Susuzum. Sessiz odamı ağzımın şap şap sesleri dolduruyor. Huzursuz bir rüyada gibiyim, terle kaplanmışım. Yorganı ayaklarımla ittirip üzerimden uzaklaştırıyorum. Bir elim göğsümü kaşıyor, yüzüm buruşuyor ve uyanmak istiyorum ama gözlerimi bir türlü açamıyorum.
Tanrım!
Dün gece çok içmiş olmalıyım ve büyük ihtimalle cezalandırılıyorum. Karnım ağrıyor. Elim karnıma taşınıyor ama dur! O da ne? Sanki bir engel var ve elim göğüs altımda trafiğe tıkanıp karnıma ulaşamıyor.
Israrla o engeli aşmaya çalışıyorum ama yok, işe yaramıyor. Kırılmaz bir camı yumruklarımla parçalamaya çalışıyormuşum gibi. Artık gözlerimi açmak ve tüm bu rahatsızlıktan kurtulmak istiyorum. Yatağımda kıvranıp duruyorum. Sanki bir tabutun içindeymişcesine kısıtlı hareketlerim ve az sonra çığlık atarak bu kabustan uyanacağım.
Ve evet!
Uyanıyorum!
Gözlerim, yatağımın karşısındaki pencereden odanın tavanına vuran ışık huzmeleriyle karşılaşıyor.
Yalnız tuhaf bir şeyler var.
Minik sesler duyuyorum. Gerçekten minik! Sinek vızıltısı misali ama daha yumuşak ve sinir bozucu olduğunu şu an için söyleyemem.
Başımı kaldırıyorum. Odamın perdesi açık olan camda havalanırken arasından naif bir esinti süzülüp bacaklarımı buluyor ve oradan uzanarak tüm bedenime yayılıp beni ürpertiyor ve bu ürperti sadece rüzgarla kalmıyor.
Tanrım!
Bir şeyler var. Karnımın üzerinde bir şeyler var ve ben kılımı dahi kıpırtadamadan öylece onları izliyorum.
Küçük kanatlı şeyler... Mor parıltıların arasında kanat çırpan küçük kanatlı şeyler. Sinek vızıltısına benzettiğim o minik sesler onların gülüşen dudakları arasından çıkıyor.
Tanrım!
Ellerinde sopalar var. Şu çizgi filmlerdeki gibi, uçlarında yıldızları bile var ve karnımın üzerinde çeşitli, anlam veremediğim şekiller çiziyorlar.
Delirdiğimi düşünmeden önce, hala alkolün etkisinde bir rüyada olduğumu kendime kabullendirmeye çalışıyorum.
Sakin ol Jongin! Sakin ol! Hepsi bir rüya! Hepsi bir rüya!
Ve o sırada öyle bir acı hissediyorum ki tüm inancım yalanlanıyor ve ben rüya denen şeyden çok uzakta olduğumu anlıyorum.
Rüyada bu kadar acı çekemezsiniz değil mi? Biri sizi küp küp doğruyormuş gibi hissedemezsiniz?
Ama ben tıpkı öyle hissediyordum şu an! Rüyada değilim.
Tanrım! Ağlamak istiyordum ama gıkımı çıkaramayacak kadar güçsüz düşmüştüm.
"Hi hi hi..." diye gülüşen bir çift kanatlı şey geçiyor gözümün önünden. Öyle bir gülüyorlar ki, sanırsınız kırk yıllık intikamlarını almayı bekleyen sinsi birer cadı hepsi.
Zar zor şu sözler çıkıyor dudaklarımdan.
"Ne yapıyorsunuz siz?"
Kim olduklarını sormuyorum çünkü rüya değil de belki halüsinasyon görüyorumdur ve bunları görmem normaldir. Belki bir arkadaşım şu an benimle oyun oynuyor ama ben onun bu şekilde görüyor olabilirim falan. Başım çok ağrıyor.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Peek-a-Boo || #PeeKaDiBoo
FanfictionBir sen, bir ben, bir de bebek... 🔖 2018 KaDi Doğumgünü vesiylesiylen yazılmıştır.