Hastaneden taburcu oldum. İlk işim gidip iş hayatını bırakmak oldu. Evrakları müdürün masasına çarpıp istifade ettiğimi söyleyip kapıyı çarparak odadan çıktım. Eve geldim anahtarı yere fırlattım. Köpeğim Leydi koşarak üstüme atladı ve suratımı yalamaya başladı. Gece olmuştu ben hala oturmuş Tv izliyor, ağlıyordum. Kapı çaldı normalde geç saatlerde buralardan biri pek fazla geçmezdi. Mutfaktan oklava aldım. Kapı deliğini kapatmışlardı kimseyi göremedim. Kim o diye sordum cevap gelmedi aniden kapıyı açıp oklavayı havaya kaldırdım ama sonra geri indirdim çünkü Selin ve Melis beni görmeye gelmişlerdi. Oturup uzun uzun onlarla konuştuk ve " Yarın bizim okulumuz var sende okula gitmeyi düşünüyor musun ? Sabah bizle beraber gelir okula kaydını yaptırırsın. " dediler. Zaten işe erken yaşta başlamıştım. Okula gider , üniversite kazanırsam en azından haburgercilik işinden daha iyi bir iş bulabilirim. Bu konuşma bitince kalktılar ama saatin çok geç olduğunu karar verince arabalarından okul çantalarını ve pijama tarzı eşofmanlarını getirdiler.
Sabah saat 07:20 okulları saat sabah 9'da başlıyormuş. Kalkmak zor oldu ama kalktım işte. Okulları serbest kıyafetti. Selin ve Melis beni arabalarıyla almaya geldi. Okula geldim. Herkes bana ezikmişim gibi bakıyordu. Üstümde normal desensiz beyaz bir T-shirt , altımda bacaklarımı saran siyah bir pantolon , ayaklarımda mor converse vardı. Karşıdan 3 tane kendini bir şey sanan ağızlarında cakkıdı cakkıdı sakız çiğneyen kızlar geliyordu. Selin ve Melis önde gidiyordu. O kızlardan biri bana çelme taktı ve yere düştüm. Okul bana gülüyordu. O üç kızda kol kola girip kikirkikir bana gülüyordu. Selin ve Melis beni yerde gördü ayağa kaldırdılar. Selin ve Melis o üç kızın yanına gidip ellerinin tersiyle suratlarına şaplattılar herkes gülmeyi kesmiş Selin ve Melise bakıyordu. Üç kızlar hemen lavaboya ağlayarak gitti. Yanlarına beni çağırdılar ve müdürün odasına kayıt yapmaları için gittik. Kayıt yaptırdıktan sonra odadan çıktık. Arkama bakarak yürürken biri bana çarptı. Ve elimdeki kağıtların hepsi havaya uçtu. Birbirimize baka kaldık, havada süzülen kağıtların arasında birbirimize bakmak o kadar zevkli geldiki kağıtların uçması bitince bile birbirimize hala bakıyorduk.O an bambaşkaydı. Sarı saçlarının uçları havadaydı, gözleri deniz mavisi. Kağıtlarımı toplamak için eğildiğimde oda eğildi ve ellerimiz üst üste geldi. Ama çocukta bir gariplik vardı. Ellerindeki damarlar dışarı fışkırcakmış gibi , teni soğuktu. En garip olanıda ellerinin titremisi. Kağıtlarımı toplarken hiç konuşmadık. Topladığı kağıtları tebessümle uzattı.