- Zaman geldi söyle cevabını ona göre plana bașlayacak mıyız, yoksa bașlayacak mıyız öğrenmem lazım, dedi Ahmet.
Daha iki gün geçmiști ve ben hala ne yapacağımı bilmiyordum. Ya öleceğim ya da ölmekten beter olacağım. Artık bilmiyorum. İkinci seçenek bana kurtuluș yolu geldiği için:
- Kabul ediyorum. Fakat bir șartla istediğim zaman çeker giderim. Sen kabul edersen ben de kabul etmiș oluyorum, dedim.
- İstediğin zaman gideceğine inanabilirsin. Șimdi planı anlatıyorum. Kesmeden dinle. Bir polis arkadașla konuștum konuyu. Sana gizli tanık adı verildiği için seni korumaya alacaklar. Bir çok değișiklik olacak hayatında. Örneğin yüzün estetik ameliyatı olup yüzün değiștitilcek. Ve ismin bu arada adını hala bilmiyorum, diyerek anlattıklarını kesti.
- Berceste
- O nasıl isim ya
- Sen cahilsen ben ne yapayım. Berceste en güzel demek, diyerek bu saçma tartıșmaya son verdim.- Sen de istersen ismin polisler tarafından kolayca değiștirilecek, dedi.
- ...
- Berceste! Berceste, diye ikinci bağırıșında kendime geldim.- Ya niye hep böyle oluyor? Niye? Ben daha küçücükken ailem yok. Daha sonra ise hayatım bir gecede değişiyor. Gerçekten çok kötü bir günah işlemişim ki her şey benim başıma geliyor, diye isyana başladığımda Ahmet beni susturup:
- İsyan etmemelisin belki zamanla daha güzel günlerin geleceğinin habercisidir bu olanlar, dedi.- Neyse hadi isim seçelim sadece bir kaç harf değişiklik yapılacak ne olsun polisler bugün bütün bilgileri istiyor, dedi.
- Sadece Beste olsa
- Hayır bu çok yakın oldu. Peki Beril olsa hem yakın değil hem de biraz harfleri değiştirerek yaptım olur mu? diye sordu.
- Tamam Beril olsun kabul et..., sözümü Ahmet'in çalan telefonu kesti. Arayanı görünce telașlandı ve:- Benim gitmem gerek. Sende hazırlan yarın yeni yüzünü yapmak için doktor gelecek hazır ol. Yani hem ruhen hem de fiziksel olarak, deyip cevabımı beklemeden aceleyle kapıdan çıkıp gitti.
Ahmet'in ağzındanArayan katili izlesin ve attığı her adımı bana iletsin diye tuttuğum korumaydı. Demek adam harekete geçmişti. Bütün öldürdüğü masum insanların haklarını alacağım. Her ne kadar zor bir hayat geçirse de masum insanları hem de masum olanları öldürmesi gerekmez. Son dönemeci geçtikten sonra depoya varacaktım. Depo ıssız bir bir ormanda bulunuyordu. Depoya girdiğimde bilgisayarların başında çalışan adamlar hemen ayağa kalkıp selam verdiler.
- Hemen gelişmeleri benim bulunduğum bölüme getirin, diye emir verdiğimde görevli olan eline dosyaları alıp beni takip etmeye başladı.
Ben karanlık koridorlardan geçerken arkamdan elinde dosyalarla ayarladığım koruma geliyordu. Bu depoyu babam yıllar önce ben daha küçükken kötü işleri için inşa etmişti. Fakat ben tam tersi yapıyorum. Babam insanları öldürmek için kullanıyordu ben ise tam tersi hayat kurtarmak için kullanıyorum. Karanlıktan çıkıp aydınlık bölüme geldiğimizde hemen koltuğuma oturup konuyu açması işaret verdim.
- Efendim katil ilk beş saat hiç bir yere çıkmadı. Daha sonra saat on iki gibi elinde bi çuvalla çıktı. Takip etmeye başladım. İzlendiğini anlamadı. Daha sonra çuvalı çukur bir yere atıp üstüne çimento döktü, diye lafını bitirmesiyle:
- Sende öylece izledin mi? Seni niçin tuttum ben bir insanın daha canı yanmasın diye. Sen ise sadece izliyorsun, diye bağırdım.
- A...ma efendim
- Sus belki canlıydı. Belki müdahale etseydin şimdi yaşamış olurdu, diye sinirle bağırdım.
-...
- Eğer karısının ölümüyle alakası varsa canlı bırakmıştır. Yoksa öldürmüştür. Dua edelim ki ölmüş olsun, deyip sinirle ayağı kalktım tam çıkacakken:
- Şimdi ne yapayım efendim?
- Hiç bir şey benden emir bekle. Biz bir sonraki hedefi koruyalım. Sonrasında iş üstünde yakalayıp polise teslim edeceğiz, dedim.
- Hı bu arada estetik cerrahi doktorunu ara. Yarın erken saatte gelsin.
- Peki.
Eve geldiğimde ışıklar kapalıydı. Fakat sesler geliyordu. Salona girdiğimde Berceste televizyonu açık bırakmış. Kendisi de uykuya dalmıştı. Televizyonu kapatıp onu odasına taşıdım. Yatağa bıraktığımda beni bırakmadı kolumda asılı kaldı ve:
- Gitme korkuyorum yanımda yat, deyince kabul edip yanına uzandım. Hemen bir kedi gibi göğsüme yattı. Alıp verdiği nefeslerinden dolayı mest olmuş bir şekilde uykuya daldım. Ama yatmak ne kelime her dönmeye başladığında burnunu kașıyor. Yorganı üstünden atıyor. En sonunda vazgeçip onu izlemeye başladım. Ne kadar da masum ve güzel bir yüzü vardı. Ben ne diyorum ya güzelse güzel banane ki. En iyisi daha fazla saçmaladan yatayım. Düşüncelerle birlikte uyuyabildim.Sabah bir çığlık ile uyandım. Neler oluyor acaba birisi baskın mı yaptı. Gözlerimi açtığımda karşımda elinde yastığı ile sanki üstünde bir şey yokmuş gibi göğsünü kapatan bir adet Berceste vardı. Uyandığımı görünce:
- Seni sapık. Senin ne işin var benim yatağımda. Sen niye hala yatıyorsun. Bak hala gülüyor. Manyak mısın ya, diye bir taraflarını yırtarcasına bağırıyordu.
- Sen dün beni bırakmayıp. Yanımda yat diye yalvardın. Benim suçum değil korkuyorum deyince de ben de yanında vicdanım izin vermediği için yanında kalmaya karar verdim, dememle yastığı kafama yemem bir oldu.
- Yalancı ben demişim. Gıcık nefret ediyorum senden, deyip kolumdan tutup yataktan kaldırmaya çalıştı. Kaldıramadı bir türlü kolumu kendime çekmem ile üstüme düştü. Biz bir an çok şaşırdık. Çünkü her şey aniden olmuştu. Birbirimizin gözlerinin içine bakarken yüzlerimiz sanki bir mıknatıs varmış gibi birbirine çekiliyordu. Tam dudaklarımız birleșecekken odaya girenle birbirimizden ayrıldık.
- Efendim özür dilerim. Doktor geldi onu haber vermek için gelmiştim, deyince :
- Sen bir bayanın odasına böyle mi dalıyorsun, deyip onu da tuttuğum gibi içeride utançtan kırmızı olan Berceste'yi bırakıp aşağıya inmeye başladım.Ahmet Berceste mıknatıs gibi birbirine çekildiklerinden habersiz yaşamaya çalışıyor. Fakat aşk öyle bir şey ki zamanı mekanı hayatta belli değildir.
Beğenmeniz dileğiyle. Ben bir yazar değilim sadece müzik dinlediğimde aklıma gelen kurguları yazıyorum. Bu kurgularla büyük yerlere geldiğimi hayal ediyorum. Umarım bu hayalim sizin desteğiniz ile gerçekleşir....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAMANSIZ
RomanceEski den bazı masallar vardı cin ve peri bulunduran. Fakat Ahmet ve Berceste farklıydı o masal olacak kadar güzel. Bitmeyecek gibi sonsuz...