Öylece baka kalmıştım. Uzun bir süre Sehunla bakıştık.
Sehun: Beni gördüğüne sevinmedin mi?
''Sevinmedim'' dedim alaycı bir şekilde.
Sehun: İçeri girebilirmiyim?
Hyeri hemen atıldı;
Hyeri: Tabii ! Unutmuşuz.
Segun içeri girerken bende koltuğa oturdum. Sehunda yanıma oturdu. Amma şapşal.
Hyeri: Neyse,sizin konuşucaklarınız vardır. Ben gideyim.
Tam kekeleyerek Hyeri diyecekken,Sehun ağzımı kapadı ve kulağıma ''Bırak gitsin..'' diye fısıldadı. Bende sadece başımı sallamakla yetindim.
Birden bire telefonum çaldı. Arayan annemdi. Eve gelemeyeceğini falan söyledi. Bugün tamamen evde tek olacağım galiba.
Sehuna annemin gelmeyeceğini falan söyledim. Oda,''Tamam o zaman. Bu gece burda kalıyorum'' dedi.
Ben: Sehun..Emin misin?
Sehun: Kesinlikle. Seni yanlız bırakamam.
Aslında,bu söylediği hoşuma gitmişti.
Uzun bir sessizlik oldu. Ben hala Sehuna beni sevip sevmediğini sormak istiyordum. Bunları düşünürken patladım ve..;
Ben: BENİ SEVİYORMUSUN!? -Kesinlikle ona bağırdım.-
Sehun bir süre bana baktı. Üzgün bir şekilde;
Sehun: Bundan şüphen olduğunu hiç düşünmemiştim.
Aslında,haklıydı. Şüphem çok gereksizdi.
Sehun: Böyle düşünmene sebep olan Jongin mi?
Minah: Jongin'le görüşmüyorum.
Sehun: Ben,gerçekten seni çok fazla seviyorum Minah.
Ben: Bunu biliyorum. Özür dilerim.
Sehun bana yaklaşmaya başladı ve...
BENİ ÖPTÜ !