2. Mail🌏

141 9 0
                                    

-Düzenlendi 1-

Gönderen:dünya
Gönderilen:Evren
Tarih/Saat: 14 Ocak 2012 23:13

Ummm Nasılsın?

Ben...

Bilmiyorum. Ne hissettiğimi bilmiyorum. Kelimeler aklıma gelmiyor. Bana neler oluyor onuda bilmiyorum. Kalbim çok hızlı atıyor. Ellerim sürekli titriyor. Çok korkuyorum. Bedenim benden intikam alıyor olmalı.

Biliyor musun artık üşüyebiliyorum yani azda olsa hissediyorum. Bir de ensemde soğuk bir nefes hissediyorum. Şimdi sen olsaydın sıcacık nefesinle içimi ısıtırdın.

Bugün ne anlatmam gerekiyor bilmiyorum. Aslında hatırlamıyorum. Geçenlerde hem senin hemde kendi günlüğümü buldum. Senin günlüğünü kutunun içine koydum. Merak etme açmadım.

Neyse yine ilk tanıştığımız zamandan anlatayım.

Bir film izlemiştim. Ve korkuyordum. Saçma bir korkuydu. Evet. Korka biliyordum. İçim içimi yemeğe devam ederken kapımı açıp dışarı çıktım. Dışarı çıkmayalı sanırım 2 hafta olmuştu. Saat 12'yi geçmişti. Rüzgar uğultulu sesler çıkartarak kulağımın yanından esip gidiyordu. Çok fazla yürümüştüm. Sanki bir şey arıyordum. Kalbim birşey arıyordu. Aradığım belkide benim biletimdi?

O an etrafta temkinli bir şekilde dolaşan maskeli ve güneş gözlüklü biriyle karşılaştım. Kalbim çıldırmış gibi atmaya başladı. Sıcak kan...

Sıcak kan tüm hızıyla akıyordu. O an vazgeçip hızlıca evime geri dönebilmek için koştum. Hiç durmadan.

Tek düşündüğüm damarlarımdan akan sıcak kandı.

Biliyorum sürekli kendime zarar verdiğimi duymaktan sıkıldın. Ama o senden önceki bendi. Ne zaman senle bir bütün olduk. Ortak beden , ortak ruh. O zaman senden sonraki ben oldum. Şu an ortak ruh olduğumuzu hissedemiyorum. Benim küçük evrenim.

Kanı sevmiyordum. Tiksiniyordum. Tek düşündüğüm buydu. O şey benden uzaklaşmalıydı.

Ve o an bulunduğum yer karardı ve daha parlak bir yere giriş yaptım. Kocaman gözleri olan kalp dudakları olan bir melek beni karşıladı. Kaşlarını çatmış bana bakıyordu. Güzel kanatlarını açıp yanıma geldi ve bana tokat attı. Sonrasındaysa bulutlardan düştüm. Tekrar karardı her yer. Meleğimden gelen ışıklar söndü. Sonra tekrar alev aldı görüşüm. Sirenler çığırmaya başladı. Ve meleğim  gelmedi. Kurtarmadı beni. O sonsuz ateşin içinde bıraktı.

Sonradan öğrendim. Bana tokat atan senmişsin, sirenler ambulans bahsettiğim cehennemdeki şeytanlar ise doktorlarmış.

Tekrar gözümü açtığımda çıldırmış durumdaydım. Bağırıyor ve kollarımı çekiştiriyordum. Korkmuştum. Ve o melek tekrar gelmedi. Yalnız bıraktı beni o cehennem beyazlığında.

Beni tedaviye almak istediler. Tedavi olursam bir daha onu hatırlayamazdım.

Hiç düşünmeden reddettim. Sakinleşip fiziksel olarak daha iyi bir hale gelene kadar hastanede tutuldum. Krizleri zor atlatıyordum. O günlerde halime acıyan bir hemşire bana senden bahsetti. Her sabah geliyor bazende arayıp durumumu soruyormuşsun.  Böylece 12 gün geçti.

Neden benimle bu kadar ilgileniyordun?

Bunu keşke hiç öğrenmeseydim.

Geniş kapüşonumu başıma geçirip hastaneden çıkmıştım. Saat akşam 8'idi. Hava kararmaya yüz tutmuştu. Ev biraz uzaktı ama pek dert etmeden yürüdüm.  Saat 11 olmak üzereymiş eve geldiğimde. Fark etmedim. Yorulmuş gibiydim. Üzerimde bir bitkinlik vardı.

Evimin olduğu kata geldiğimde tüm cansızlığımla asansörün kapısı açmıştım. Kapı şifremi girip içeri girdiğimde yemek kokuları burun deliklerimden süzülüp beni yatıştırmıştı. Gerçek bir evdeymiş gibi hissetmiştim.

Mutfağa girdiğimde ise masada rüyamdaki o melek ile karşılaştım.  Kirpiklerinin çevresi kırmızıydı. Buna rağmen hala çok güzeldi. Dudakları büzüşmüş arada bir iç çekiyordu, burun delikleri ise yavaşça açılıp kapanıyordu.

Saatlerce, günlerce, aylarca, yıllarca kısacası ömürümün sonuna kadar seni izlemek istedim. Ama aralayınca kavuştu gözlerim ile içinde evreni barındıran gözlerin. Hafif geri çekilip şaşkınca bana baktın. Sonrada elini kaldırıp tokat attın.
O an düşündüm soradaki şeyi. Beni şeytanların eline verip ateşe mi atacaktın.

Tam olarak bunu yaptın vurduğun yeri öpüp bana ne olduğunu çözemediğim bir şekilde gülümsedin. Yüreğime düşen ateş olup yakıp kül ettin benim küçük dünyamı.

O gün adını öğrenmiştim. Do Kyung-Soo.

Daha yazmak isterdim küçük evrenim.
Ama hatırlayamıyorum. Sanki anılar yok oluyor ve yanında beni öldürüyor. Hissetmiyorum. Biliyor musun hala o kelimeyi hatırlayamıyorum. Boş versekte olur. Hoşçakal.

E-postanız gönderildi

Hey 너의 공간
시간은 까맣게 굳어져 그만
시선을 돌려
내게는 아파 그게

I'll Search the Universe - KaiSoo -Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin