcı olacağını nerden bilebilirdim?! Okuldaki öğrenciler çoğu birbirini tanımasa da aileleri birbirlerini tanıyorlardı. Çünkü burda akrabalık bağları had safhadaydı, tanışmak istemesen bile tanırdın. Küçük bir yer olduğundan veya nüfusunun az oluşundan değil, dediğim gibi aşiret olayı vardı burda.
Babamın amca torunlarından biri de benimle aynı okuldaydı .
Hani bahsettiğim şu çete var ya,o da çete üyelerinden biriydi.Ali!
Zaten ne olduysa bu şahıs yüzünden oldu. Okulun daha üçüncü haftasında bu çetenin vakaları başladı. Tam olarak olayı bilmesemde, sanırım Mustafa adında bir çocuk Ali'ye sataşmış, bizim Ali efendi de bununla başa çıkamayınca üyesi olduğu çetenin büyükleri, bunun yanına on kişi verip, 'gidin şu çocuğu dövün demişler. ' Ali efendi arkadaşlarıyla Mustafayı dövmeye gitmişler derken nasıl olmuşsa hocalar araya girmiş, hepsini toplayıp müdürün odasına götürmüşler. Müdür bey de bunları azarlamış ve herkesi sınıfına yollamış.
Bi'de bunlardan biri müdüre Mustafayı bıçaklayacaklarını söylemiş.Güya onun yüzünden fırça yemişler ya! Bunu onun yanına kâr olarak bırakmayacağını söylemişler.
Oh be! Olayın başı bitti böylece.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Verilmeyen Ahid
Random'Bu mektubumu okuduğunda büyük ihtimalle ölmüş olacağım. Olanların müsebbibi sen değilsin,benim için üzülme! Ben kaderimde olanları yaşıyorum. Orada benim yerimde olabilirdin . İyiki olmadın. ' ' Ayşe !! '