5 🥀 Ben Bizi Özledim 🥀

436 26 22
                                    

Dün gece gördüğüm rüya, bütün gece hıçkıra hıçkıra ağlamama sebep olmuştu. Rüyamda hizmetçisi olduğum o kadını görüyordum. Bir zamanlar benim olanın ayakçısıydım şimdi. Acınası bir durumdu bu. Bana dokunuyordu. Önce yüzümde sonra saçlarımda gezdiriyordu o bakımsız tırnaklarının kapladığı ellerini. Eli tenime değince buz gibi hissediyordum. Fakat kalbime sıcak bir sevginin indiğini hissediyordum.

Birlikte uyuyorduk. Başım onun göğsündeydi, onun eli de benim sırtımda. Sabaha kadar saçlarıyla oynadım. Tam sabah gözlerimizi açar açmaz birbirimizi göreceğiz derken, gecenin ortasında uyandım. Birazdan sabah olacaktı. Dün beni sol yanımdan vuran o cümlesini anımsadı zihnim. Birini anımsıyorum sanki. Bendim o. Aslında aradığı şey, bir nefes kadar yakındı ona, tabi bir o kadar da uzak

Aynı evde olup, aynı havayı soluyup da gözlerinin içine bakamamak, onu sevdiğini söyleyememek, ona dokunamamak. Nefesinden,kollarından, kokusundan uzak kalmak. Ölüm gibi bir şey. Bu hasret beni parça pinçik ediyor ve yavaşca ölüyorum sanki

Aniden aklıma gelen parlak fikir derin efkarımı unutturmayı başardı bana. Sahi ya, sanırsam buralarda unuttuğum bir şey vardı. Ucunda küçük bir şişe olan kolye. Onda benim gözyaşım vardı. Yani biz,yaralı bir geçmiş, yaşanan imkansız aşk. Hafızasını sildiğim ana dek tüm anılar onun içindeydi. Onu bulabilirsem eğer, eski günler geri gelebilirdi. Acıma son verebilirdim ve tekrar ONA kavuşabilirdim.

Geldiğimde boynumdaydı. Bunu beş net hatırlıyorum. Ama nerede düşürdüm acaba? Asamı kullanmam gerekiyordu. Yoksa bu koca evde aramayla bulabileceğimi sanmıyordum. Fakat bu işi yaparken dikkatli olmalıydım. Bella asa kullandığımı görürse, canımdan olurdum. Onun da tekrar beni sevdiğini söylemeden ölürdüm bu yaralı kalbimle

Üstümü giyinip doğmak üzere olan güneşin atmosferinde dışarı çıktım. Sert ve soğuk bir rüzgar yüzüme vurdu. Hırkamın içine sakladığım asamı çıkarıp LUMOS büyüsü yaptım ve etrafı aydınlattım. Eğer şansım varsa ve kolye buradaysa arama zahmetinde bulunmadan bir accio büyüsüyle elimde olacaktı ve zamanı geldiğinde de Bella'ya herşeyi açıklayacaktım.

ACCIO KOLYE

İşte bu! İşte buldum! Çok şükür! Her şey bitti sanarken, bizi bırakmayan anılarımız vardı bunda.

Kolyeyi alıp boynuma taktım ve içime soktum. Ardından eve tekrar girip kapıyı kapattım.

''Hermione?'' dedi bir ses

Adımı söyleyenin Bella olmasından ödüm kopmuştu. Neyse ki Sally'miş

''Ah Sally!''

''Neredeydin?''

''Bahçeye çıktım''

''Sabah sabah? Ne işin vardı orada?''

''Hiç hava almak istedim biraz''

''Anladım. Vakit kaybetmeden kahvaltı hazırlamaya başlasak iyi olur.Efendimiz saat 08.00'de kahvaltıyı hazır görmezse oyar bizi''

''Haklısın doğru. Hadi yapalım''

Aşağı mutfağa inip kahvaltı hazırlamaya başladık. Kaseye kırdığım yumurtaları çırpmaya başladım

''Baksana Hermione, Bella dün ne dedi sana?''

Kalbimin sıkıştığını hissettim. Sanki herkes bile bile canımı yakmak ister gibiydi

''Önemli bir şey değil'' deyip geçiştirdim derin bir nefes vererek

''Hadi ama Hermione, Bellatrix zorba cadının tekidir, hizmetçilerini kolay kolay ayağına çağırmaz, kesin mühim bir mevzu olmuştur.''

İçimi çektim

''Pekala. Kaz dolmasının tadından anımsadığı bir şeyler olduğunu söyledi''

''Eee?''

''Sanırsam o her kimse ya da neyse benden bulmamı isteyecek''

''Hayret? Buna ne olmuş böyle?''

''Bilmiyorum'' dedim tavadaki kızgın yağa omlet karışımını dökerken

           Kahvaltı hazır olduğunda Bella siyah geceleğinin üzerine dantel bir sabahlıkla masaya oturdu. Tabakları masaya yerleştirirken bir yandan uykulu çıkan cırtlak sesiyle emretti bana

''Bana çay koy Herm!''

Tamam,hemen ya da peki demeden çaydanlığı elime alıp oturduğu yerin hemen yanına geçtim ve fincanına doldurmaya başladım. Dağınık siyah saçlarından gelen gül kokusu. Gözümün önünde siyah bir gülü anımsattı bana. Yani Bella'mı. Siyah bir güle benzetirdim zaten. Saçlarını koklayabildiğim günler aklıma gelmişti. Ne kadar çok özlemiştim o günleri.

Kısacası ben, bizi özlemiştim

Bella boğazını temizledi

''Herm, dün sana anımsadığım biri var demiştim. Onu bana bul''

Öyle dalıp gitmiştim ki bana dediği şeyi ikilediğini, ellerimin titrediğini bu vasıtayla da çayı fincandan taşırdığımı ve onu çok kızdırdığımı fark etmemiştim bile

''Naptığını sanıyorsun seni beceriksiz sakar!'' dedi ayağa fırlayıp masadaki fincanı elinin tersiyle iterek

''Şey, ben... ben... öz...öz...özür dilerim''

''Yıkıl karşımdan iğrenç bulanık! Defol gözüm görmesin seni!'' diye haykırdı suratıma

Çaydanlığı masanın üzerine bırakıp bir hışım oradan uzaklaştım. Ardıma bile bakmadan odama çıktım. Kendimi yatağa atıp bugüne dek içime akıttığım göz yaşlarımın gözlerimi terk etmesine izin verdim. Hüngür hüngür ağlıyordum. Ciğerim sökülüyordu sanki. Bunu mu hak ediyordum ben! Neden! Neden! Neden!!...

Ağlamaya devam ederken Sally içeri girdi. Yatağıma oturup elini koluma koydu

''Hermione? İyi misin?''

''Nasıl iyi olabilirim ki Sally?''

''Azarlanmalara alışman lazım. Baksana halime, ben kaç yıldır bu evdeyim. Beni her gün azarladı neredeyse. Alışmak zorundasın. Başka çaren yok''

''Umrumda değil Sally ONU SEVİYORUM!''

Kahretsin! Nasıl ağzımdan kaçırdım öyle? Olamaz!

Sally şaşkınlıktan bembeyaz kesilmiş suratıyla elini ağzına götürerek bana baktı

''Ne dedin sen?'' dedi büyük bir hayretle

Ah benim o dilim! Bir ihtimal bana yardım edecek kişiyi de kaybedecektim. Sally nefret ettiği efendisine karşı beslediğim bu tarifsiz sevgiden dolayı bana sırtını dönecekti. Elimdeki herşeyi kaybedecektim. Bunlar gerçek olamazdı. Olmamalıydı...

Last Promise [Bellamione]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin