3~

1.4K 177 27
                                        

"Garip." dedim mutfaktan elimde sandviçle çıkarken. Elinden gelse televizyonun içine kendisini sokacak olan Pır Pır bana dönüp neyin garip olduğunu sordu.

"Şey, ben biraz araştırdım da... Benim neden midem bulanmıyor. Çoktan iki ayı doldurdum ama hiç bulantım olmadı."

"Olmasını mı isterdin?" diye sordu. "Her sabah kalktığında tuvalete gidip kusmak istiyorsan yardımcı olabilirim?"

Bunu başkası söylese alay ediyor zannederdim ama yok, mor peri fazlasıyla ciddiydi.

"Yok yahu!"

Endişeyle kıkırdadım. "Sadece merak etmiştim."

"Jongin..." beni yine nasıl yaptığına akıl erdiremediğim bir şekilde omzuma bir dokunuşuyla kanepeme oturttu Pır Pır.

"Kendini taşıyıcı gibi düşün."

"Nasıl yani?" Az önce koca bir ısırık aldığım sandviçi sindirmeye çalışırken konuştum. Pır Pır 'çok yiyorsun' diye sızlanıp avucunu alnına vurdu. Güya görmediğimi sanıyordu.

"Demek istediğim, bu senin vücuduna verilmiş bir şey, yani senden gelen bir şey değil."

"Oh! Anladım. Çok açıklayıcı oldu."

Hiçbir şey anlamamıştım.

"Yani normal hamilelikten, demek istediğim insanların hamileliğinden farklı. Senin vücudunu etkilemiyor."

Kafam iyice çorba olmuştu.

"Ama acıkıyorum. Hadi bunu da açıkla, hadi." diyerek sandviçi sinirle ısırdığımda uçarak benden uzaklaştı.

"Çünkü bebeğin beslenmesi gerek ve bunun için sana ihtiyacı var. Bu şekilde ayarlandı."

Pır Pır bana ilk başlarda birkaç şey anlatmıştı. Gerçi anlamış gibi yapıp geçiştirmiştim çünkü takıldığım tek nokta gözümün önünde uçan küçük bir varlığın konuşabiliyor olmasıydı. Keşke adam akıllı dinleseymişim diyordum.

"Sen şimdi bana taşıyıcı dedin ya?" Aklıma gelen başka bir soruyla yerimde hareketlendim. "Doğduğunda falan benden alıp gitmeyeceksin değil mi? Kendi emellerin için beni kullanmıyorsun?"

"Hayır tabii..."

"Bir şey diyeceğim. Çocuk size benzemeyecek değil mi?"

"Jongin!"

"Ama yok yahu, baksana karnımdaki şişlik çok belirgin olmasa da büyüdü. Yedi ay daha duracaksa iyice büyür. Siz miniciksiniz."

"Eh.."

"Ama dur! Ya bissürü küçük mor sinek çıkarsa?"

Benim korkulu nidam Pır Pır'ın 'sinek mi' nidasına karışınca evde baya bir kargaşa koptu. Kargaşayı bölen ise çalan kapı ziliydi ve ben koşar adım oraya gittim. Pır Pır arkamdan 'yavaş be çocuk' diye bağırıyordu.

Kapıyı açtığımda Chanyeol'ü elindeki paketleri kafasına kadar kaldırmış, kocaman sırıtırken buldum. Yüzüm düştü. Yine hayal kırıklığına uğramıştım.

"Boşuna düşürme o yüzünü. Gelmeyeceğini anladık artık."

"Bir de koşarak gidiyor, bebeğe bir şey olacak."

"Unutamadı dedim ama kabullenemiyor."

"Çok mu seviyordu?"

"Bilmem. Biraz kaçık işte."

Chanyeol ve Pır Pır'ın konuşmalarına dil ısırıp kapıyı örttüm ve ellerim önümde sormutarak koltuğa attım kendimi.

Evet, koşarak zili çalan kapıya gidiyor, bir umutla kolu indirip arkasındaki kişiye bakıyordum. Sonuç hüsrandı çünkü hiçbir zaman beklediğim kişiyi göremiyordum. Zaten tek bir kişi geliyordu, o da Chanyeol'den başkası değildi.

Peek-a-Boo || #PeeKaDiBooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin