Sex In Space XII [Chanbaek Texting ]

※3※

Baekhyun gözlerini loş odada, rahat bir yatakta araladığında bir kaç saniye kendine gelebilmek için etrafa öylece bakakalmıştı.

"Rüya değilmiş, gerçekten uyandım. "Diye düşünürken kapının açılmasıyla ona özel olan robotu görmüştü.

Arti04

"Efendi Baekhyun uyanmışsınız. Siz insanlar yemek yemelisiniz, programlayıcımız beli saatlerde düzenli olarak yemek yemeniz gerektiğini söylemişti. "
Demesiyle Baekhyun ona sırtını dönmüştü.

Yemek falan istemiyordu. Sadece kapsülüne girip zamanında, buradaki tüm insanlar gibi uyanmak istiyordu.

"Efendi Baekhyun bizim ahlaki bir kavramımız olmadığı için sorun değil ama sizin ahlaki değerleriniz için söylemek zorundayım ki kıçınız çıplak. Lütfen kendinize çekidüzen vermek için dolapta sizin için özel dikilen kıyafetlerden alınız. "Demesiyle Baekhyun utançla küçüldükçe küçülmüştü.

"Yemeğinizi hazırlamaya gidiyorum on dakika sonra kapıda gösterilecek yol tarifini iyice gözlemleyip oraya gelin. Gemi ülkeniz, Kore'yi içine alacak büyüklükte yanlışlıklada olsa girmemeniz gereken odalara girebilirsiniz. Bu da başka sorunlara yol açab-"

"Arti kapa çeneni çık. On dakika sonra geleceğim . "

Robot odadan kaybolduktan sonra Baekhyun yataktan uyuşuk adımlarla kalkmıştı.Boydan boya aynalı bir dolabın önünde durduğunda elli yıl geçmesine rağmen birazcık bile değişmeyen bedenine bakarken onun gibi umutsuz aletine gözleri kaymıştı.

"Gün yüzü göremeyeceksin dostum, burada sağ elim dışında seni tatmin edecek hiç bir duvar yok ."diye mırıldanarak dolabı açtığında çeşit çeşit elbiseyle gözleri parlamıştı.

Baekhyun en sevdiği ikinci şey her saniye yeni kıyafetler almaktı. Birincisi tabiki de mesleğinin parçası olan bilgisayarlardı.

.

.

.

"Eh şimdi o robot ne demişti? '' diyerek kapının önünde durduğunda bomboş camla bakışmaktan vazgeçip konuşmuştu.

"Restoran yol çizelgesini göster!"diyerek bir kaç saniye bekleyip hiçbir şey olmadığını görünce kaşları çatılmıştı.

"Arti04 nerede? "Demesiyle ekranda belirlenen mavi neon ışıklı yol ve belli bir noktadada duran kırmızı oka bakıp gideceği güzergahı gözden geçirerek kapıyı açmıştı.

Uzun, her iki adımında bir bir kapı olan koridor gözünü korkutsada bu koskoca gemide yalnız olduğunu, ondan başka hiçbir canlının uyanık olmadığını bilmek bir nebze rahatlatmıştı korkak ruhunu...

Kapıdaki isimlere bakıp ilerlerken uyandığı odadan üç kapı ötede olan odanın üzerindeki isimle duraksadı.

"Park Chanyeol"

İsim dilinden kendinden bağımsızca dökülürken umursamadan geçip gitmeye karar vermişti ki kocaman gözlerle geri gelip kapıda durmuştu.

"Park Chanyeol! "

"Park Chanyeol! "

"Siktirr, Başkanın oğlu ve üniversiteyi bana zindan eden Park taş Chanyeol mü? "Diye kendi kendine mırıldanırken koluna değen soğuklukla yerinden çığlık atarak sıçramıştı.

"Efendi Baekhyun 11 dakika oldu. Hiç dakik bir insanoğlu değilsiniz. Hemen yemeğe lütfen. "Diyerek söylediği nezaket kelimesinin aksine arkadından Baekhyun'u yakasından tutup sürüklerken o hala kapıdaki isme bakıyordu.