"Oy anam benim kızım evleneceeekk!!!
Beni gömünde bu anı yaşamıyım oyyy annaağağaam"
İçeri girdiğim saniyeden beri annem böyle şeyler diyip dizlerine vuruyordu.
Yani galiba abim geldi diye duygu sömürtüsü yapıyor, yada gerçekten gerçekleri anlamış...Şimdi aklıma geldi de,
Eskiden dizilerde aşiret çok hoşuma gidiyordu, böyle "ağaaaamm"
Diye bağırmaları falan.
Ama cidden, hayaller ve hayatlar birbirlerine çok uzak.Daha ben ne güzel gençliğimin baharına girmişken evleniyorum!
Bu evlilikten sonra her şey bitecekti!
Kim ister ki evli bir kadına aşık olmak, yada dul bir kadınla evlenmek?
Hele ki öyle fıstık gibi kızlar varken (!)"Ae Ra?
Bu dünyadamısın hala?"Birden kolumun dürtüklenmesiyle çığlığı basacaktım ama iyi ki önce gelen kişinin babam olduğunu görmüşüm.
"Ha. Efendim baba?"
"Sana bir şey soracağım.
İstersen biraz beraber dışarı çıkalım?""olur...."
Dedim ve ayaklanıp babamın peşinden gittim.
İlk önce evden biraz uzağa gittik, Yani böyle 50 metre uzaklığa kadar.
Sonrada babam bir banka oturdu ve yanına oturmam için bir hareket yaptı.
Çekinerek banka oturdum,
Babam benimle en son okulda bir kızı dövdüğümde böyle baş başa konuşmak için çıkmıştı."Kızım..
Demek istediğim pek büyük bir konu değil ama senin tepkinden korktuğum için biraz uzağa gitmek istedim"Yani bencede.
Sinir olduğum bir konuysa bas bas bağırırım ve şahısa kulak kanseri yaparak hayır derim."İyi yapmışn baba.
Kızını tanıyorsun :)
Ama hadi söyle, benimle neyin hakında konuşmak istediğini""Yani bu aralar seninle pek konuşamadım...
Bu evliliğe ölümüme karşı olsamda malesef bir şey yapamıyorum.
Cidden özür dilerim kızım, sevmediğin ve tanımadığın birisiyle evlenmek zorundasın...
Ah neyse konuya geleyim!
Annen bir kaç gün için burada kalmanı istiyor, yani biz bir kaç gün önce gideceğiz.
Sen Nam Joon'la biraz daha kaynaşırsın, sonrada gelirsin diye...""Zorundamıyım?"
"Evt"
OHIHOHOHOHOOHHO TAMAM BENDEN GÜNAH GİTTİ ONA GÖRE!!!!
"AHAHAHAHAHAHAHAHHAHAHAHAHAHAHAHAHHAHAHAHAHAHAGAGHAHAHAHAHAHAHAHHAHAHAHAHAHAHAHHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHHAAHHAHAHAHAHAHAHAHHAHAHAJAJAHAHAHAHAJJAHAJAHAHHAHAHAHAHAHAHHAHAHAHAHAHAHAHHAHAHAGAGAGHAHAHAHAHAHHAHAHAHAHAHHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHHAHAHAHAHAHAHAHAHAHHAHAHAHAHAHAHHAHAHAHAHAah-----"
Tamam. Sesim ölesiye kesildi ve yarın ne kadar pişman olacağımı biliyorum.
Tüm şehir ayağa kalkı resmen, savaş ilanı gibi bir şeydi.Yok coneem o benim müstakbel kocacığım değil mi?
Hemde koşa koşa geliyor mübarek!
Aaa abiiii!??
Birazcık (!) Abartmış olabilirmiyim?
Yani şu an açık konser gibi tüm ajummalar camlarından bakıyor ve -müstakbel- kocacığım bir şey söylemeye çlşyr....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yolculuk | Kim NamJoon :: RM
Fanfiction"Nam joon, neren ağrıyor?" Diye sordum elimde lifi hafifçe kanlı derisine ovalarken. "Burası" Dedi ve eliyle sol göğüsünü gösterdi, yani kalbinin üstününü. "Gururunu mı kırdılar?" "Yok, döktüğün göz yaşların yüzünden ağrıyor" ~ Ilsan... Onun...