Göz kapaklarımı ağır güneş ışığ ile zorla açtım. Pembe odamdaki pembe perdemi kapatmadan yatmakta benim şuçum zaten.
Ah ne saçmalıyorum bu odada perde yok.....
Üstümdeki ağır yorganı bir çırpıda yere atıp üstümdeki pija-
Bir dakika ben bunlarla yatmadım! Ardından yavaşça elimi pembe tişörtümün(!) içine soktum.
BİRİ BENİM SÜDYENİMİ ÇIKARMIŞ!
Ah telefonumda yok aferin Branda! Kou çok merak etmiştir şimdi. Yazık çocuğa. Kafamı yastığa atıp gözlerimi kapattım.Bir anda kapının açılmasıyla kafamı yastıktan kaldırıp oraya baktım. Şu bir elinde eldiven olup diğerinde olmayan dörtgöz arkadaşımız gelmiş hoşgelmiş!!
"Ne?" Aissh! Ben rol yapıyordum!
"N-neden g-geldin."
Yavaşça sırıttı ve
"Sende baya korkak çıktın."
Gözlerimi içimden söverek devirirken kolumu tuttu Ve beni sürüklemeye başladı.
"Ne y-yapıyorsun."Sustu
Sustum
Beni sert bir zemine atmasıyla ağzımdan yarı gerçek yarıda sahte bir inleme çıktı.
"Cezanı çekeceksin." Deyip beni orda bıraktı. Hızlıca kalkıp neden kitlemediğini bilmediğim kapıya doğru ilerledim.
Ah zeki çocuk tabi! Benim boyum buraya yetmezki kitlesin!
Kendimi soğuk zemine bırakıp gözlerimi yumdum. Uyumam gerekiyor ben insanım!

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Diabolik Lovers
Vampire[#22] Branda Carter yada çakma adıyla Yui. Babasının katili olan Sakamaki ailesini içeri tıkmaya çalışan bir polis Japonya'ya gidiyor ve sakamaki ailesi ile yakınlaşıyor. Hikayesinin sonu bilinmeyen Branda bu göreve çıkarken aldığı kuralları unutup...