Dünya ve onun sıkıcılığı ve Plotia Dünyasına adım

121 2 5
                                    


Herkese merhaba.Bugün sizlere oldukça ilginç bir hayat hikayesi anlatacağım.Adım Erdem yaşım 19.Kendi halinde takılan normal biriyim.Bilgisayar oyunları oynamayı , FRP oynamayı  , müzik dinlemeyi severim.Ve oldukça berbat bir hayata sahibim.Bana tek bir dilek hakkın olsaydı ne dilerdin diye sorsalardı cevabım kesinlikle "Bu sıkıcı dünyadan kurtulmak" olurdu.

Bir gün gene sıkıcı dünya düşünceleri ile uyuya kalmıştım.Uyandığımda saat sabahın sekizi idi.Öncelikle krişe olan 5 dakika daha muhabbetini yaşadıktan sonra gözüme vuran güneş ışığı ile kendime geldim ve yatağımdan kalktım.Küçük mutevazi bir odam vardı.Geceden kalma oyun indirme işlevi halen devam ediyordu.Böylesine kötü bir bilgisayara sahip olduğum için şansıma lanetler yağdırıyordum.Neyse daha %81'de idi.Okuldan dönünce umarım iner düşünceleri ile kıyafetlerimi giyindim.Dişlerimi fırçaladım yüzümü yıkandım ve her zamanki sıkıcı günlük rutine başladım..Kıyafatlerimi giyinip odamdan çıktığımda karşımda beni siyah güçlü saçı , kahverengi gözü ve tombul yanakları ile annem bekliyordu.Masaya geçip oturdum , annem bana nefis bir kahvaltı hazırlamıştı.Hızlıca yumuldum yemeklere.Yerken televiziyona daldım.Sabah haber bülteni idi.Spikirler ülkeler arası gerginliklerden bahsediyordu artık bu tarz habelerden sıkılmıştım.Toprak aşkına insanlar birbirini öldürüyordu.Sadece toprak için değil dinler , diller , ırklar sırf farklı düşünceler farklı istekler için insanlar birbirini öldürebiliyorlardı.Bu düşünce bana iğrenç geliyordu.Yemeğimi bitirdikten sonra kahverengi eski kapımızı açtım ve durağa kadar yürüdüm.5 dakika bekledikten sonra otabüsün geldiğini gördüğüm ve otobüse bindim.

Üniversiteme vardığımda serin bir hava beni karşıladı.Ağaçlar yapraklarını döküyordu bu yüzden yerler solmuş yapraklarla kaplıydı.Sürgülü demir kapısı açıktı üniversitenin.En azından üniversi- teyi seviyordum çünkü kampüsü çok büyüktü.Her yerini gezmek ve görmek bana zevk veriyordu.Sınıfa girdim yine birbirinden farkı olmayan bir gün geçirmeye daha hazırdım .Öğle tenefüsü zili çalmıştı.Dışarıya çıktım ve dönerciye doğru gitmeye başladım.Dönerciye doğru yürürken altın sarı saçları kahveringi gözleri kısa boyuyla bir kız biraz arkamdan geliyordu.Onu bu sabah okulun girişinde de görmüştüm.Sanki beni takip ediyor gibiydi.Sonunda efsane tattaki dönerimi yiyecektim.Cebinden çıkardığım üniversite kartını okuttum cihaz 6.50 Tl kesti.Yemeğimi yemek için boş bir masaya oturdum.Yemeğimi zevkle yudumlarken o sarışın küçük kız birden karşıma oturdu elinde döner vardı.Size söylemeyi unuttum bu arada benim Japon kültürüne ve Japonya'ya karşı aşırı bir ilgim vardı.Bu yüzden 3 yıldır japonca öğrenmekteydim.Kız önüme oturunca bir anlık şaşırdım.

(Ürkek bir sesle ) - Merhaba hanımefendi bir şey mi istemiştiniz ?

Birden çok tanıdık sesler duymaya başladım.Bu japonca idi.

-Merhaba ben Yami , Japonca anlıyabiliyor musun ?

-Evet ama sadece birazcık siz kimsiniz ?

-Adımı söyledim zaten.

-Onu anladımda neden burdasınız ve sabahtan beri beni takip ediyorsunuz.

-Evet sesini duydum ve bunları gerçekleştirebileceğimi söylemek için burdayım.

-Anlamadım ?

-Sürekli sıkıldığın şu dünyadan kurtulabileceğini ve başka bir dünyaya seni ışınlayabileceğimi söylüyorum.

-Güzel şaka ahahaha.Hangi animeden yaptığın bir espiriydi bu ?

-Bu herhangi bir anime espirisi değil ben ciddi konuşuyorum.

-Ehmmm anlıyorum bakın ben 8. sınıf sendromuna sahip değilim.(Chunibyou)

(Alaycı bir tavırda)-Benim  8. sınıf senfromuna sahip olduğumumu düşünüyorsun ?

Elitlerin Dünyası - Main RouteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin