2. BÖLÜM

40 1 0
                                    

Sesin batsın Sude. Allah evine ateşler salsın Sude. Yavşadığın erkekler gay çıksın Sude. Sevişirken çocuk sen boşalmadan çekip gitsin Sude. 

*Öğğkk. İğrençleşme Afra.

İç sesim yine uyarısını yaptı bana. Tamam abartmış olabilirdim ama  hakediyo yani. 

Sahte bir gülümseme yerleştirip cevap verecekken omuzuma çarparak mutfağa geçti. Omzu kırılasıca. Bu kız sebze meyve et felan değilde hava ile mi besleniyor anlamadım ki. O hava fazla gelmiş sana Sudeciğim. 

"Afra kahvaltı etmicek misin kızım?"

"Yok anne ben bu helyum gazıyla dolu hava balonuyla aynı sofrada bulunamam" demek istesemde sadece "Geliyorum anne" demekle yetinmiştim.

Mutfağa girdiğimde iyice sinirlenmiştim. Yine benim yerimde. Her gelmesinde bunu yapıyor ve gayet farkında olarak, benim yerim olduğunu bilerek oturuyor oraya. al sandalyeyi vur qafasına qafasına. 

"Yerim kalkar mısın Sude?"

"Ayy canım burası senin yerinmiydi? Bilmiyordum. E sende şuraya geç nolucak." Birde bilmezlikten gelmezmi. Jünyır orospu. Gerçi bunun jünyırlığı felanda kalmamış direk orospu olmuş bu. Arabam üzerine bahse girerim ki bu kızın yattığı erkek sayısı benim yaşımın karesine eşittir. Şimdi ne bu matematik sevdası demesin. Sayısal öğrencisiyim ve en iyi dersim matematik. Hayır, hava atmıyorum. Evet, anormalim. Yeter.

"Sude kalk yerimden."

"Afracım misafirimiz o geç işte şu sandalyeye"

Sendemi anacum sendemi! oldu olacak onu evlatlık edinin. 

Oflaya poflaya boş olan yere geçmiş, kahvaltı boyunca hiç birşey yememiştim. Sude bunu farketmiş olacakki hemen lafını söyledi.

"Ne o Afra yoksakahvaltıya zehir attında o yüzdenmş yemiyorsun." bide o sürtük kahkahasını attı ya tam oldu.

"Seni öldürmek isteseydim bu işi zehirleyerek değil, daha piskopat şekilde hallederdim emin ol Sudeciğim." Suratıma sahte bir gülümseme yerleştirip, smine baskı yapa yapa söylemiştim. Aslında o gülümse "eğer çeneni kapamazsan ben kapatırım cici kız" anlamını taşıyordu. Artık ne kadarını anlarsa. 

Sadece gülümsemekle yetindi. Ne yalan söyliyim bazen kafası çalışıyor. Çünkü cevap verseydi konu uzar sonundada sofranın ortasında saç baş girişirdik. 

Aslında düşündümde Sude'nin şu havası olmasa iyi kız. Sevecen, cana yakın, paylaşımcı bir de. Ama o balonlara pompalasak balonların uçacağı havası yokmu tam sinir kaynağı. 

Ben çoktan odama çıkmıştım. Aslında tamda odam denilemez. Çok değişik bi oda sistemim var. Gerçi o kadar değişik değil bence ama kime anlatsam "sen şimdi nerde kalıyon ben anlamadım yiiğağğaaaa" diye tepkiler alıyorum. 

Size evi anlatiyim belki bir gün lazım olur neme lazım. 

Evimiz 3 katlı, birde -1 katımız var ama orası çalışanlara ve çamaşır odasına ait. Girişte sadece salon var birde mutfak. İkinci katta annemlerin ve Aras'ın odası, Banyo ve iki misafir odası var. Çatı katıysa tamamen benim. Aslında iki odadan oluşuyor ama iki odada bana ait. Biri klasik yatak odası. Diğeriyse benim arkadaşlarımı ağırladığım odam. Yerlerde minderler, minderlerin karşısında büyük TV,oyun konsolları PS3 felan, bir duvarda 3 tane ne büyük nede küçük dolap var.  Birinde oyunlar,diğerinde filmleri diğerinde iste yastık çarşaf felan var. Bu dolap diğerlerinden biraz daha büyük. Mini birde buzdolabım var. duvarlar füme rengi parkeler beyaz. Tam eğlenilcek alandı yani.

Yatak odamsa bem beyaz kocaman genç kız odasıydı. boydan boya dolap, çift kişilik yatak, makyaj masası, çalışma masası, boy aynası, İki berjer felan. Seviyodum odamı. Sırf koca terası için burası istemiştim. 

* * *

Sehildeydim. Yanımda taş denilebilecek kadar  -ne kadarı lan bildiğin taş meteor- yakışıklı bir çocuk vardı. Canım sen şakamısın ? Hangi kameraya el sallıyok ? Anan seni Gök cisminde, meteor pay-rçasında felanmı doğurdu naptı ?  Nerdeydim bilmiyorum. Konuşmuyor sadece bakışıyorduk. Gülümsüyordu. Bizim sokakta belediyenin yaptığı kazılardaki gibi bi gamzesi vardı. Sizlere vasiyetim beni onlara gömün. yoksa mirasımdan zırnık koklatmam ona göre ha. benden bakımlı cildi var hıammına. Kızlığımdan utandım. çok güzel dudakları var lan. Tutmayın beni yapışacam sömürecem o dudakları. tutmayım keserim valla.

Oha. Yuh. Çüş. İbisininki. Devee. Kanki sen düşüncelerimi felanmı okudun öyle gülümseyerek iyice yaklaşıyon hayırdır sana ? Yok eğer amacın öpüşmekten başayıp sevişmek felansı direk söyle zorluk çıkarmam direk soyunurum. Boşuna gerek yok öyle ön sevişmeye felan. Boş işler bunlar.

Aramızda bir nefes kadar mesafe kalmıştı. Hatta o bile yoktu. Konuşmaya kalksam dudakları dudaklarıma dokunurdu. Ve beklenen olay. Dudakları dudaklarıma değdi. Masum bir öpücüktü. Ne sert nede yumuşak. Sanki bir aşkla, bir duyguyla kondurulmuş bir öpücüktü.

Ama sonra anladımki fırtına öncesi sessizlik misali  buda şehvetli bir öpücük öncesi kondurulmuş bir buseydi. Şimdi dudakları dudakları örtmüş, dillerimizin içeride verdiği savaşı gizliyorlardı. Dillerimiz bağımsızlığını ilan etmiş savaştanda öte bir ilişki yaşıyorlardı. Yavaşça geri çekilirken utanıyordum. Kalbim şuan sadece yanaklarıma kan pompalıyordu. Kızarmışi utanmıştım. 

"Kızarınca dahada çatlı oluyorsun." ve yine o gömülmek istediğim gamze. 

Ağağağğaaayyy Beni tutun bayılacağım. Beni tatlı buldu. Bana tatlısın dedi. Ohh atmış, yetmiş, seksen, doksan, yüz. Dere tepe düz. Ördek suda yüz. Tabi bunları sadece içimden söylüyorum yoksa böyle bir taşın karşısında göbek atacak değilim. 

Gözlerini yeni farkettim. Okyanus mavisi gözleri vardı. Gözlerinin içinde boğuluyordum resmen. 

Yaklaşma anam yaklaşma. Üçüncü bir öpücüğü kaldıramaz bu bünye. Ohhoo kime diyorum ben alooo. Peeh.

Dudakları bu sefer ilki gibi masum bir şekilde nacikçe dokundu dudaklarıma. Geri çekildiğimde üzgün bakıyordu. Ne olmuştu ki şimdi. Napmıştım ?

"Özür dilerim. Yapmak zorundayım." 

Ne diyordu bu ? Ne saçmalıyordu ? 

Gerçekleri beni itince anladım. Uçurum kenarındaydık ve beni itmişti. İki saniye sonrasında kemiklerimden hiç bir eser kalmayacaktı. Sonum gelmişti artık. 

RÜYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin