"Bir yer var,
üzerine hayaller kurduğum."
________Dostoyevski'den acı yakarış: "Gücümü, içimdeki güçsüzlükle boğuşurken tükettim"...
Başı sonu belli değil bu yolun,
bütün her şeyi güzel gibi bu yolun,
düz giderken kırılırsa bir kolum..."Mehpare, bugün için bir planın varmı? Mehpare!"
"A-ah dalmışım." Resmen zaman nasıl geçmiş farketmemişim. Kafamı cama çevirdiğimde güneşin doğuşuna az bir zaman kaldığını gördüm. Beraber yaşadığım kız arkadaşım Hazal'da hemen karşımdaki sandalyede yerini aldı.
"Mehpare, sakın bütün gece uyumadım deme? Eğer o Savaş ise seni yine üzen, onu mahvederim!" Geniş bir gülümseme peydah oldu yüzümde, onunda öyle tabi.
"Hayır, hayır bir sorun yok. Sabah oldu gerçekten, saat kaç?" Komodinin üzerinde duran telefonuna bakıp "7.30" dedi yanıma gelerek. "Benim çıkmam gerekiyor." Hazal tamam dercesine başını salladı zoraki bir gülücükle.
Bugün hastaneye gidecektim ve onun bunu bilmemesi daha iyiydi. Çoktan yola koyulmuştum. Çantamdaki kartviziti elime aldım ve 'Prof. Dr. Bülent Arda - Tıbbi Onkoloji Uzmanı' yazısında gözümü gezdirdim. Tekrar tekrar baktım. Kötü düşüncelerimi rafa kaldırmayı denedim. Telefonum çalıyordu. Kesin Hazal arıyor diye geçirdim içimden. Cebime sıkışan telefonu zar zor çıkarıp ekrana baktım. Arayan babamdı. Sabah sabah niye arıyordu ki acaba. "Alo?" Telefonun öbür ucundaki ses tanıdık değildi.
"İyi akşamlar, Bitlis Devlet Hastanesinden arıyorum. Mehpare Karahan ile mi görüşüyorum?"
"E-e-evet?"
"Aziz Karahan'ın nesi oluyorsunuz?"
"Ben kızıyım. Noldu? Babama bir şey mi oldu?" Girdiğim şokun etkisiyle titremeye başladım. "Birşey söyleyin lütfen!"
"Hanımefendi, elim bir hadiseden haberdar etmek için arıyorum." Telefondaki kişi ses tonunu değiştirerek "Aziz Bey geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi. 45 dakikayı aşkın bir süredir uğraştık ama ne yazık ki döndüremedik... Başınız sağolsun Mehpare Hanım." dediği anda beynimin telefondaki sesten kalan parçalarıyla düşünmeye çalıştım ve yaşadığım karanlığın içinden bir ses işittim sonra:
"Bir sahile varacak günlerimiz
Günler ki namütenahi ıstırap;
Kalmayacak bu günkü hasta, harap
Yüzlerde bahtın karanlığından bir iz..."
________Hoşgeldiniz🫰🏻, başladığı zaman bitmeyen kelimelerden "Namütenahi" kitabın anlamını bana göre başlangıçta çok iyi özetliyor. Bu hikayemizdede umarım herşey hissettiğimiz kadar derin ve sonsuz olur. #namütenahi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mehpâre
Mystery / ThrillerMehpâre! Tanıdık sesi duymasıyla başını kaldırdı baktı. Kehribar rengi gözleri vardı adamın. Ay ışığıyla aydınlanan yüzüne baktı Hazar kadının. Dolan gözlerinin üzerine kalkan gibi düşmüş olan kaküllerini kulağının arkasına sıkıştırdı. Bu, bu oydu...