(Evet su yere süzülmüştür. Feyzullah dona kalmıştır. Mermiyi sırtına Su yemiştir ama bunu gören, şahit olan Feyzullah'ın kalbine saplanmıştır o mermi sanki.)
(Silah sesini duyan tim hemen dışarı koşmuştur.)
M: Noldu burada Feyzullah?
(Feyzullah şaşkınlıktan, cevap veremiyordu.)
Ft. : Söylesene oğlum noldu?
F: Aa,abi arkada bir silah doğrultmuş adam vardı, tam suyu çekicektim vurdu kaçtı.
M: Ne tarafa gitti Feyzullah?
(Mücahit sinirlenmiştir.)
F: Şu tarafa abi.
M: Lan vicdansız köpek bekle beni
(Fethi ve Mücahit hemen adama bakmak için kaçtığı tarafa giderler.)
(Ateş ve Nazlı şaşkındır)
F:Abi Ateş abi ambulans çagırın çok kanıyor abi.
A: (dolu gözleriyle) Taa, tamam ben çağırıyorum.
(Feyzullah azıcık olsa bile kendine gelince Su'yu hemen göğsüne koymuş çaresizce ambulansı bekliyordır.)
(Feyzullah gözyaşlarını tutamıyordu. Silse bile şelaleden akan su gibi adeta yaş geliyordur gözlerinden.)
(Nazlı Feyzullah'ın omzuna elini desteklemek için koyar.)
N: Sakin ol Feyzullah hiçbirşey olmayacak. Ambulans gelicek. Su'yu kurtarıcaklar.
(Feyzullah sevdiğinin kanlarını elinde ve yerlerde gördükçe içi çekilir. Çok telaşlıdır. Haykırmaya, bağırmaya başlar.)
F:SUUUUU, SUUU!
(Mansur içerden ilk yardım yapmak için gelmiştir.)
F: Abi Mansur abi, iyimi, İyi olucakmı?
A:Sakin ol Feyzullah.
(Diyordu diyordu ama onun içide kan ağlıyordu. Gözyaşlarını zar zor saklıyordu.)
F: Mansur abi iyimi birşey söylesene?
Mn. : Feyzullah benim şuan yapabilecek hiçbirşeyim yok ambulamsı beklemekten başka.
(Feyzullah ambulansı beklerken sevdiğini göğsüne tekrar almış. Sadece sevdiği kadının saçlarını okşar,öper ve koklardı Feyzullah'ın ambulansı beklerken o ambulansın sireninin sesini duyana kadar kalbi durmuştu sanki. O beklediği 15 dakika sanki bir asırdan uzun gelmişti.)
(Ambulans sonunda gelmiştir. Feyzullah her yeri sevdiğinin kanıyla kaplı vücuduyla kalktı ayağa. Su'su hemen ambulansa aldılar. Feyzullah'ta onunla birlikte gitmek istedi ama Ateş onu göndermedi.)
F: Bırak abi onunla gidiyim, yanında olayım.
A: Oğlum bırak takip edicez peşlerinden gidicez zaten.
(Feyzullah zor olsada ambulansa binmekten vazgeçmiştir. Arabaya binmiştir. Çok ince bir ses tonuyla Su'yu vuran soysuz adam için)
F: Oğlum ölümün benim elimden olucak. O tetiğin ucuna hangi parmaklarınla bastıysan o parmaklarını tek tek kırıcam.
(Bunu duyan Nazlı omzuna atıp)
N: Sakin ol feyzullah sen bir Türk askerisin, katil değil.
(Feyzullah ellerini sıkıyordur. Nazlı o elleri gördükçe ise)
N: Sen bu elleri sıkmaya devam etsen bile birşey değişmicek Feyzullah. Bende yaşadım bu acıları sana ağlamada demiyorum ağla ama ayaktaydıö her zaman sende ayakta ol.
( Feyzullah Nazlı'nın bu sozlerini duyunca ellerini salmıştır.)
F: Haklısın, iyi diyon hoş diyon da korkuyorum be Nazlı.
( Feyzullah' ın gözlerinden demin durmuş olan yaşlar yeniden gelmektedir.)
N:Tamam, tamam sakin ol bak geldik. Kendini toparla.
(Feyzullah kanlı elleriyle gözyaşlarını siler koşarak secdede yatan sevdiği kadının elini tutarak peşinden gider.)
( O ameliyathanenin kapısına geldiğinde elini zorla bıraksada bırakmıştır sonunda.)
(Olduğu yere çökmüştür. Onun için zaman geçmek bilmiyordur. Sanki Dünya durmuş gibisinden.)
(Herkez Su'yun amiliyattan çıkmasını bekliyordur.)
(Aniden Ateş'e bir telefon gelir.)
Y: Ateş biliyorum olanları ama acil Nazlı' yı alıp gelmem gerek.
A:Emredersiniz komutanım. Hemen geliyoruz.
( Ateş, Nazlı'yı yanına çağırır.)
A: Hemen çıkmamız gerek Nazlı.
N: Noldu, niye?
( Ateş gıcıklığına söylemez.)
A: Hadi, Nazlı gidelim anlatırım.
N:Bir kerede anlatsan sorduğumda hemen şaşarım.
A: Hadi çok konuşma.
N: (içinden) Dangalak, öküz ya.
(Alaya gelmişlerdir ama Yavuz toplantı odasında değildir.)
N: Allah, Allah nerdeki acaba?
A: Ne bilim ben alaya toplantı odasına gelin dedi, sanki ben kayıp bürosuyum.
N: Tamam, lan niye tersliyosun.
( Yavuz kapıdan, girer.)
Y: Hah, geldinizmi, peşimden gelin hadi.
(Hazırlık odasına giderler. Nazlı'nın korktuğu başına gelmişti sanki.)
N:Komutanım bunlar ne?
Y: Neye benziyor Nazlı, kıyafet.
(Ateş güler)
N: Biz bunları giymiyeceğiz dimi?
Y: Hayır, Nazlı giyiceksiniz malesef.
N: Komutanım, yapmayın. Bu topuklular, işgence bu açık ton renkler.
A: Yoo, bence güzel.
N: Ateşşş bak gebertirim seni.
Y: Hadi itiraz yok acil üstünüzü giyip gelin.
N-A: Emredersiniz komutanım.
N: Oğlum, ne bakıyon çıkta giyinim bari.
A: Tamam be ne kızıyon çıkıyoz.
N: Hadi, yürü zaten topuklular on santim yürürken kafamı kırmasam bari.
(Ateş odadan çıkar.)
(Nazlı kendi kendine konuşuyordur.)
N:Of ya. Bu çok renkli mavi kabanmı olur hiç ne bilim siyah olur. Allah'tan beyaz kazak bana göre açık renk olsa bile.
(Ateş giyinmiş, Nazlı'yı kapının önünde bekliyordur. İçerden.)
N: Off bune ya. Bu nasıl giyiliyor be biçim birşey bu.
A: (Gülerek) Nazlı iyimisin yardıma ihtiyacın varmı yanına gelim mi?
N: Ateş seni gebertirim, sus.
(ateş gülüyordur.)
N: (kendi kendine) Hayır bu elbisemiydi ben bunu kazak, zannediyordum.
(Nazlı eninde sonunda o odadan, zorluklarla çıkmıştır.)
(Ateş Nazlı'yı görünce bi durmuş. Nazlı' nın güzelliğiyle mest olmuştur.)
N: Off
(Ateş, Nazlı'nın saçını yürürken tokasını açarak salmıştır.)
A: Bak şimdi oldu işte. Yani oldu gibi bide şu topuklularla yürüyebilsen.
N: Sem giyde görelim.
(Tam Yavuz' un odasına girecekken arkadan Yavuz.)
Y: Ateş, Nazlı buraya gelin.
(Nazlı yürümekte zorluk çekiyordur.)
N-A: Emredin komutanım.
Y: Beni rahatta dinleyin. Sizin bu adrese gidip bu Veysel denilen adamı almanız gerek.
N: Komutanım, bu adam kim nedem almamız lazım.
Y: Pek hoşuna gitceğini sanmıyorum ama, nasıl söylesem bu adam küçük kızçoçuklarını
(Nazlı, Yavuz'un sözünü tamamlatmamış anlamıştır.)
N: Afedersiniz komutanım, lafınızı kesiyorum. Vay şerefsiz.
A: (Nazlı'ya ufak dokunur.) Ohüohü Nazlıığıı
Y: Hadi neyse gidin artık.
(Tam giderken Yavuz onlara arkadan seslenir.)
Y: Ateş, Nazlı bu ara oraya sevgili olarak gidiyorsunuz.
A-N: Neee
A: Komutanım, bir kere benim onunla sevgili olmam düşük bir ihtimal.
N: Sus be, asıl benim senle sevgili olmamın düşük bir ihtimal, Kendini beğenmiş zübbe.
Y: Sevgili gibi gerçek değil.
( Ateş tam konuşulcakken)
Y: Hadi çabuk gidin.
( Nazlı ve Ateş o adamın evinin önüne gitmişlerdir. Ateş kapıyı çalar. Karşılarına iri yarı bir adam çıkar. Bir tırsar gibi gerş çekilirler)
A: (sessizce) Huşşştt.
N: (sessizce) hay, maşşallahh.
Adam: Evet, neye baktınız birader .
A: Eee, biz Veysel beyle görüşücektik.
Adam: Randevunuz varmı?
A: Hayır, yok.
Adam: O zaman sapsız almıyoruz hadi kardeşim yürüyün.
N: Pardon beyfendi sevgilisi var zaten benim.
Adam: Nasıl inanıcaz böyle numaralarla kaç kişi bu Dünya'dan göçtü gitti haberiniz varmı?
A: Kardeşim, uzatmada geçelim hadi.
Adam: İspatlayın sevgili olduğunuzu ondan sonra içeri girebilirsiniz.
A: Nasıl ispatlıcaz pardon.
Adam: Öp bakalım sevgilini madem sevgilin.
N: Ne saçmalıyorsun sen ya.
A: Hayatt olmaz.
Adam: Siz bilirsiniz ya öpüp içeri girer ya da defolup gidersiniz.
(Onları dinleme cihazıyla dinkeyem Yavuz başka çare olmadığı için.)
Y: başka çare yok. Öp Nazlı'yı Ateş içeri mutlaka girmeniz gerek.
N: (fısıldayarak) Komutanım, ne diyorsunuz siz?
N: O adamı almanız gerel diyorum anlamıyormusun?
A: Başka yolu yokmu?
Y: Yok, öp dedim Ateş.
(Ateş Nazlı' yı zorla olsada, Nazlı'nın hayor, sakın demesine rağmen öpmek, zorunda kalmıştır.)ARLADAŞLAR SAÇMA BULDUĞUNUZ BEĞENMEDİĞİNİZ YERLER VARSA LÜTFEN SAYGI İÇERİSİNDE BELİRTİN.
😍😍❤️😍😍❤️😍😍❤️😍😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR FEYSU VE NAZAT AŞKI
FanfictionAytaç şaşmaz fanının kaleminden feysu ve nazat hikayesi