prologue

1.7K 56 13
                                    

Merhaba! Yeni bir hikaye ile karşınızdayım. Size Mike fanfic yazacağımdan söz etmiştim. Aslında daha önceden başlayacaktım ama yazıya dökemedim ve uygun bir giriş bulamadım o yüzden bu kadar bekledim. Ama artık karşınızda. Bu bölüm giriş bölümü olduğu için konusu falan pek belli değil. Unfading Love "Değerini kaybetmeyen aşk" demek söyliyim de çevirmeye uğraşmayın fdhfdjhfgfg Hikaye yazmayalı uzun zaman oldu ciddi anlamda zorlandım. Ben bu hikayeyi sürekli bastıran Michael feelsler sayesinde büyük bir hevesle yazdım umarım siz de beğenip hevesle okursunuz. xx

Bilmem kaçıncı rüyamı görürken mükemmel uykumdan Clarie'nin cırlamasıyla uyanmıştım.

"Hadi uyan bakalım uykucu. Kahvaltı hazırladım."

"Saat kaç?" diye mırıldandım uykulu bir ses tonuyla.

"Dokuz buçuk."

"Tanrı aşkına Clarie bugün haftasonu değil mi? İzin günüm ve uyumak istiyorum."

"Ama kahvaltı hazırladım. Hadi Hallie, lütfen. Kırma beni." dedi küçük çocuklar gibi mızmızlanarak.

"Ah, pekala. Duş alıp geliyorum." dedim uyanmaya çalışırken. Aslına bakarsanız hala uyuyordum. Ama hey, bir saniye! Uyuyan insanlar konuşamaz.

"Tamam, çabuk ol." dedi Clarie ve odadan çıktı. Her ne kadar istemesem de yatağımdan ayrıldım ve dolaptan rahat kıyafetler alarak yatağın üzerine koydum. Esneyerek banyoya ilerledim ve önce ayılmak için yüzümü yıkadım. Tanrı aşkına! Ayakta uyuyordum resmen.

Yaklaşık 10 dakikalık bir duştan sonra banyodan çıktım ve üzerimi giyindim. Saçlarımı tarayacaktım ama bu çok vaktimi alıyor o yüzden kahvaltıdan sonra yapmaya karar verdim. Şimdilik sadece bir topuz yaptım ve aşağı indim.

"Ah, günaydın." dedi Clarie ben mutfağa girerken.

"Günaydın." dedim. Bir taraftan da esniyordum. Sonra Clarie'nin karşısındaki sandalyeye oturdum.

"Ah, Tanrı aşkına Clarie neden bu saatte uyandın? Üstelik üşenmeyip kahvaltı da hazırlamışsın."

"Bilmem. Uyandım ve tekrar uyuyamadım. Ben de kalkıp kahvaltı hazırlamaya karar verdim. Seni çağırdığıma şükretmelisin bence. Yoksa sen bu üşengeçlikle aç kalırdın." dedi kahvaltılıklardan yerken.

"Mısır gevrekleri bunun için var. Yani bunun için değil ama bana göre bunun için. Her neyse." dedim ve ben de kahvaltılıklardan yemeye başladım.

Kahvaltı oldukça sessiz geçmişti. Yedikten sonra mutfağı topladık. Daha sonra ben saçımı taramak için odaya çıktım.

Dolaptan tarağı aldım ve aynanın karşısında saçımı taramaya başladım. Ah! Saç taramaktan nefret ediyorum. Ciddi anlamda hem de. Kim sever ki zaten? Taramadığın halde bile dolaşmayan bir saç olursa o zaman sevebilirim belki. Uzun ve dolaşık bir saç gerçekten hiç çekilmiyor.

Saç tarama işlemim neredeyse 20 dakika sürmüştü. Evet, abartmıyorum. Ciddi anlamda 20 dakika. Sonunda saçlarım normal bir hal almıştı. Neyse ki kurutmakla uğraşmayacaktım. Çünkü zaten kurumuştu ve hava sıcak olduğu için kurutmama gerek de yoktu. Çıkardığım tokayla tekrar gelişigüzel bir topuz yaptım ve sonunda saçımla işim bitmişti. Aşağı Clarie'nin yanına inmeye karar verdim.

Salona indiğimde Clarie televizyon izliyordu.

"Clarie, ben birşeyler içeceğim sen de ister misin?" diye sordum merdivenlerin başında dururken.

"Olur." dedi gözünü televizyondan ayırmadan. Kesin yine şu aptal programları seyrediyordur.

Mutfağa gittim ve dolaptaki kolayı çıkarıp ikimize koydum. Salona döndüğümde tam da tahmin ettiğim gibi Clarie yine şu aptal programları seyrediyordu. Ah, magazin programlarından bahsediyorum.

"Yine mi şu aptal programlar?" dedim kolasını ona verirken.

"Hah, sana göre öyle. Bence hiç de aptal değil."

"Ne zaman bırakacaksın şu şeyleri izlemeyi?" dedim ve koltuğa uzandım.

"Bilmem. Bırakmayacağım sanırım." dedi. Konuşurken gözlerini bir saniye bile televizyondan ayırmıyordu.

"Tanrı aşkına Clarie. İnsanlardan bize ne? Özel hayatlarını bile gizleyemiyorlar."

"Öyle deme Hallie. Hangi ünlünün nerede olduğunu, ne yaptığını, kiminle olduğunu öğreniyorsun."

"Hah, bu çok da umrumdaydı. Boşversene Clarie. Öğrenince ne oluyor sanki?"

"5 Seconds of Summer grubu yakışıklılarından Michael Clifford dün gece arkadaşlarıyla birlilkte bir barda görüntülendi."

Michael Clifford dedi değil mi yanlış duymadım?

O ismi duyar duymaz uzandığım koltukta doğruldum. Donakalmıştım.

Michael Clifford...

Unfading Love // Michael CliffordHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin