2.Bölüm 'SUDA BATAN GÜVERCİN'

117 10 7
                                    

Seeelllaaaaam! Çantam ve ben bölüm getirdiiiik!

İyi okumalar hayaletlerim💙

Casper Yapım A.Ş Sunar...

"Semih," Semih ayağa kalkarken ben baygın bakışlarımı ona doğru çevirdim. Bakın şimdi ne oluyor. "Aferin oğlum doksan, otur."

Kendimi tutamayıp elimdeki kalemi önde oturan Semih'e doğru yönlendirdim. "Hayır yani ben anlamıyorum, o sınavdan nasıl doksan alıyorsun sen ya?!"

Yanımda beni dürtükleyen Filiz'i umursamadan Semih'e diktiğim gözlerimle bir cevap bekledim. Semih ise bana kedinin köpeğe baktığı gibi baktı ve daha sonra kafasını yavaşça önüne çevirdi. "Sadece bir küçük zeka meselesi..."

Birkaç saniye elimdeki kalemle hareketsiz kaldığım sırada Semih'in verdiği cevabı sindirdim, yoğurdum. Sınıfa kısa bir göz attığımda neredeyse herkesin bu gaza ve cihat uğruna savaşması gerektiğini düşündüm. Aklıma gelen cani fikirle ayağa kalkıp sıramın üzerine çıktım. Elimdeki kalemi ağzıma götürüp hayali bir de mikrofon yaptım.

"Ey 10-F sınıfı! Semih isimli arkadaşımız dediğimiz son hain sınıf üyesi resmen geçer not alamayan hatta ve hatta doksanın altında alan herkese aptal muamelesi yapmıştır," Sesimi kestiğimde herkesin beni onayladığını gördüm. Semih ise bunu beklemiyor olacak ki gözlerini belertmiş bana bakmaya başlamıştı. "Eğer yılanın başını küçükken ezmezsek o yılan büyür büyür büyür büyür..."

Ve neydi?

Hatırlayamayınca göz devirip, "Büyür!" diye bitirdim lafımı.

Sınıftaki erkekler önde olmak üzere matematikçiyi unutan bizler yerimizden kalkarak Semih'e hücum ettik. Sınıf Semih'in üzerine atlarken ben karambolden yararlanarak aradan çekildim ve sıranın üstünde Semih'i korumaya çalışanlarla iki grup oluşturulduğu için daha eğlenceli hâle gelen kavgayı gülerek izlemeye başladım.

"Ne oluyor burada?!"

Kapıda duran müdürün sesiyle herkes durdu ve zamanın akışı yavaşlamaya başladı. Kafamızı sinirden biber gibi kızaran müdüre çevirdiğimizde ben öğretmenler masasından atladım.

Bu adam gerçekten de uzun ince bir bibere benziyordu.

Sinirli biber.

"Derhal odama!"

Önde ben olmak üzere Hababam Sınıfı misali hepimiz müdürün arkasından ilerlemeye başladık. Semih ve matematikçi de peşimizden ilerliyordu. Müdür bizi dışarıda bırakarak önce Semih ve matematikçiyi içeriye buyur etti. Yarım saatlik bir bekleyişten sonra ise bizi de çağırdı.

İçeriye girdiğimiz zaman kötü kötü bakmaya başladım Semih'e. O ise bana ukala bir inek öğrenci bakışı attıktan sonra müdüre çevirdi kafasını.

Bunun bir de dönüşü var Semih Efendiiii.

"Siyen," Müdürün sert sesini duyunca kafamı ona çevirdim. "Arkadaşlarını kışkırtarak Semih'in üzerine yönlendirmişsin, doğru mu?"

"Bize aptal muamelesi yaptı hocam," Semih'i işaret edip kafamla matematikçiyi gösterdim. "İşte şahit."

"Kızım sen bizi delirtecek misin," Müdür bağırarak ayağa kalktığında bir adım geriye gittim. "Nedir bizim senden çektiğimiz?!"

Okulumuz özel bir liseydi ama Fen Lisesi eğitimini alıyorduk. Zaten adımız da 'Özel Atatürk Fen Lisesi' idi. Kesinlikle bilinen diğer özel okullar gibi aşırı bir serbestlik, veli yalakası bir müdür, bol keseden parayla not dağıtan hocalar yoktu. Yalnızca okulun derslerde ve sportif anlamlarda başarılı öğrencilerine ufak kıyaklar geçilirdi. Bu yüzden birçok vukuatime okul sessiz kalırdı, derslerim iyiydi ve yüzme alanında birinciliklere sahiptim.

GÜVERCİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin