Kapalı gözlerinin ne renk olduğunu asla öğrenemeyeceğimi anladığım o zamandan beri seni kendime yakın tutmak için her şeyi yapmaya hazırdım. Bir parça sevgiydi istediğim ama sen var olduğun sürece sadece varlığını uzaktan sevmek bile var olmaya devam etmemi sağlayan tek şeydi.
Zaman geçmeye devam ederken Lynnette ince rüzgârda duyduğu fakat anlamlandıramayacağı kadar kısık sesle söylenmiş olan kelimeleri yakalamaya çalışıyordu. Gözleri, Karanlık'ı tarıyor, bir parça olsun onu daha yakından tanımak için çaba sarf ediyordu. Burada zamanın akışını öylesine net hissediyordu ki büyülenmekten kendini alamamıştı. Işık'ın aksine, iki Ay, gökyüzünde adeta birbirini kovalıyordu. Beyaz renkli olan, Karanlık'ın içindeki merhamet gibi her seferinde kendini gösterdiğinde sanki gün doğmuş gibi her şey hareketleniyordu. Beyaz Ay'ın nazik ve zarif, bir o kadar da kucaklayıcı sıcak ışığının altında çiçekler, toprak, gökyüzü, hava, her şey, yeniden can ve cesaret bulmuşçasına hareketleniyorken, Beyaz Ay yerini terk ettiğinde tedirgin bir sessizlikle onun yerini alan Siyah Ay ihtişamla, güçle parlıyordu. Beyaz Ay'ın sahip olduğu şefkatten yoksundu. Otoriter, kuvvetli bir koruyucu gibi Beyaz Ay'ın yerini alıyordu hiç yorulmadan. Siyah Ay yerini alırken her şey sessizleşiyordu. Çiçekler, toprak, gökyüzü, hava, her şey...
Friella onu aynı çayırda buldu. Burayı sevmişti anlaşılan. Ama onun gibi biri, bizzat Karanlık'ın Hükümdarı tarafından seçilmiş bir varis için bir çayır... Çok sıradandı. Yanlış bir seçim mi yapmıştı acaba? O kız bir hata mıydı? Bunu öğrenecekti. Friella sırtını dikleştirdi, meclis bugün toplanmayacaktı. Ah, harika! Kız buraya geleli sadece on üç gece olmuştu ve henüz sadece Ruin, Alamir ve Friella ile ilgili kısa bilgileri biliyordu. Ona her şeyi açıklamak zor olacaktı. Hele de önceki seçimleri gibi güçlü fakat budalaysa her şey iyice karışacaktı. Saçlarını savurup kızın yanına gitti. Kız onu görünce sırıtarak el salladı. Hala saf mıydı, merak ediyordu Friella. Muhtemelen öyleydi çünkü karşısındakinin onu Karanlık'a kabul eden sevecen Friella değil de hükümdarı olan Yasemin Kraliçe olduğunu fark edememişti.
"Ayağa kalk," diye emretti Friella güçlü sesiyle. Artık arkadaş havasını çoktan geçmişlerdi. Şu an onun karşısında güçlü ve mağrur bir kraliçe duruyordu. Kız önce irkildi ama bir şey söylemeden ayağa kalktı. Temkinli gözlerle Friella'yı süzüyordu.
Güzel, diye düşündü, değişikliklerden şüphe etmeyi öğrenmiş.
"Eğitimine hemen şimdi başlıyoruz."
"Başlayalım. Ben hazırım." Kızın sesi güçlü, omuzları dik, duruşu sağlamdı. Korkmamıştı. Gereklerini yerine getirecekti.
"Eğitimin sekiz aşamadan meydana gelecek. İlk altı aşama Karanlık'a hükmetmen için sahip olman gereken özelliklerin zihnine kazınmasıyla ilgili olacak."
"Eğitimin altı aşamalı olduğunu söylemiştin."
"Seni fazladan eğiteceğim. Daha dayanıklı daha güçlü olmanı istiyorum." Friella bile neden böyle bir karar verdiğini bilmiyordu. Kraliçe olmak için gereken altı şartı yerine getirebileceğinden bile emin değilken neden fazladan iki eğitim daha eklemişti? Karar vermişti ama bir kere ve kendi öğretilerinden, eğitimlerinden bildiği, zihnine kazınanlardan biri de bir kraliçenin asla yolundan dönmeyeceğiydi. Bu yüzden Karanlık'ta bir kraliyet ailesi yoktu, kraliçe olacak kişi bunu hak ederek başa geçmek zorundaydı. İyi biliyordu Friella, kendinden önceki kraliçenin anlattığı kadarıyla o eğitimleri tamamlayana kadar sayısız kız ölmüştü bu eğitimlerde. Peki, öyleyse, neden fazladan eğitim koyuyordu Friella?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Gül
FantasiaBeyazın siyaha aşık olup koynuna girmesiydi evrenin ilk günahı. Ve gri doğdu hiç kimseye söylemeden, sessizliği kardeş edinerek... Onun gördüğüyse, ne siyah ne beyaz ne de griydi. Hayatı kızıl, aynadaki yansıması grinin kendisiydi... #Watt...