ZAMANSIZ GELEN

5.Artık biliyorum

O gün başımdan geçenleri heraya anlatmaya başladım. Arada ağladım ama hera sayasinde gülüyordum anlattıklarıma.

Hera ile gece yarısına kadar konuştuk. Saçma sapan şeyler söyledi kahramanım olmuşmuşta bilmem ne artık adını öğrenmiştim kuzey aslada unutmam nerden çıktı? nasıl yardım etti? o hırsıza ne yaptı hiçbir fikrim yok. Ama param ve çantam sapa sağlam yanımdaydı onu görürsem teşekkür etmeyi çok isterim.

Mutfağı toparlayıp odamıza geçtik.

"İyi geceler"

"Uyuyabilirsem.. "

"Ben uyuyorum yarın okula gidicem. Sende dinlen doktor üç gün rapor vermiş."

"Hadi uyu çok yoruldun."

Hera uykuya dalınca yavaşça kalkıp balkona çıktım. Arada sigara içiyordum paketimden bir dal çıkarttım ucunu yakıp ağır ağır içime çekip bıraktım. Çıkan duman içimdeki kara bulutların habercisi mi. Artık kış geliyorum mesajları gönderiyor keskin bir soğukluk var havada.

Sebepsizce içimde bir mutluluk ve korku var. Onun bana yardım etmesi ve hastahaneye götürmesi doğrusu beni  hem şaşırtmış hemde içimde tuhaf bir duygu oluşturmuştu. Ona yani kuzeye, artık adını biliyordum. Kuzeyle konuşmak istiyorum onu merak ediyorum galiba. Nasıl biri olduğunu neden bu kadar donuk, geçmişinde ne varki.

Arkamdaki sandelyeyi çekip oturdum. Dizlerimi kendime çekip dirseklerimi dizime dayadım ve başımı sağ koluma yasladım. Rüzgarın uçuşturduğu Saçlarım sola doğru süzülüyor özğürlüğünü ilan ediyordu. Düşünmekten sabah ezanını yeni yeni duyuyordum insana huzur veren ses.

Ayağa kalktım içeri geçtim. Bu kadar yeter burda donardım. Saatin sekiz olmasına daha vardı. Herayı uyandırırsam büyük ihtimal beni döverdi. Mutfağa geçip kahvaltılık şeyler hazırladım. Kalkıp mutfaktaki pencereyi açtım cebimdeki paketten sigaramı çıkartıp dudaklarımın arasına aldım. Çakmağı bulamayınca ocağı yakıp sigaramı ateşe verdim. Dumanı usul usul ciğerlerimin derinliklerine çekerken hera içeri geçti bana bakıp masaya oturdu.

"Günaydın kıvırcık"

"Sanada"

"Pek bir asabisiniz uyumadınız galiba"

Diyerek dağılmış saçlarımı ve yüzümdeki yorgunluğu işaret ediyordu.

"Uyku tutmadı"

Hera ses çıkarmadan çay koymak için ayağa kalktı oturmadan paketten o da bir dal alıp karşıma geçti sigarasını yaktı ve hiç konuşmadan sokaktan geçen insanları seyrettik.

Hera'nın ders saati geldiği için hazırlanıp çıktı. Evet evde yalnız kaldım ne güzelll... vakit öğlene geliyor ne yapacağım akşama kadar. İnternetten yemek tariflerine baktım bu akşam farklı birşeyler yemek için. İçimiz dışımız hazır yemekler oldu midem isyan bayraklarını çekicek artık. Mutfağa geçip akşama yapacağım imam bayıldı için hazırlıklara başladım. Dört tane patlıcanı üç tarafımdan soydum, harç hazırlama vakti  soğan, maydanoz, eee kıymam yok off ... hemen gitip gelirsem vakit kaybetmem. Pantolonumu giydim üstüme montumu çektim ceplerimi kontrol ettim. Anahtar burda para, telefon burda tamamdır.

Hızlı hızlı merdivenleri inerek kendimi dışarı attım. İçime temiz havayı çektim bir müddet saçlarım yüzümü kaplamıştı başımı önüme eğip saçlarımı geriye savurdum. Elimdeki beremi başıma geçirip karşımdaki binanın aynalı kapısından üstümü başımı topladım. Tam gidecektim ki  Binanın kapısı açıldı.

"Selam bozmak istemezdim ama geç kalıyorum."

Allahım çok utanıyorum şimdi o banamı bakıyordu orda kahretsin rezil oldum birde saçma sapan hareketler yapıyordum. Off...
Aman yaa salak geçip gitseydi birde bozuyorum diyor. Ama neydi o gözler insanın onun yeşilliklerinde kaybolası gelir. Ne diyorum ben ya sap gibi bıraktı burda beni. Seri bir şekilde  kasaba vardım. Kıymayı alıp hemen eve geldim.