16 yaşında olmalıyım. Hayatımın aşkı! sandığım insanla karşılaştığım gün.
"Ne kadar berbat bir okul" diye söylenerek yürürken kimsenin beni duymadığını düşünen bir salağımdır, ama sessiz konuşma konusunda o kadar becerikliyim ki bi metre uzaktaki insan söylediklerimi duymayı başarabilir. Derken arkamdan gelen ( siz diyin Tom ben diyim Farley. Farley olsun daha bi kayıyor ağızda) adını sonradan öğrendiğim Farley kafasını uzatıp yüz hizama geldiğinde duraksadım, ağzından çıkan ilk cümle,
"İç sesini kontrol edemeyen bi insandan daha berbat olamaz" o an ne kadar sinirlendiğimi bilmiyorum ama, onun o kokusunun esiri bana bakan mavi gözlerinin etkisindenmidir ne mal gibi cevap veremedim.
Tek rezilliğim bununla bitmedi tabikide. İlk günüm olan okulda herkes müdür konuşmasını dinlerken ben sınıfımı zar zor bulup 5 dakika geç kalan bir insan olup müdürün arkasından tin tin 50 basamak inerken müdürün bağırmasıyla gözlerin bana çevrilmesi bir oldu. Tabi benim ayağımın burkulup yuvarlanarak sıranın en önüne düşmemde. O anki yerin dibine girişimle nasıl kalkıp sıranın en arkasına yürüyüşümü hatırlamıyorum bile ama Farley dediğimiz insanın kafasını yan taraftan uzatıp
" İkimizde yanılmışız daha berbat şeyler varmış" demesiyle yumruk yapmam kaçınılmaz oldu. Seke seke okulun deposuna gittim çantamdan çıkardığım peçete ve kolanyayla bacağımdaki yaraları temizliyordum ki Farley sağolsun yine beni buldu o kafasını soktu içime içime.
"Acıyor mu?" diye sorduğu an kendimi çok çaresiz hissettim, rezil olmam düşüp yaralanmam herşey üst üste gelmişti, gözümden yaş süzülmeye başladı ve ilk defa birinin yanında ağladım.
Elimden aldığı peçeteyle dizimi temizlemeye başladı, ağlamamamı söyledi. Ona göre ilk günden popüler olmuş bir kızdım.
"Teşekkür ederim" dedim çaresiz ses tonuyla.
"Önemli değil, ama ağlama bu seni küçük gösterir diğerlerinin karşısında ve dalga geçerler, kendi haline gülmen onların çenesini kapatman için en iyi çözüm. Ve bacağına pnsuman yapmamın karşılığını alacağım unutturma." gülümsedi ve gitti.
Ağladığımın anlaşılmaması için gözlerimin kızarıklığının gitmesini bekledim . ( Şimdi düşünüyorumda acınacak halime gülmem gerektiğini söyleyerek bana en güzel akılı vermiş )
Depodan çıkıp yürümeye başladım, herkesin gözü bendeydi. Kolidorun sonunda Farleyi gördüm ve başım dik yürümeye devam ettim zar zor. Onun olduğu yere kadar bir sürü gruplar vardı, ve hepsi bi anda kolidorun ortasına geldiğimde parmaklarıyla beni göstererek gülmeye başladılar. Kendimi aciz gibi hissetmekte haksız mıyım? Farley'e doğru baktım ve dudaklarıyla sessizce "gülümse" dedi. Herkes kahkahalarında boğulacakken gülmeye başladım ve en yakınımdaki insana yönelip,
"Çok güzel düştüğümü biliyorum bence denemelisin ama ağlamayacağına söz ver bunlar cesaret gerektirir, hepinizle tanıştığıma çok memnun oldum, adım Mady! " dememle Farley'in söylediği işe yaradı ve herkes susup önümü açtı. Kolidorda ölüm sessizliği olmuştu resmen. Farleyle göz göze geldiğimde merdivenlere bi adım attım yanımdan öylesine geçiyormuş gibi dikkat çekmeden kulağıma yaklaşıp,
"Dikkat et takılma, ve bu konuda düşmekten daha başarılı bi performans sergiledin" göz kırpıp ikili üçlü çıkmaya başladı merdivenleri . Sadece gülümseme oluştu yüzümde.
Neredeyse tüm okulla tanışmıştım ilk günden, aklımda Farley kalmıştı. Yemek yemeye indiğimde kimse yoktu yanımda tek başıma bir masaya oturdum. Tostumdan bir ısırık aldığımda Farley grubuyla kapıdan girdi ve göz göze geldik. Tek başıma oluşumu görüp grubuyla birlikte masama oturdu.
Biraz arkadaş edinmemi istemişti ve bu beni çok iyi hissettirdi. Kahkalar ve gülüşmeler eksik olmadı yemek bitene kadar. Herkes bize bakıyordu. Zil çaldığında kulağına eğilip
"Teşekkür ederim" dedim ve nefesi tam boynuma çarpmıştı. Saçlarımın yüzüne değdiğine emindim. Tekrar dikilerek sınıfa çıktım. Okul çıkışında kayıt için eksik olan bir kaç evrak için müdürün odasında soluğu aldım, halledip çıktım zemin kata inerken kimse yoktu kolidorlarda. Seke seke gidiyordum. Ve bi mesaj geldi telefonuma
"Bi kaç eşyanı bacağını temizlerken çantandan düşürdün sanırım, onları alsan iyi olur yoksa yarın bulamazsın" durdum düşündüm gidip almak istedim ama ya öğrencilerden biri görüp benimle dalga geçmek için bir plan yaptıysa diye düşünmeden edemedim. Tekrar bi mesaj geldi.
"Korkma ben Farley." derin bir nefes alıp yürümeye başladım, depoya girdiğimde kimse yoktu oysa ki Farleyle aşk başlangıcı yapabilirdik. İlk günden bu kadar etkilendiğime inanamamıştım. Ses tonu bile gel bana aşık ol diyordu. Çantamdan düşen eşyaları topladıktan sonra kapıya doğru yürümeye başladım, arkadamda Farley'in sesini duymamla durmam bir oldu.
"Bacağını temizlemem, okulun önünde küçük düşmemen için bilgi vermem ve ezik gibi tek başına bırakmamam. Bunları bir teşekkürle ödeyeceğini mi umuyorsun ? " dedi ve güldüğünü tamin edebiliyordum. Yavaşca arkamı döndüm ve neredeyse yüzümüzün arasında iki santim vardı. Ama sesi bu kadar yakından gelmemişti! Yine o koku burnumu doldurdu.
Ona bir cevap vermek istedim, ama aklıma gelmiyordu ağzımı açıp konuşmaya başlaycaktım ki belimden tutup dudaklarına çekmesiyle birbirimize karışmamız saliseler içinde gerçekleşti.