1 hafta sonra hastaneden çıktım. Ne Okan ne Melis ne de Selin beni beklemişti sanırım okuldalardı. Okula ziyarete gidiyordum. Yolda Can'ı gördüm her zamanki gibi soluk bir ten rengine sahipti. Oda okula gid iyordu. Bana : Ben o gün olanlar için üzgünüm bilerek olmadı... dedi. Ben: Senin bilerek yapmadığının farkındayım. İsmini sorduğumda bilemedin ikimizde tebessüm ettik. Sana bir şey sorcam Can. Can: Tabi ? Ben : Sen bana o gece uyuşturucu verdin mi ? . Can bir anda düşüncelere daldı.
Can'ın ağzından gece :
Hiçbir kızla bu kadar yakın olmamıştım. O kızda benden olmalıydı. O benim olmalı. Hazır koltukta sızmışken bir tutam uyuşturucudan zarar gelmez.
Caaann alooo şşt... Sana bundan sonra hayaller çocuğu dicem. dedim ve güldük. Sen ne düşünüyordun öyle manita var galiba. Bir erkeği anca aşk bu kadar dalgınlığa uğratır.
Can: Iıı.. yok... yani.. yok aşık değilim. Sanırım benim uyuşturucu kullandığımı öğrendiğine göre arkadaşızdır diye düşünüyorum. Kimse bilmiyo söyleme lütfen...
Gökçe : Yok tabii söylemem sen merak etme. Ama sen soruma cevap verirsen daha iyi arkadaş oluruz sanırım
Can konuşmak istemiyor gibiydi.
Can'ın ağzından :
Söyelemiliyim... yok yok söylememeliyim... eğer söylersem gül gibi kızı elimden kaçırabilirdim. En iyisi söylememekti.
Bu çocuk neden bu kadar hayallere dalıyo ya ? herneyse boşver Gökçe onun özel hayatı beni ilgilendirmez. Sanırım bugün birilerin bana hesap vermesi gerekiyor.
Ben : Anlaşıldı senden bu sorunun cevabını alamicaz sanırım.
Can : Ya yok ben sana uyuşturucu vermedim belki yerdeki şırıngalardan birinin üstüne farketmeden basmışsındır. Yani evimi gördün pek temiz olduğunu söyleyemeyiz.
Hafif tebessüm edip : İyi bakalım. dedim. Okula varmıştık. Okan'ı okul bahçesinde gördüm . Okan okulda ne arıyordu . Biriyle konuşuyordu , gülüyordu. Az daha yürüdüm ve Selin'in yanağına makas atarken gördüm. Resmen bizim Selindi benim güvendiğim Selindi. O an şok oldum. Neden bu olaylar beni buluyordu. Ben ne suç işlemiştim. Canda durdu. Bana : Gökçe iyi misin ? Gökçe ?? 1 hafta hastanede kaldım ne iş becermişler. Okul kapısının önünde bir süre durdum. Okan'ın üstüne hızlı hızlı yürüdüm. Selin ve Okan hala konuşuyordu. Zil çaldı tam onu dudağından öpücektiki Okanla Selinin omzundan tutarak ayırdım. Okan'a bir elimin tersiyle vurdum , Selinede kitaplar dolu çantamı savurup yere düşürdüm. Okan sola doğru yatmış kafasının yanağını tutmuş duruyo. Selin ise yerde ağzı açık , çatık kaşlarla benim arkamdan bakıyordu. Can ise arkamdan koşa koşa : Gökçe beklee... diye seslendi. Ben hemen lavaboya gittim. Tabi Can giremedi. Aynaya baktım , dişlerimi sıkarak ve bağırarak aynaya vurdum. Ellerim kanadı. Can : Gökçee iyi misin ?!! diye sorular soruyorde ama ben hiç cevap vermiyordum. Çantamdan makas çıkardım. Kırık aynaya ağlaya ağlaya bakıp kumral belime kadar gelen saçlarımı teker teker teker kestim. Orantısız , şekli olmayan bir saç stiliydi. Tuvaletten çıkmamla zilin çalması bir oldu. Millet insan sürüsü gibi değil gergedan sürüsü gibi çıkıyo. Herkes bana iğrenir gözlerle bakıyo. Millet Okanların etrafına toplanmış. Canada acıyorum. Kuyruğum gibi , ben nereye oda oraya. Hızlı hızlı yürüyodum. Selin insanların arasından: Dur...Gökçe bekle yanlış anladın açıklayabilirim... Ben: Hahaha !! Bana senin yanağına makas atmasını seninle gülüşmesini vee NEREDEYSE SENİ ÖPMESİNİN AÇIKLAMASINIMI YAPICAKSIN !! YÜZSÜZ !!
Hızlıca ilerliycektim ki Selin kolumdan sıkıca tutup : Bak canım... O zaman Okanına sahip çıksaydın. O artık benim. Parayı alan düdüğü çalar dedi. Tam elimi kaldırıp vurcaktımki Can elimden tutup : Boşver Gökçe delilerle uğraşıp deli olmayalım !! dedi. O haklıydı onunla uğraşmamalıydım. Bazen düşmana en büyük ceza ona hiç bir şey söylememek. Okan insanların arasından bana kin ve nefretle bakıyordu. Can : Hadi Gökçe gidelim dedi. Sonra beni omzumdan tutup kendine çekti. Bende kafamı onun omzuna koydum. Ne yapıyim inat edecek gücüm kalmadı artık. Can: Artık burda kalmamalısın seni burda çok üzerle. Bence evine ailenin yanına dön. Eminim onlarda seni çok özlemişlerdir dedi. Bende ağlamaya başladım. Durduk ve Can: Ağlıyor musun sen ?? dedi. Elleriyle iki omzumu tuttu ve kendine çevirdi. Benim başım öne eğik, ellerimle göz yaşlarımı siliyorum. Can: Kaldır bakiyim kafanı dedi. Ben kaldırmayınca çenemden narince tuttu ve kafa hizasına kadar getirdi. Neden ağladığı Can : Lütfen ağlama koskoca adamım benide ağlatacaksın dedi. Tebessüm ettik. Can : Heh şöyle gül biraz dedi. Ve ardından elleriyle narince göz yaşlarımı sildi. Bana sıkıca sarıldı. Sanki hiç bırakmiycak sandım. Keşke zaman dursada böyle kalsak. Sanırım Can'a güvenebilirim. Farkettiyseniz sanırım dedim. Her neyse sarılma fastı bitince tekra ben kafamı onun omzuna oda elleriyle beni kemer gibi sardı kafasınıda benim kafamın üstüne koyarak beni evime kadar getirdi. Ona teşekkü edip yanağından öptüm. Utandı. Telefon numaramı istedi bende verdim. İçeri girdim ve hemen camdan ona baktım. Bana el salladı bende ona el salladım. Yürümesi kendi gibi karizmatikti. Of... yinemi aşık olucam. Artık aşık olmaktan sıkıldım. Ona o kadar odaklanmıştımki Leydi bir havladı camın önünde beni çekirge gibi zıplattı. Akşam saat 11'di kendime sosisli sandviç yaptım. Tam masaya oturmuş bir ısırık alıcaktımki kapı çaldı. Dalgınlığa uğradığımdan kapının deliğinden bakmadan kapıyı açtım. Kin olcak Okan bey hemen içeri girdi ve konuşmaya başladı ardından kapıyı kapattım . Arkası dönük konusuyordu kollarımı bağlayıp gözlerimi kaydıra kaydıra baktım. Hala arkası dönük konuşuyordu. Bende mutfağa gidip sosisli sandvicim tadını çıkarıyordum. Bir ara sustu dedim herhalde kelimelerin hepsini tek nefeste söyleyince geberdi sandım. Meğerkim beni arkasında göremeyince susmuş. Sonra mutfağa geldi. Orda dır dır masalara yumruk vura vura konuşuyor. Saat gece 12 olmuştu .Telefonum çaldı arayan Candı. Ellerim kirliydi hemen ellerimi suyun altında hemen temizleyip ellerimi kuruladım sonra telefonu açtım. Okanda içerde Tv izliyo. Yüzüne bakmadım konuşmadım bile. Naber can iyi misin ? Can: İyiyim seni sormalı bu saatler kızların avlanma saati dedi . Okan içerden : Can kim hee Can kimm !! diye bağırdı. Can : O kim kim var orda dedi. Bu soruyu o kadar çok sorduki uykum geldi. Can: Oraya geliyorum. dedi. Benim gözler ardına kadar açıldı. Yok yok...yani gelme olay olsun istemiyorum. Can: Ben sensiz ne yaparım. Ben sensiz bir hiçim . dedi. Çok tatlıydı ama merak etmemesini ben onu halledeceğimi söyledim . Oda bana bir şey olursa lütfen beni ara dedi. İyi geceler diyip kapattım. Şimdi Okanın iki şansı var ya gidecek ya gidecek. Okana burdan gitmesini söyledim ama o hala Tv izleyip beni takmıyordu. Bende Leydiyi yanıma çağırıp ona saldırma talimatını verdim. Leydi havlayınca Okan yerinden zıpladı. Okan : KIŞŞT...PIŞŞT...HIŞŞT...HOŞŞT diyince Leydi çok sinirlendi ve Okan'ı kovalamaya başladı. Gülmekten öldüm. Okanla, Leydi koltuğun etrafında bir kaç kere dönerken Okan : GÖKÇEEE AL ŞU HAYVANI ÜSTÜMDEENN !! dedi. Ama almadım. Sokak kapısını açtım. Bir kaç kere döndükten sonra kapıdan çıktılar. Ben hala gülmekten geberiyodum. Sonra kapıyı kapattım. Leydiyi göremeyince ödüm patladı. Sonra dışardan havlama sesi geldi. Sokak kapısını tekrar açtım. Bir baktım ağzında siyah bir pantalon parçasıyla içeri girip önüme bıraktı. Okanın pantolonuydu bu. Gülmekten yerlere yattım. Leydinin alnından öpüp merdivenlerden gülerek yatmaya çıktım.
UMARIM BEĞENİRSİNİZ... :)
