Sabahın ilk ışıklarıyla gözlerimi açtım. Dün baya bir yorgundum ama okuldan eve gelir gelmez direk uyuyunca uykumu almış ve dinç bir şekilde yataktan kalkmıştım. Tam saçımı yapacakken bugün ilk iki dersin boş olduğu aklıma geldi ve bir duşa girdim.
******
Duştan çıktıktan sonra telefonuma baktım bir yeni mesaj ;
'' Günaydın nerdesin ? - Justin ''
Mesajı okuyunca büyük bir şaşkınlığın ardından mesajına yanıt verdim '' Evdeyim kahvaltıdan sonra okulda olurum '' yazdım ve gönderdim. Ardından saçlarımı kurutmak için yeniden banyoya girdim, kurutmam fazla uzun sürmedi kısa süre içinde kurutum çıktım ve okul kıyafetlerimi giyindim. Çantamla telefonumu alıp aşağı indim, annem daha uyanmamış babamsa çoktan işe gitmişti ben de sesizce mutfağa inip bir şeyler hazırlamaya başladım. Telefonuma bir mesaj daha geldi '' Kahvaltıyı boşver okula gel çabuk sonra bir şeyler yeriz - Justin '' Ahh tanrım nolmuş buna bugün, bana yaptıkları ve onun yüzünden vurulduğum aklıma gelince sinirlendim ve bende bir mesaj bıraktım ;
'' Senle tartışacak vaktim yok bir daha mesaj atma ''
Sonun da masaya oturabilmiştim. Kendime reçel ve peynir katıp yemeye başladım, o kadar acıkmışım ki neredeyse tabakta ki reçelin hepsini yiyordum, hemen masadan kalkıp sofrayı toparlamaya başladım, hangi kız kilo almak ister ki ? Topladıktan sonra aynanın karşısına geçip tam saçımı yapmaya başlayacakken birden zil çaldı bende saçımı öylece bırakıp hızla kapıya koştum annemin uyanmasını istemiyordum. Kapıyı açtığım da karşım da bana yamuk gülüşüyle bakan Justin vardı. Direk kapıyı yüzüne kapattım, çünkü saçlarım iğrençti ve kabarmıştı beni böyle görmesini istemiyordum tam tarağı elime aldım zil bu sefer daha uzun çaldı hemen kapıyı açarak ;
'' Ne yapıyorsun sen ya annem içeride uyuyor emin ol sabah sabah bir vampir görmek istemez ''
'' Şşş sakin ol küçük hanım çağırdım seni gelmedin ben de seni almaya geldim ''
'' Öncelikle bana küçük hanım demeyi kes, sonra da sabahın köründe evime kadar gelip beni neden alacağını söyle ''
'' Konuşmamız lazım acele atsen iyi olur birazdan annen sesimizden rahatsız olup aşağı iner ''
dedi ve o ukala gülüşünü yaptı. Ahh ne sinir olyorum şu gülüşüne beni deli ediyor.
'' Tamam çantamı alıyorum ama hala sinirliyim araba da konuşcaz bu konuyu ''
dedim ve çantamı alıp kapıyı kapattım. Ben dışarı çıkınca Justin birden gülmeye başladı ne olduğunu anlamadan sinirle ona neye güldüğünü sordum ve bana ;
'' O saçla mı gelmeyi düşünüyorsun şu haline bak bir cadıya benziyorsun ''
dedi ve bir kez daha güldü. Ahh tanrım şimdi de yetmezmiş gibi kabaran saçımla ona rezil olmuştum o kadar utandım ki yanaklarımın kızardığını hissedebiliyordum,hemen ona ''hadi arabaya binelim artık daha fazla gülme '' dedim. O hala ukala ukala gülüyor bende sinirle arabaya biniyordum nihayet gülmesi hafif durmuştu ve arabaya bindi. Çantamdan çıkardığım tokayla saçıma dağınık bir örgü yapıp yan tarafıma attım, bu sırada Justin'de arabayı çalıştırmış evden uzaklaşıyorduk.
Justin'in Ağzından ;
Kapılarının önünde onun gelmesini beklerken birden o dağınık ve kabaran saçıyla evden çıktı. O kadar komik duruyordu ki evden çıkar çıkmaz yanında iki defa güldüm oda bu durumdan rahatsız olmuştu ki yanakları kızarmıştı. O kısa eteğinin ve üzerine yapışan dar gömleğin ardından o saç hiçte ona uygun durmuyordu. Arabay bindik ve ben arabayı çalıştırdıktan sonra saçını örüp yan tarafına attı onunla dalga geçmeye bayıldığım için '' Bu saç eskisinden de beter olmuş '' dedim gülerek. Oda kafasını bana çevirip iki saniye birşey demeden baktı sonra bana dönüp ;
'' Şuan ki konumuz kabaran saçlar değil farkındaysan ''
'' Keşke o anda fotoğrafını çekebilseydim kendini görünce emin ol intihar ederdin ''
dedim ve ardından güldüm o kadar sinirliydi ki omzuma bir tane geçirdi, ama eli o kadar hafifti ki hissetmedim bile denebilirdim onun bu hallerine bayılıyordum resmen. Daha sonra arada beş dakikalık sesizlik oldu. Daha sonra May aynaya bakmak için üst bölümü açtı ve ardından sinirle geri kapattı, kapattıktan sonra bacağı bacağıma değdi o bunu fark etmeden cama doğru dönük ve yolu izliyordu. Bacağını hissedince biraz tahrik olmadım değil hatta arabayı sürerken ara sıra bakıyordum bile. Ne ahmak kız ben bir vampirim ve o bir insan şuan damarın da dolaşan kanın o müthiş sesini duyuyprdum ve kendime hakim olmakta güçlük çekiyordum. Bir süre böyle kaldık daha sonra dayanamayıp aniden fren yaptım May neye uğradığını şaşırmıştı ve aniden bana dönüp ;
'' Fren yapcağını söyleseydin bari bay dikkatsiz ''
Ses tonumu yükseltip ;
'' Bacağını çek May hemen ''
'' İnsanca söylesen olurdu fark etmemişim bir daha olmaz bağırma ''
'' Farkında mısın bilmiyorum ama ben bir vampirim ve seni öldürebilirim bu düşünceden korkmuyor musun ? ''
'' Hayır korkmuyorum çünkü düşünmemeye çalışıyorum ''
'' Bir kez daha salak olduğunu kanıtladın ''
'' Arabayı çalıştırır mısın lütfen ''
'' Korktuğunu seziyorum May noldu ? ''
'' Hayır ne alakası var sadece rahatsız oldum bu durumdan ''
'' Hangi durumdan ? ''
'' Bakma öyle bana ''
'' Sende bu kadar kısa giyinme o zaman ''
'' Ne alakası var kısa giyinmekle erkek değil misiniz hepiniz aynısınız ''
Cevap vermeden arabayı çalıştırdım. Giderken hala aklım ondaydı, o zayıf ve seksi fiziği... Beni benden alıyordu nasıl olur da bir vampirken canım öylesine onu isteyebiliyordum ? O üzerine yapışan gömleği ve dizlerinin baya yukarısında olan eteğiyle beni zorluyordu. Umarım bu uzun sürmez yoksa daha fazla dayanamayıp üzerine atlayabilirim.
Merhaba arkadaşlar bu bölümü biraz uzun yazmaya çalıştım. Vote ve yorumlarınızı bekliyorum arkadaşlar umarım beğenirsiniz. Bu arada uzun yorum yapanlara ithaf devam ediyor. Yorumlarınızı okudum ve hepinize teker teker teşekkür ediyorum sekiz bin olmuşuz yorumlarınızı bekliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığa Doğru
Vampiro" Şuan damarında ki kanının geçişini hissedebiliyorum mmm mükemmel kokun, ona bayılıyorum." Korkudan bir şey söyleyemedim ve orada donakaldım, evet şimdi ondan gerçekten korkuyodum. " Ne oldu küçük hanım yoksa korktun mu ? Ah, hadi ama gerçekten mi...
