5.bölüm:Elvan

30 10 16
                                    

Elvan
-Alo Teyzecim.Nasılsın?
...
-Teşekkür ederim bende iyiyim.Bugün çocukların yanında kalabilirmisin?
...
-Biliyorum teyzecim önceden söyleseydim eğer ona göre hazırlık yapardın ama akşam vardiyasındaki arkadaşın çocuğu hastaneye kaldırılmış.Rica etti kıramadım.Melese çocuk olunca...
...
-Birtanesin sen.Yarın ikindin evde olurum.
..
-Şeyy...teyzoooş?
...
-Hasan'ın yarın okul gezisi var.Yanına yiyecek birşeyler hazırlarmısın?Biliyorum fazla oldum.Ama senden başka kimsemiz yok biliyorsun.Sen bizim bitaneciğimizsin.Tontişimizsin.sen bizim...
...
-Tamam tamam sustum.Teşekkür ederim teyzem.Senden başka kimim var ki...Allaha emanet ol.Yarın ikindin görüşürüz.
Teyzem bizim tek akrabamızdı.Akraba demek ona haksızlık olurdu.O faciadan sonra kardeşlerime ve bana sahip çıkmıştı."Facia"...bu kelime bile yaşadığımız dramı anlatmaya yetmezdi.Ama lügatte başka tarif edecek kelime yoktu.Ne zaman hayatımın geri kalanını felç eden o olayı unutmaya,biraz olsun hatrımdan çıkarmaya çalışsam her defasında alnımın ortasından bir kurşun gibi giriyor beynimi parçalara ayırıyordu.Fakat her defasında toparlanmam ayağa kalkmam gerekiyordu.Çocuklarım için.Annemin acı haberini duyduğumuz an onlara anne olmuştum.Daha doğrusu elimden geldiğince olmaya çalışmıştım.18inde 2çocuk sahibi bir başına ayakta durmaya mecbur bırakılmıştım.Okulumdan ayrılmış öğretmen olma hayalimi uçurumdan aşağıya atmıştım.Haberi aldığımda dersteydim.Öğretmenimin tahtaya yazdıklarını defterime geçiriyordum.Aniden kapı çaldı ve müdür yardımcısı sınıfa girdi.İlk aklıma gelen telefon araması yapılacağıydı.Şanslıydım ki benim öyle bi lüksüm yoktu yanımda.Bazen fakirlik işe yarıyordu.Müdür yardımcısı ders öğretmeniyle kısa bi konuşma yaptı.Konuşmanın seyri karşısında öğretmenin zaten ince olan dudakları büzülünce iyice yok olmuştu.Kaşlarını çatmış gözlerini kısmıştı.Aniden göz göze geldik.Gözlerimi kaçırdım refleks olarak.Önümdeki sayfaya bakışlarımı sabitledim.Müdür yardımcısı sınıftan çıktıktan sonra öğretmen biraz duraksayıp beni çağırmıştı yanına.Ne yani bu konuşma benimle mi alakalıydı?Sıramdan çıkıp öğretmenin yanına gitmem 10 saniye sürmemiştir,ama iç dünyamda saatler sürmüş gibiydi.Kafamdaki onca neden? sorusunu cevaplamaya çalışmış bir yandanda kilometrelerce soluksuz yol yürümüş gibi biranda her zerreme ter basmış ,dilim damağımla bütünleşmiş bir yudum suya muhtac hale gelmiştim.Yüreğim ağzımda atmaya çalışırken,karşımda dolmuş gözlerle bir çırpıda 'çantanı topla.Eve gideceksin kızım.Seni bekliyorlar.' deyivermişti öğretmen.Şaşkınlıktan faldaşı gibi açılmış gözlerime ağzımdan çıkan 'Niye hocam' kelimeleri eşlik etmişti.Ama cevap yoktu.Öğretmen bi kabahat işlemişim gibi yüzüme dahi bakmıyordu.Aynı sorumu tekrar yineleyip bu defa 'Hocam niye?' diye sordum.Sanki aramızdaki frekans bozulmuştu.Başka bi dilde konuşuyordumda öğretmen anlamiyor gibiydi.Yüzüme uzunca baktı.Sessizdi.Bu cevap bana yetmiyordu.Merakımı dizginleyemiyordum.Korku kapımı çalmış, kapıyı açmama fırsat vermeden tüm uzuvlarımı sarmalamıştı.Adamın yüzündeki kederin bana attığı tokatla kendime gelip cevaplanmamış soruma ısrar etmeyerek 'Peki' dedim.Sorularla çıktığım sırama tekrar sorularla geri dönüyordum.Çantamı ne ara topladığımı anlayamadan kapının önünde beni bekleyen müdür yardımsıyla merdevinleri inmeye başlamıştık bile.Sınıfta bıraktığım cevapsız soru,müdür yardımcısına sormayı istediğim sorunun cesaretini kırmıştı.Şansımı zorlamak istemiyordum.Evim çok uzak sayılmazdı ama arabaya biniyorduk.Beni arabayla bırakacaktı.Bu yaşadıklarım hayatımın en anlamsız anlarıydı.Kalbim ritim tutturamıyordu.Parmaklarım birbirine kenetlenmiş, baş parmaklarım istemsizce ellerimin derilerini yüzmeye çalışıyordu.Yol tarifi haricinde tek kelam etmiyorduk.Sanki arabanın içine bizimle birlikte beton dökmüşlerdi.Yerimize çivilenip ağızlarımız mühürlemişlerdi adeta...Nihayet varmıştık!Evin önündeki kalabalığa anlam verememekle birlikte gözlerim kardeşlerimi aradı.Onlar böyle kalabalıkları kaçırmaz olayı anında öğrenirlerdi.Elimi kapıyı açmak için kaldırdığımda karıncalandığını hissettim.Araçtan indim.Müdür yardımcısına beni getirdiği için teşekkür bile edemeden komşularımızdan biri üzerime atlayip 'Bahtsız yavrum,kara yazılı yavrum ' diye ağlamaya başladı.Kadın ne saçmalıyordu.Babam başkası için bizi terkedeli 3 yıl olmuştu.Bu kadın bunu yeni mi duymuştu.Bu tepki neydi şimdi.Biryandan Hasanin kolumu çekiştirdiğini farkettim.Zamk gibi yapışan kadını üzerimden söküp atıp Hasana sarıldım.Öyle çok ağlıyordu ki.Yüzü yaşlardan görunmüyordu.Hıçkırıklarla yoğrulan
sesi boğuklaşmıştı, Anlaşılmıyordu.'Ablam ne oldu ablacım.Ağlama kuzum.Anlat bitanem'.'Abla annem gitmiş.Birdaha gelmeyecekmiş.Evde öylece yatıyor abla.Kalkmıyor abla.'Beynimden vurulmuş gibi yere yığılmıştım.Gözlerim açıktı ama tüm bedenim karıncalanmıştı.Buz gibi bir uyuşukluk tüm vücudumu esir almıştı.Bedenim ard arda gelen artçı depremlerin hışmına uğramıştı.Insanlar bulanıktı.Ağızları açılıp kapanıyor ama ben onları olanları anlamıyor , duymuyordum.Bilincimin kapanmasi o an orada bayılmam acımdan kaçmaya fayda etmemişti.
O günden sonra teyzem bizim hep yanınızdaydı.Vefat eden kocası variyetli olduğu için miras kalan evlerin birine kendisi ,diğerinede bizi oturtmuştu.Olmayan çocuklarının özlemini bizimle gideriyordu.Her konuda destekçimdi.O olmasaydı nasıl çalışırdım.Dert ortağım sırdaşımdı benim.Göründüğü değil hissettiği yaşta olsaydı, eminim benim hissettiğim yaştan daha küçük olurdu.
Bugünki arkadaşın vardiyasını idare edecektim.Cocuğu ağır hastaydı.Zaten Ayşe'ylede bayadır dertleşmemiştik.O gececi olduğu için çalışma saatlerimiz çakışmıyordu.Akşam beni temizlik arabasının başında görünce çılgın gibi kalçasını bir oyana bir buyana savurmuş ellerini şaklatmıştı.İri bedeniyle öyle bi sarmalamıştıki tüm kaburgalarımın yerinden çıktıgına emindim.Bu kız çok çılgın,hayatı fazla umursamazdı.Onunlayken kendi dünyanızdan sıyrılıp O nun dünyasına ışınlanıyordunuz.Saatler dakikalara dakikalar saniyelere dönüşüyordu.Yarın ikindine kadar birlikte temizleyecektik odaları.Banada biraz zihin tatili olacakti.Sabaha kadar okadar çok konuşmuştuk ki çenemizin performansı ,temizlediğimiz 20 oda karşısında perte dönen bedenimizi bile sollamıştı.Müşteriler sabah kahvaltısına indiğinde kapı kollarını kontrol ederek temizlenmesi istenilen odaların temizliğini yapmak için hazirlandık.ilk odaya girdik.Ayşe elindeki eldiveni çıkarıp
-Vay anasını bee otelin en lüks odalarından biri.Kim kalıyor sence?Gördün mü hiç?
-'Hayır görmedim.Ama görünüşe göre tek kişi kalıyor.'Ayşe'nin tavrına aldırmadan biran önce bitirmek istediğim oda temizliğine banyodan baslamak istemiştim.Lavabonun kenarındaki tek diş fırçasi odada kalan sayısı hakkında fikir vermişti.Bir yandan Ayşe'ye laf yetiştiriyor bir yandanda lavaboya küvete duş kabinine temizlik maddesi döküyordum
-Vay vay vaaaa...waaoowww..Ay Elvan şunlara bak harika.Çıkarmısın banyodan artık böcek gibi zehirleneceksin şimdi.Ay hiçmi merak etm...
-'Ne var ne? 'Derken banyodan hızla çıktım ,biranda gözlerime inanamadım.Kadının gardırobundaki elbiseleri bir bir yatağın üzerine dizmiş gözüne kestirdiklerini bir yandan üzerine tutuyor bir yandan aynanın karşında dans ediyorudu.Telaşla yanına gittim.O, elbiselerle aşk yaşarken ben bir yan dan elbiseleri dolaba geri asıyor bir yandanda söyleniyordum.
-Yakalanacağız şimdi,kahvaltı bitmek üzere.İkimizde işimizden oluruz.Hadi ama!lütfen toparlamama yardım et.Hadiiii...
-Ne olucak kızım.Ammada korkaksın.Kim bilir kaç paradır bunlar.Maaşlarımızı birleştirsek bile alamayız eminim.Ya bana olsalar ben deniyeceğim birini.Lütfen sen giy birini.Birdaha rüyanda göremezsin,ayyy şuna baksana kızım yaa..
-'Saçmalamaa' derken bir yandanda gözümle üzerine tuttuğu elbiseyi süzüyordum.Okadar güzeldiki.Eminim sahibi bunu giyince perilere benziyordur diye içimden geçirdim.Ayşe biranda üzerime atladı
-'Hadi lütfen dene şunu hadiii...' bir yanda gömleği çözüyordu.bonemi çoktan havaya fırlatmıştı.Engel olmak mümkün değildi.İri ve kuvvetli kolları beni çırpıştırıyordu resmen.Kolumdan tuttu aynanın karşısına beni savurdu.Gözlerime inanamamıştım.Elbise kırmızı şaraptan dokunmuş gibiydi.Okadar göz alıcıydı ki aynanın karşısında donmuş kalmıştım.Sanki kendimi ilk kez görüyordum.Bu renk bana bukadar yakışıyormuydu?Aynadaki suretimi izLerken arka fondan Ayşe'nin sesi geliyordu.
-Ah kızım ah...Kader utansın.Sürünüyorsun otel köşelerinde.Şu fiziğe şu bebeksi yüze bir bak.Elbise sana biçilmiş kaftan.'
Kapi kapali olmasına rağmen dışarıdan gelen konuşma sesleri okadar yakındı ki ikimizde şok olmuştuk.Tartışma sesiydi.Her kimse içeriye girmek üzereydi.Pratik düşünmem lazımdı.Üzerimdeki elbiseyi bukadar kısa sürede çıkarmam imkansızdı.Ayşe nin sesi içine kaçmıştı.
-'B*ku avuçla yedik Elvan'.Dona kalmıştım.Ellerim birer buz kütlesine dönüşmüştü.Etrafta elbiseler saçılı ,üstelik biride benim üzerimdeydi.Saklanamazdım,ama Ayşe saklanabilirdi.Birimiz bari kurtulmalıydık.Ayşe'nin ailesi hakkında pek bi fikrim yoktu ama bu işe ihtiyacı vardı ko buradaydı..Kaybedecek zaman yoktu.
-'Saklan Ayşe saklan.Benim saklanmam imkansız.Sonunda ikimizde yakalanırız yoksa.İkimiz yanacağımıza bari birimiz kurtulsun.'Derken bir yandanda cılız kollarımda Ayşe'nin şoktan kilitlenmiş iri cüssesini giriş bölümündeki gardıroba sığdırmaya çalışıyordum.Tepki vermesine fırsat kalmadan kapı açıldı!Gardırobun kapısına sırtımı yaslamış öylece kalakaldim.İçeriye giren kız en fazla 25 yaşlarındaydı.benden ne uzun ne kısa göz hızamız birdi.Şaşkınlıktan mı yoksa korkudan mı bilmem ama dona kalmıştı.Konuşmayı unutmuştum.Ağzımı açmak bir yana ,ses tellerimin birbirine karıştığını hissediyordum.Ayaklarımın titreyişinin bedemi sarstığına emindim.Göğüs kafesim kalbimi dizginliyemiyor,yureğim heran bedenimi yırtıp kızın ayaklarının önüne düşüverecekmiş gibi delicesine atıyordu.En sonunda kız:
-'Nasıl yani...Benim elbisem!?'Gözleriyle Beni öyle küçümsemiş dudaklarıyla öyle alaya almıştıki bedenimi işaret ederek savrulan eli sanki yüzüme tokat olarak iniyordu.
-'Gerçekten ne diyeceğimi bilemiyorum.Çok özür dilerim.Affedin.Öyle güzeldiki dayanamadım.Büyük densizlik ettim lütfen affedin.Hemen çıkarıy...' Ben sözümü bitiremeden o çoktan gardırobunda diğer dağılmış elbiseleri görüp deliye dönmüştü.Attığı çığlıkla sözüm yarım kalmış gözlerim sımsıkı kapanmıştı.O ise resmen çıldırmış deliye dönmüştü.
-Hemen burayı terket!
-Efendim ama elbiseniz...
-İnanamıyorum hala
elbise diyor...Defol!
Utançtan alev alev yanıyordum.Düştüğüm durum ölmek isteyeceğim kadar rezaletti.Suç benimdi.Nasıl uymuştum Ayşe'ye.Bana ait olmayan birşeyi izinsiz nasıl sahiplenip üzerime giymiştim.Elime ne geçececekti.Herşey bir yana çocuklara ne diyecektim, ya teyzeme...Bu işi de zor bulmuştum zaten.Bütün bunları aynı anda düşünmek midemi bulandırmıştı.Yaklaştığım merdivenleri yuvarlanarak aşağıya inmek istiyordum.İstemsizce sesli ağlıyordum,tüm koridorda hıçkırıklarım yankılanıyor,yankı yı duydukca ilk an'a geri dönüyordum.Merdivenlerden asağiya doğru yuvarlanmak isteği karmaşası ile yavaşladım.Ağlamaktan buğulanmış gözlerim tam seçemesede basamak başında bi adam rezaletime tanık oluyordu.Afallamıştım.Hıçkırıklarımı içime hapsetmeye çalışıyor bi yandanda gözlerimi siliyordum.Adamla aynı basamağa geldiğimde ,başından beri tek adım atmamış öylece bana şaşkınlıkla baktığını farkettim.Hala ilk gördüğüm basamakta öylece dikiliyordu.Yeşil gözleri buğulu gözlerimle bile görülebilecek derecede belirgindi.Sanki tüm olaya oda şahitmiş hissi beni aniden hızlandırmıştı.Soyunma odasına çıplak ayaklarımla son hız koşuyor biran önce utancım kadar kırmızı bu elbiseden kurtulmak istiyordum.Yaşadığım olayın kasırga etkisi ile hızıma mani olamamış olacağım ki köşeyi döner dönmez çarpışma anında bilincimi kaybetmem bir olmuş.Hatırldığım tek şey kollarımı saran iri ve güçlü ellere eşlik eden o ses
-Bayan ? İyimisiniz? Beni duyuyormusunuz?

Bölüm sonu🔥
Anket:
Siz o elbiseyi denemeye cesaret edermiydiniz?

KIRMIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin