MULTİ:DEMİR
DURU KAYA
Susadığım için maalesef güzel uykumdan uyanmak zorunda kaldım. Etrafıma baktığımda Ezgi yi görememiştim. Bir an panik oldum.
Kalın hırkamı alarak çadırdan çıktım. Etrafıma baktığımda sadece diğer çadırlardan başka birşey yoktu. Telefonumu hırkamın cebinden çıkardım ve Ezgi yi aradım ama çadırdan bir telefon zil sesi işittim. Bu bizim çadırdan geliyordu.
Allahım lütfen o Ezgi'nin telefonu olmasın. Hemen çadıra tekrardan girdim. Çok güzel gerçekten!!!
Ezgi telefonunu unutmuş. Telefonunu elime aldım ve mesaj gelmişti. Hemen baktım hmm. Turkcell denmiş önemsiz. Mesaj kutusundan tam çıkıyordum ki Mete ile konuştuklarını gördüm.
Meraklandım ve Mete nin üzerine tıkladım. Vayy Ezgi ye bak Mete de az değil buluşmalar falan neyse Meteyle onu yalnız bırakim. Birde bana diyene bak. Gece gece ortadan kaybolan bendim zaten. Hıh salak şey
Suyumu içtim ve güzel uykuma tekrardan devam etmek için yatağıma geçtim. Ve kendimi karanlığa bıraktım.
EZGİ BARLAS
Başım çok kötü bir şekilde ağrıyordu. Hemen yerimde doğruldum. Ve aklıma kaçırıldığım gelince hemen ayağa kalktım. Burası eski kulübeydi sanırım. Bir tane çek yat bir masa ve bir sandalye vardı.
Hemen kapıya doğru koştum. Ama kapı kilitliydi
-Hass....-Aaa Ezgi hanım çok ayıp küfür etmek size hiç yakışıyor mu?
Ensemde hissettiğim nefesle hemen yüzümü ona döndüm ve seslice yutkundum. Bu bizim sınıftaki çocuktu. Hemen çocuğa döndüm ve;
-Ben neden buradayım? diye sakince sordum. O da sırıttı ve;
-Neden buradasın acaba Ezgi hanım???
-Ya benden ne istiyorsun ben sana ne yaptım hayvan herif sen ne cürretle beni kaçırıyorsun ya!!! sinirli bir şekilde söyledim ve yanağımda hissettiğim acıyla gözlerim doldu.
-Birdaha bana bağırma Ezgi! Ne istiyorum biliyormusun seni istiyorum evet Mete ile aranızda ne geçiyor bilmiyorum ama şunu beynine iyice sok sen benimsin o kadar!!
Bağırmasıyla sıçradım ve kapıya daha da yaklaştım ve iyice yerime sindim.
-He şöyle güzelim bundan sonra benim sözümden çıkma yoksa sonuçlarına inan ki katlanmak istemezsin! dedi ve elini yanağımda gezdirdi.
Ben hemen çek yata doğru ilerledim ve oturdum gözyaşlarımın ardı arkası kesilmiyordu. Ne yapacaktım ki umarım Duru beni bulur...
DURU KAYA
Esneyerek güzel uykumdan maalesef kalmak zorunda kaldım. Yanıma baktığımda tekrardan Ezgi yi göremedim. Acaba Mert ve Metegilin çadırına mı gitsem?
Aynen ya hem zaten sadece Ezgi yi soracam başka bir şey için gitmiyorum zaten. Hemen saçımı başımı düzelttim Ezgi nin telefonunu ve hırkamıda aldık tan sonra çadırımdan çıktım. Hemen Mert gilin çadırına doğru gitmeye başladım. Çadırın önünde Mete yi gördüm biraz daha hızlanarak yanına gittim.
Hemen lafı uzatmayarak
-Ezgi ile galiba dün buluşmuşsunuz bizden saklamanıza gerek yoktu canım dedim alaycı bir şekilde.
O şaşırmış bir şekilde bana bakıyordu ve
-Duru biz dün Ezgi ile hiç buluşmadık ki nerden çıkardın?
- Na-Nasıl yani senin yanında değilse nerede dün geceden beri yok ya kızın başına bir şey geldiyse sen dün mesaj atmışsın Ezgi ye al bak dedim ve Ezginin telefonunu ona uzattım.
Kaşları çatık bir şekilde mesajı okudu ve biraz sinirli çıkan sesiyle
-Hangi şerefsiz bunu gönderdi? Ezgi ne zamandır beri yok söylesene Duru?
-Sakin olmaya çalışıyorum dün geceden beri ortalarda yok o zaman kim kaçırmış olabilir? dedim endişeli çıkan sesimle.
Hadi Duru kim kaçırmış olabilir Ezgi yi hadi düşün tabi ya bizim sınıftaki çocuk olmasın. Hemen Meteye döndüm ve;
-Mete şu bizim sınıftaki bir çocuk varya sizle takılan o sanki Ezgi ye bir şey hissediyor siz ne zaman yakınlaşsanız size sinirli gözlerle bakıyor acaba o yapmış olmasın?
Mete önce düşünürüz gibi yaptı sonrasında da kaşlarını çattı
-O p.çi bulmazsam...
-Hey sakin ol şampiyon hemen arayalım Ezgi ye birşey yapmasından korkuyorum. dedim
Ah Ezgi ne diye gece gece dışarıya çıkıyorsun ki Mete seni ne diye çağırsın offf ağlıyordum ya ona bir şey olursa ben yaşamam...
Mete ve Mert geldiğinde Mete Merte kısaca olayı özetledi. Ve çadırdan ceketlerini alıp hemen ormana doğru yürümeye başladık.
Mert aniden bana dönüp ;
-Sen gelme istersen bak ağlamaktan helak oldun biz çabucak Ezgi yi bulacaz sen hiç merak etme dedi
Ben de hemen
-Hayır ben de gelicem. diyerek itiraz ettim.
Mertte daha fazla diretmeden orman doğru yürümeye başladı.
........
Tam 30 dkdır yürüyoruz ama hiçbir şey yok çıldırıcam resmen.
Mete eliyle biraz uzaktaki eski kulübeyi gösterince biz de oraya doğru yürümeye başladık.
Eski kulübenin kapısına geldiğimiz de Mert kapıya omuz atarak kapıyı kırmaya çalıştı ve başarılı da oldu. O kasla ben de öyle artistlik yaparım.
Hemen içeriye girdiğimizde yerde yatan o çocuğu görmemle tahminimde ne kadar haklı olduğumu çıkardım. Ezgi ye baktığımda ise elinde bir adet kırılmış vazonun parçaları vardı.
Mete benden önce davranıp hemen Ezgi ye sarıldı. Ezgi bunu beklemediği için önce afalladı sonra da o da titrek elleri ile sarılmaya başladı.
Mete geri çekildiğinde ben de Ezgi'ye sarıldım. Ağzımdan bir hıçkırık çıktı ve ağlamaya başladık ikimizde.
Sonra ondan ayrıldım ve
-Noldu burada anlat hadi dedim
Ezgi de kendini toplamaya çalışarak
-Ben burada oturuyordum nasıl kaçabilirim diye düşünürken uyuya kalmışım uyandığımda bana sarılan Demir vardı. Ben de onu hemen ittim o da uyandı ve saçımı çekmeye başladı sonrada bana doğru gelmeye başladı ben de yakınımda olan vazoyu aldım ve kafasına indirdim. Eğer böyle bir şey yapmasaydım neler olacağını düşünemiyorum bile. dedi
Ve omzumda ağlamaya başladı bende ona teselli veriyordum.
Mete elini yumruk haline getirmişti. Yerde yatan Demir kendine gelmeye başlayınca Mete hemen Demir e birkaç tane yumruk atmasıyla küçük çığlık attım.
Mete'nin sanki gözü dönmüş hiç bir şeyi görmüyordu. Mert Mete yi sakinleştirdi ve Mete Ezgi ye bir kere daha sarılıp kulübeden gitti. Bu neydi şimdi?
Evet yeni bölümümüz geldi. Sanki biraz geç oldu 🤔. Ders ve sınavlardan vakit kaldıkça yazmaya çalışıyoruz😘. Hepinizi çok seviyoruz 💕 Yorum yapmayı ve vote atmayı unutmayın 😊 Seviliyorsunuz 💞

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUZDAN DUVAR
Chick-Lit"GÜNEŞ KOLEJİ" ve "ARAS KOLEJİ" nin aşk, macera, tutku dolu hikayesine hoşgeldiniz 🤗