Niye şu an kokusunu bir deli gibi içine çekiyorsun demeyin, kokusu çok güzel.
Yani canlı olarak hiç koklamadım daha, sadece banyodan çıktıktan sonra yatağımda kalan kokusu ile yetiniyorum şu an.Tamam!
Yetiniyorum bu duruma hiç uymadı!
Yetiniyorum ne demek ya ?
Sanki onun kokusuna ihtiyacım varmış gibi!
O bencil, aç gözlü bir herifin teki işte, neymiş bu evde kalacakmışız!Bu işin sonunda ailemin canı olmasaydı inanın bunu asla yapmazdım!
Kendi canım olsa bile!
-belki-...Ama zıkkım olası bir zenginle karşılaşmıyorum ki!
Hani böyle gelir, beni kurtarır, hayallerde ki beyaz atlı prens misali...
Oww ne kadar da güzel olurdu yaa!!!! Ama tabii ki de şansıma, yüzü güzel olan ama karakter olarak bir sıfır olan bir adam çıkmıştı."Girebilirmiyim?"
Bunların galiba ailecek bir oda derdi var, yani odayı yemiyorum ki her dakika gelip kontroll edeyesiniz!
"Buyur!"
Dedim iğneyelici sesimi takarak, cadı olacağım, cadı olup karakterimin ne kadar fena olduğunu göstereceğim
-her ne kadar bazen fena yerine biraz acayıp kaçmış saf, yani mal ols----"Ben demin biraz sert çıkıştım Ae Ra.. Yani senin fikrini sormadan öyle büyük bir meseleyi kendi başıma karar vermem çok benclice oldu..
Beni affet olur mu?
Bak istersen Seoul'e ev bakmaya gideriz!"Ouhh maayyy gaaadd..
Şu an'a kadar söylediğim her şeyi unutursanız nasıl olur? Yani böyle şeyler demesi ayrı, kocaman bir ayıcık ve bir buket gül alması centilmenliğin kaçıncı seviyesi acaba?Bak hemde nasıl dedi
'İstersen Seoul'e bile gidebiliriz'
Şeyisini!
Ama o benim!
Benim kocam!
Ok. Biraz abarttım, ama yinede o benimle evlenecek!"Olur! Hazırsan hemen Seoul'e gidelim!?"
Diye sordum ve elindekileri elime aldım.
Mutlu olmuştum,
Tanıdığım çoğu erkeklerin borulardan farkı yoktu çünkü;
Misal abim: doğum günümde bana pazardan bir parfüm almıştı, tamam pazar diye yargılamayacağım ama o koku!
Sanki kötü kokmanız için yapılmış bir parfümdü o!"Oh.. pekii, sen o zaman toparlan!"
"Beni evime mi götürüyorsun?"
"Ev denilmez ama yuvana, tüm eşyalarını topla güzelim!"
Ben şu an neyine delireyim!
'Ev denilemz ama yuva'
Neden kuşlar aklıma geldi ki şimdi skfjjdjfkj
Yuva falan deyince jdjf neyse!Güzelim...
Bu kelime biraz fazlaydı sanki, ikimizin durumu o kadar ilerlememişti aslında..
Ama niyese hoşuma gitti,
Onun bana güzelim demesi.Galiba bu o bir erkek diye, çünkü bu sözü daha önce hiç bir erkekten bana yönellik duymamıştım...
Nam Joon, sen kalbimin ritmini bozuyorsun.
Spor musun ki sen bir şey yapınca kalbim hızlanmaya başlıyor...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yolculuk | Kim NamJoon :: RM
Fanfiction"Nam joon, neren ağrıyor?" Diye sordum elimde lifi hafifçe kanlı derisine ovalarken. "Burası" Dedi ve eliyle sol göğüsünü gösterdi, yani kalbinin üstününü. "Gururunu mı kırdılar?" "Yok, döktüğün göz yaşların yüzünden ağrıyor" ~ Ilsan... Onun...