Karanlık

261 25 10
                                    

Lütfen şarkıyla beraber okuyun, eğer bölüm bitene kadar bitmezse tekrar başatın ;) İyi okumalar.


Gözlerimi araladığım da güneş ışığı perdeden bacaklarıma süzülüyordu. Hemen yattğım yerden kalkmaya çalıştım ama her tarafım ağrı içindeydi. Yattığım yerden düşmüştüm. Güçlükle ayağa kalkıp saçlarımı topladım, ardından bugün buradan kurtulacağım aklıma geldi ve kapıya doğru yaklaştım. Ardından kapının kolunu çevirip etrafa bir göz attım, koridorda kimse yoktu bende hemen Justin'in odasına koştum ve kapıyı ani bir şekilde açtım. Justin üzerini giyinmiş aynada kravatını takıyordu, hemen yanına gidip gözlerimi onun iğrenç koyu gözleriyle buluşturdum.

''Hey Justin bugün beni burdan kurtaracaktın ?''

'' Merak etme bugün buradan ikimizde kurtuluyoruz.''

Gözümü devirerek ona elimle 'ne zaman' gibi bir işaret yolladım. Boğazımı temizleyip, derin bir nefes alarak ;

'' Buradan senle çıkacağımı kastetmemiştim, artık senin yüzünü bile görmek istemiyorum.''

Kravatını düzelttikten sonra koyu gözleriyle bana yaklaşarak kulağıma doğru eğildi, çenesi kasılmıştı sanki bir an beni öldürecekmiş gibi bakıyordu sonunda aldığı nefesi yüzüme vererek;

''Burdan beraber çıkacağız güzelim merak etme, beraber'' dedi. Ve ardından  olduğu yere geri gitti. Sinirden kalp atışlarım hızlanmıştı. Odadan bir hışımla çıkıp merdivenlerden aşağı doğru inmeye başladım. Öyle hızlı iniyordum ki ayağım kayıp yuvarlanarak yeri boyladım. Büyük bir ses çıkarmış olmalıyım ki kapıda duran yapılı adamlar yanıma gelip beni kollarımdan tutarak tekrar yukarı odama çıkardılar. Hayır hayır bu olamaz tekrar o kurtulduğum odama gitmek istemiyorum, hemen bir şeyler yapmazsam bu adamlar tekrar beni o iğrenç deliğe sokacaklardı. Ayağımla bir kolumdan tutan adama tekme atıp kolumu bırakmasını sağladım, diğer siyah gözlüklü adamın kolunu ısırıp ikisinin kolundan da kurtulmuştum. Hızlı adımlarla tekrar merdivenlerden inip çıkış kapısına ulaşmaya çalışıyordum. Bir yandan da arkama bakıp o 2 adamın gelip gelmediğini kontrol ettim ve ne yazık ki ikiside arkamdan koşuyorlardı. Adımlarımı daha da hızlandırarak çıkış kapısına doğru koştum, kapıyı açıp kendimi dışarı attım ama gördüğüm manzara karşısında donakalmıştım. Burası da neresiydi böyle ? Beni nereye getimişlerdi ? 

Burda bir tane bile ev yoktu ve karşımda uçsuz bucaksız bir orman vardı. Fazla seçeneğim olmadığı için hemen ormana koşarak izimi kaybettirmeye çalıştım. Ama adamlar arkamdan delicesine koşuyorlardı. Bende ağaçların arasından sağ-sol yaparak gidiyordum. Hızlı koşmama rağmen adamların ayak sesleri bana yaklaşmıştı, derin nefes alarak adımlarımı hızlandırmaya çalışırken bir el kolumu tutarak hızımı kesti. Canım o kadar yanmıştı ki bedenim kolumu tutan kişiye döndüğünde hızlı ve sert bir şekilde yüzüme bir tokat yedim. Anlaşılan beni bayıltmak için atılan bir tokattı. Ama ben bayılmayıp o iri yaı adamın elinde ayakta durmaya çalışıyordum, hiç şansım yoktu ve kaçmak için uğraşamazdım. Diğer siyah gözlüklü adam elinde bir odun parçasıyla bana yaklaşıp enseme odunu geçirdi ve ben oracıkta gözlerimi karanlığa kapatmıştım, geri siyah uçsuz buçaksız karanlıktı.



                                                                   *******************


Gözlerimi araladığım da sarı loş bir ışıkla karşılaştım, daha tam gözlerim açılmadan bir adamın bağırma seslerini duyuyordum. Gözümü zorlukla açıp yerimden doğrulmaya çalıştım ama beni yatağa bağlamışlardı ve ipler o kadar sıkıydı ki neredeyse kan dolaşımım gerçekleşmiyordu. Ayaklarımı oynatarak 'uyandım' alarmı verdim. Dün gördüğüm o pislik yaşlı adam 2 iri yarılı adamları odadan kovup gülümseyerek yanıma geliyordu. Yatakta kıvranıp kendimi ondan uzak tutmak istedim ama adam yanıma oturup saçımı okşayarak ;

Karanlığa Doğru Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin