1.BÖLÜM

169 12 25
                                    

Merhaba ben Merve. 17 yaşındayım ve Bursa'da yaşıyorum.Sıradan bir kızım, yani benim hakkımda öyle pekte merak edilecek bir şey yoktur.
Okulun ilk günü, ama ben şahsen pekte heyecanlı değilim. Böyle soğuk bir kızım işte. Herkez benim çok zor bir insan olduğumu söyler. Ama ben umursamam. Nerdeyse hemen hemen herkes küçükken prenses olmak isterdi sanırım... Ben istemem. Herkes olmasa da pembe rengi sevenler vardır, ama ben nefret ederim. Belki de tuhafımdır. Hiçbir zaman annemi tanımadım, tanımakta istemiyorum. Beni terk edip giden bir anneyi ben neden istiyim ki. Neyse ya onun adının bile geçmesini istemiyorum.
Okul forman daha alınmadığından üstüme gri sade bir buluz giyip altıma düz siyah bir kot pantolon giydim. Saçımı düzleştirerek omuzlarıma gelmesine izin verdim.Evden babamla vedalaşıp çıktım. Eski ve küçük bir mahallede yaşıyoruz. Ben gibi burası da çok soğuktu. Soğuk derken hava sıcaklığı değil yani hava gibi soğuk yani ayh ne diyorum ben işte ruh olarak soğuktu. Bana bakmayın siz
Okula yavaş yavaş yaklaşmaya başladım. Hıh ne eğlenceli hapishane gibi yha okulun her yerinde demirlikler var. Şuraya emniyet müdürlüğü yazsalar yeridir. Okul ahşap ve kötü bir yerdi deprem olsa hepimiz gebeririz o derece
İlk adımımı attım. İçimden bir ses bugünün kötü geçeceğini söylüyordu. Bence geçerdi yani bende şans olsa anam erkek doğururdu. Sınıfımı öğrenmek için müdürün odasına gittim. Müdürün odasından kavga sesi ve gürültülü bir ses geliyordu. İçeri girdiğimde müdür çatık kaşları ve sağuk kanlılıyla bir erkek öğrenciye bağırıyordu. Bana öyle baktı ki bi an noluyo la diyesim geldi. Resmen tüylerim diken diken oldu. Müdür " yeni gelen kız sen misin " dedi soğuk bir sesle. Bende korkarak "e evet " dedim çocukta bana bakıyordu dik dik ne bakıyorsa artık sanki ayı oynuyor karşısında sinir yha..
Müdür " sınıfın üst katta " dedi ben o sıra dalmışım " üst katta!! " diye bağırmasıyla yerimden sıçradım. Erkek milleti işte ne beklersin dimi bende soğuk bir sesle " peki" dedim. Müdürün odasından dışarıya çıktım. Üst kata doğru yürüdüm sınıfın kapısı kapalıydı. Acaba sınıfa nasıl bir giriş yapsaydım " selam kızlar" yok olmadı hem ya erkeklerde varsa " merhaba" diyip mi girsem ki yok ya oda olmadı ben en iyisi normal insanların girdiği gibi gireyim. Sınıfa girdim ve herkez ayrı bir havadaydı kimi birini yalancıktan dövüyor, kimi kitap okuyor, bazıları ise geçmiş bir masaya doğruluk- cesaret oynuyordu girdiğimi bile fark etmediler. Bir insan srlama verir ya. Bir Allah'ın kulu selam verir diye sevinçle bekledim ama kimse sesini çıkarmıyo. Ay kafayı yiyecem ben bağırarak "selam" dedim herkes bana aval aval bakıyordu. Meğer bana değil arkamdaki o yakışıklı çocuğa bakıyolardı. Bende bana bakıyorlar diye ne kadar da sevinmiştim. Bana o kapkara gözleriyle bakarken nefes almayı unuttum ya. Ama bu haksızlıktı ben o kadar girdim özelliklede ses yaparak dikkat çekiyim diye. Çocuk sessizce girip herkezin ağzı on karış açık kaldı. Hemen en arkadaki köşeye geçti ve öne gelen saçını arkaya atarak havalı bir poz verdi. Tüm kızlar arkasını dönmüş ona bakıyordu. Ama ben hariç sadece bir an öyle geçince kötü oldum o kadar yani başka bişey yok inşallah olmazda yani olmazdı sanırım uff beynim acıyo ya sanırsın Murat Boz ben hala ayakta işsizlikle etrafa bakıyordum bazıları bana bakmış sırıtıyordu. " Ay ne komik ya ha ha" tabi bunu içimden dedim öyle bişey demeye yemezdi çünkü. En öndeki 2.sıra boştu. Hemen hızlıca oraya yerleştim. Bir erkek öğrenci, arkadaşına "ders ne" dedi arkadaşı iğrenerek " Kimya ve Ayşe" diye mızmızlandı. Kimya ve Ayşe kim yha. Adı kimya mı ki? Yok canım bence dersi kimyadır. Kimya Ayşe kim ya...
Herkezin yüzü çok asıktı Allah Allah noluyo ya. Herkes yavaş yavaş gelmeye başlıyordu. Git gide kalabalık arttı. Ders kimyaydı yani ders programında öyle yazıyordu. Bir erkek çocuğu o siyah gözlü çocuğa "savaş gitmek miyiz?" dedi. Demek adı savaştı hımm güzel isim. Ve beklediğim an geldi hoca sınıfa girdi.
Boyuda pek uzun maşallah, bacak kadar bişeydi, hocaya herkes kıkır kıkır gülüyordu bende dahil. Hoca tek gözünü aşağı yukarı hızlıca kapatıp açtı bende mi denesem acaba diye bir denedim iki kırpmayla gözüm yandı. Uff ya çok acıyordu. Hoca "oturun yerinize" diye bağırmasıyla herkes korkmuş ve gülüyordu. Kimya dersine bayılırdım ama bu hocaya sanmıyorum. Hocaya aşırı gıcık olmuştum. Konuşmaya başlamıştı ; " Ben Ayşe 32 yaşında hiçbir erkek eli değmemiş bir kızım" dedi. "Kızım" lafını edince herkes tekrar gülmeye başlamıştı. Ama neden güldüklerini anlamamıştım. Ben normalde de hiçbir şey anlamazdım zaten. 1.ders iğrenç geçmişti herkes gibi bende dersten bir şey anlamadım!. 2.ders tekrar kimya vardı hocayı ve dersi hiç çekemezdim. Merdivrnlerden hızla inerken saval mı? Savaş mı? Her ne haltsa ona çarptım " önüne bak" dedi bende "peki" dedim gıcık ya..
Sanki yol onun bir insan özür diler ben orda neler neler derdim de işte neyse. Hemen kantine indim. Çok acıkmıştım tost ve su alarak hayvan gibi yedim resmen , sanırım 2.dersi burada yemek yiyerek geçirecektim. Çok sıkılmıştım daha zilin çalmasına 25 dk vardı. Off acaba hocadan diye özür mi dileseydim. En mantıklısı buydu sanırım yoksa patlıycaktım. Merdivenlerden yavaş ve titreyerek çıktım kapıyı yavaşça tıklatıp içeri girdim." geç kaldığım için özür dilerim " dedim. Hoca burnundan soluyodu. Noluyo be?. Alt tarafı bir derse girmedim noluyo yani okey geç kaldım ama hoca öyle bakıyo ki. Allah'ım sana geliyorum dedim içimden " geç yerine" dedi bence sesi iyiydi ve yumuşak çıkmıştı ama oturacak yer yoktu ki bir saval'ın yanı boştu ayy işte savaş' in hoca " geçsene" diye bağırdı. Bende titrek bir sesle " y yer yok" dedim. Hoca " Savaş'ın yanına geç" dedi. ben hala hocaya bakıyodum. Hoca bağırarak " geçsene" diye kızdı "tamam" dedim ve arkaya doğru yürümeye başladım. Uf tam bir umutsuz vakaydım resmen. Yanına oturdum "selam" dedim. Tek istediğim 1 arkadaştı oda " selam" dedi. Yüzüme bile bakmadı derken. Öküz ya pislik. Uf zile 10 dk vardı. Tabi benim için 100 dk yani 1 saat 40 dakika ay ne diyom ben yaa. Çok sıkıldım 155 yaaa ve son 9 dakika kalmıştı. Savaş o kadar sessiz bir çocuktu ki bir şey dersen anca konuşur o kapkara gözleri siyah saçları birazda serseri tipi vardı. Telefonuna bir mesaj geldi oha telefon açmak serbest mi olmasa da en arkada bir şey olmaz. Mesajda" mallar geldi biz depodayız sen gelirsin" yazıyordu. Mesaj BARIŞ diye birinden gelmişti o kimdi acaba derken zil çaldı. Ve savaş çantasını topluyordu. O seslenen çocuk geldi ve " mallar geldi mi savaş?" dedi. Oda "geldi mert beni idare et ben yokum" dedi. Mert te " tamam kanka" dedi bende çantamı toplamış gibi yapıp onları dinledim ayy çok fenayım ya savaş hızlı bir şekilde gitti. Bende arkasından bakakaldım. Mert bana " sen bizi mi dinliyorsun?" dedi bende " yoo ne alaka?" deidm. Oda " iyi hadi inandım" dedi hıı mal. Bende " neye inanmak istersen ona inan" dedim. Tip tip baktı, sonrada gitti zaten. Te Allah'ım ya. Ders tarihti ay bayılıyorum bu derse yanıma mavi gözlü uzun saçlı gözlüklü bir kız geldi. Taş gibiydi." merhaba" dedi bende hafif yapmacık gülümseyerek " merhaba" dedim. "Tanışmak ister misin ben eda" " bende Merve" dedim ve " işim var" diye geçiştirip lavaboya indim. Elimi yüzümğ yıkadım hafif makyaj yapıp merdivenlerden çıkmaya başladım...

Merhaba bu benim ilk kitabım umarım beğenirsiniz. Bazı hatalarım varsa hoş görün

UMUTSUZ VAKAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin