Justin ne planlıyor bilmiyorum ama bu sefer bu oyunun bir parçası olmayacağım.
O arabayı sürerken aniden ;
'' Nereye gidiyoruz ? ''
'' Okula ''
'' Okula mı ? Ne saçmalıyorsun sen okulun yolu diğer tarafta ters yoldayız ''
'' Gideceğim yolları sana mı soracağım küçük hanım ? ''
'' Gerekirse evet çünkü bu arabanın için de bende varım ''
dedikten sonra ani bir fren yaparak arabayı durdu ve bana kızgın gözlerle bakarak '' in şu arabadan ''
dedi hem şaşırmış hemde korkulu gözlerle ona bakıyordum, hiçbirşey söyleyemedim çantamı alarak arabanın kapısı açtım ve dışarı çıktım sonra da hızlı bir şekilde yüzüne kapıyı kapattım. O kadar kızgındı ki arabadan inerken dahi bana bakmıyordu, arabayı çalıştırarak uzaklaştı...
'' Şimdi ne yapacaktım ben ohh lanet olsun buradan ne bir taksi ne de bir insan geçiyordu. Beni bu saçma yere bilerek getirdiğini biliyorum ama çok inatçı biri olduğum için onu aramıyacaktım, kendi başımın çaresine bakarım ben ona ihtiyacım yok. Çantamı sırtıma takıp ilerlemeye başladım saate baktığım da 10:56'dı çok güzel okula da geç kaldım ve daha da güzel olan şey telefonum çekmiyordu. Biraz daha hızlanarak yürüdüm ama bu yolun biteceği yoktu ve bende çok yorulmuştum, hemen yan tarafım da duran ağacın gölgesine oturup çantamda ki suyu çıkararak içmeye başladım.
Suyumu içtikten sonra ayağa kalkım yürümeye başladım. Sonra karşıdan gelen bir araba gördüm, sanki bana tanıdık geliyordu iyice yaklaşınca arabanın Justin olduğunu fark ettim, ani bir fren yaparak tam önümde durdu. Arabanın camını açarak ;
'' Hadi bin arabaya ''
Dedi, tek çarem binmekti ve bende öyle yaptım. Arabaya binince hemen arabayı çalıştırdı ve bulunduğumuz yerden uzaklaşmaya başladık. Ne ben konuşuyordum ne de o arabanın içi çok sessizdi, ben yola bakıyordum çünkü daha fazla onun yüzünü görmek istemiyordum zaten şu arabadan inince onunla işim kalmayacaktı. Sonun da ana yola varmıştık, aniden belime giren ağrıyla inledim Justin bana dönüp iyi olup olmadığımı sordum ona iyi olduğumu sadece bir ağrı olduğunu söyleyerek geçiştirdim. Aradan 3-5 dakika geçtikten sonra aynı ağrı biraz daha derinleşerek canımı daha fazla yaktı ve bende belimin ağrısıyla elimi belime götürerek bastırdım. Justin'in bir şey anlamasını istemiyordum çünkü kendimi ona daha fazla acındırmak gibi bir niyetim yoktu. Ağrım dayanılmaz bir hal aldı ve Justin bunu fark edip arabayı durdu.
Justin'in Ağzından ;
Araba da sessiz sessiz ilerlerken May''in beline bir ağrı girdi. Ona ne olduğunu sorduğumda '' ben iyiyim '' diyerek beni atlattı aradan 3 dakika geçtikten sonra elini sürekli beline götürerek acısını bastırmaya çalışıyordu, ama bunun ona bir faydası olmayacaktı ben de hemen arabayı durdurup yanına biraz daha yaklaştım '' May belinle ilgili bir sorun mu var ? '' diyerek elimi belinin üstünde ki eline koydum bana ;
'' Çek şu elini iyiyim ben ''
'' İyi gözükmüyorsun hadi ama daha ne kadar direneceksin ''
Bir inilti yükseldi ağzından hemen arabayı çalıştırarak evime doğru sürdüm, o kadar hızlı sürmüşüm ki evi geçtiğimizi fark edip geri dönerek arabayı evin yakınlarına koydum. Arbadan aşağı inip May'in olduğu tarafa gittim ve kapıyı açıp May'i kucağıma aldım ne berbat bir gün bu böyle. May kollarımda acı çekiyor ve ben sadece bakabiliyordum, kapıyı açıp hemen onu yatağa yatırdım o hala elini belinden çekmemişti hemen üzerindekini çıkardım belin de bir bant vardı o bandı çözdükten sonra gördüğüm o kan.... Beni benden aldı May'in yarasının olduğu bölge derinleşmiş ve kanıyordu, ben bir vampirim ve kan benim ihtiyacım olan tek şey. O görüntüyü gördükten sonra kendimi oradan uzaklaştırmak istedim ama olmadı o kan beni cezbediyordu, ben kanın büyüsüne kapılmışken kan hala akmaya ve May'e acı çektirmeye devam ediyordu.
Yatakta hiç birşey söylemeden öylece yatıyordu, galiba kendini kaybetmiş olmalı ki gözlerinin hafif kapandığını gördüm. Beynimi oraya odaklamamaya çalışıyordum ama olmuyordu o kanın akış hızı damarlarının gerilip, kalbinin daha hızlı kan pompalaması ve kanın tadını düşündükçe onu istiyordum. Aslın da onu mu yoksa kanını mı ?
Kendimi bu düşüncelerden bir an önce almam lazım ama lanet olsun ki o müthiş kan orada yatağıma akarken ben sadece iç geçirip düşünüyorum. May'e yaklaştım elimi belinin diğer ucuna doladım ve ona şu sözleri söyledim ;
'' Kanın beni cezbetmesi seni daha fazla istememe sebeb oluyor, kendimi senden uzak tutmaya çalışsam da olmuyor damarında ki gerilme, kan hızının kontrölü hepsini duyabiliyorum. Bir tarafım seni isterken diğer tarafım '' bitir işini ve hayatına devam et '' diyor, nasıl olur da ben Justin DRUG bu hale gelebilir ? Ama hayır buna izin vermiycem ölümünün benim elimden olmasına izin vermiycem ''
Selam ballarım yb çoook geç geldi farkındayım ama sınavlar yüzünden bir türlü yazamamıştım bu bölümüm yine kısa oldu ama idare edin artık yb cabuk yazmaya çalışıcam ne de olsan yaz tatiline giriyoruz. Bu arada bu bölümü kimse ithaf edemedim çünkü yorumlar pek fazla ilgi çekici değildi buna vote+yorum gelirse ithaflar devam eder.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığa Doğru
Vampire" Şuan damarında ki kanının geçişini hissedebiliyorum mmm mükemmel kokun, ona bayılıyorum." Korkudan bir şey söyleyemedim ve orada donakaldım, evet şimdi ondan gerçekten korkuyodum. " Ne oldu küçük hanım yoksa korktun mu ? Ah, hadi ama gerçekten mi...