20-Jar Of Hearts- [FİNAL]

143 11 14
                                    

***FİNAL KONUŞMASI : Sevgili okuyucular... İlk kez bir hikayeme  final yapıyorum. Heyecanlıyım ve bir o kadar da isteksiz. Gerçekten sizi çok sevdim. Yazmak güzel - her ne kadar iyi yazmadığımı düşünsemde- . Sizinle aramda bir bağ olmadığını düşünüyorum. Yazma isteyim kırılıyor bazen bir kaç kişi hariç. Bu hikayenin ilk başlarda ikinci kitabını çıkarırım diye düşünürken artık vazgeçtim. Umarım bölüm hoşunuza gider. Bir çok atlama olacak zaman olarak. Keyifli okumalar. ***

Bölüm Şarkıları = Michael Jackson - You're not alone /  Christina Perri - Burning Gold 

 

-Katherine; 

Matt'in içeriye girdiğini gördüğümde Jenna onu farkedecek diye heyecanlanmış, soluğu Matt'in yanında almıştım. ''Matt , Jenna seni görmemeli, gel şöyle kenara geçelim.'' diyerek bir köşeye doğru yürüdük.  Matt üstüne bir takım elbise geçirmiş saçlarını iki yana ayırmıştı. Etrafına şapşalca bakıyorken kolundan tutup sakinleşmesini ve beni dinlemesini sağladım. Nefes nefese kalmıştı. Biraz sakinleşince ''Annem nerede?'' diye sordu. ''Bİlmiyorum , sanırım gitmiş olmalı Matt. Annesine anlattığı sanırım ona iyi gelmedi kadının yüzü asıldı bir anda.'' 

''Yaa öyle mi? Bunu duyduğum iyi oldu. Burada bulunmak istemiyordum ki ben.'' ''Bulunmak istemediğini anlayabiliyorum. İstersen benle dışarıya çık ha ne dersin?'' diye sordum.

''Hayır , gerek yok. Yüzleşebilirim sanırım.''  Jenna'yı arıyordu gözleri bundan emindim. 

-Jenna;

David'in elinden tutup etrafa gülücükler saçmaya devam ediyordum. Davetlileri selamlamak beni yormuştu. Saatlerdir ayaktaydım. Hiç eğlenmiyordum ve fazlasıyla gergindim. Etrafıma bakınıyorken bir ara köşede konuşan bir çift gözüme çarptı. Kız Katherine'di. Yanındaki adam... bu Matt'ti. Evet, oydu. Gelmişti işte. Onu gördüğüman vücudum titremeye başladı. David'de sanırsam bunu hissetmişti. ''Ne oldu?'' diye sorduğunda ''Matt burada.'' diye cevap verdim. Baktığım yöne o da baktı  ve gerçekten gelmiş olmasına şaşırdı. Onun olduğu tarafa bakmamaya çalışırken yanıma gelen anneme odaklanmıştım. ''Nasılsın anne?'' ''Biraz sinirliyim.'' ''Neden ne oldu? '' ''Matt'in annesi birşey itiraf etti.'' ''Ne?'' ''Peter'la ilgili.Şuan boşver tatlım.Bu meseleyi sonra konuşabiliriz.''  dedikten sonra gitti. İkinci şok uğramıştım. Annesinin anneme ne anlattığını düşünmek bile istemiyordum çünkü annem şu an herşeyi biliyor olabilirdi. Yürümeye devam ediyorduk. Elime bir bayanın içki tutuşturmasıyla irkildim. İçki bardağını bayanın elinden alıp kafama diktim. Kısa süre sonra insanların köşede bir yere doğru koşuşturduğunu ve çığlık attığını duydum. O yöne doğru ilerlediğimde yerde yatan annemi gördüm. 

Etraftakiler aniden yere yığıldığını , kalp krizi olabileceğini söylüyorlardı. Annemin yanına hızla koştum. İki görevli çağıran David onlara hastaneye götürmelerini emretti. Kolumdan tutup beni çekiştirdiğinde hala şokun etkisindeydim. David ve ben koşuşturduk. Üst kattaki odaya gidip üstüme yürüyebileceğim şeyler geçirdim. Hızlı adımlarla aşağıya inip kapıdaki gazetecilerden sıyrıldık. Arabaya atladık. Annemi hastaneye götürmüşlerdi. Kalp krizi geçirmişti ve durumu oldukça ağırdı. Aklıma babamı aramak geldi. Zaten geç kalmıştı.Bundan sonra gelse de bizi bulamazdı . En iyisi hastanede bulunmasıydı. Benim yanımda olmasıydı.

''Baba , baba nerdesin şu anda?'' dedim kekeleyerek. ''Neyin var tatlım?Yaklaştım sayılır.'' ''Ha-hayır gelme biz hastanedeyiz. Annem kalp krizi geçirdi.'' dedim. ''Ta-tamam hemen geliyorum.''

you're the COMMON DENOMINATOR   {Bitti}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin