"S-Sen, sen salaksın!" Elimi saçlarımın arasına geçirmiş telefonumun kasmasına sebep olan bildirimleri izliyordum. İnsanlar yorumlarda çıldırıyordu, haklı olarak!
"Küfür edemediğin için anaokulu hakaretleri mi kullanıyorsun yoksa sadece kibar olmaya mı çalışıyorsun?" Oturduğu koltuğa yayılırken yüzündeki itici gülümsemesi onu öldürmek istememe sebep oluyordu.
Bu rahatlığı delirmemi sağlarken ne yaptığımı farkedemez bir şekilde üzerine yürüdüm. "Bunu yazan parmaklarını gözlerini oymak için kullanacağım Styles! Anlıyor musun beni!"
"Parmaklarımı daha güzel şeyler için kullandığım da olmuştu"
Tanrım, lütfen yardım et ve delirmeyeyim, daha 25 yaşındayım!
"Seni beyinsiz! Benim 130 milyon takipçim var farkında mısın? Bunu silsem bile bir şey değiştiremeyeceğim, çoktan milyonlarca kişi görüp ekran fotoğrafı almıştır! Bize flört ediyor gibi davranın dediler, birden dikkat çekmeyin dediler ve, ve şu düştüğüm hale bak! Ne demek 'hashtag ellerimi kendimden uzak tutamıyorum' sen kafayı mı yedin, nasıl itibarımı böylece yerle bir edersin!"
Ben ona bağırıp yırtınırken tepkisizce beni izliyordu. "Bitti mi?"
"Bitti!"
"Tamam, daha fazla bağırmasan iyi olur çünkü başım ağrıdı. Ayrıca abartıyorsun, biraz rahat ol" Ses tonu bile iliklerime kadar sinir olmamı sağlıyordu.
Cekedimi alıp odadan çıkıp kapıya yöneldim. Arkamdan gelir diye bekliyordum ama sadece "İyi geceler Gomez" diye bağırmıştı.
Aptal.
::::
Telefonumun sesiyle uykumdan uyandım, arayanın kim olduğuna bakmadan söyleniyordum.
Telefon ısrarla çalınca elime alıp açtım. Ama açar açmaz yatağa fırlatmam bir olmuştu.
"Bu saatte görüntülü mü arıyorsun aptal!" Karşı tarafta keyifle kıkırdayan Harry, yine sinirlerimi bozuyordu. Tıpkı geçen gece olduğu gibi.
Hala yaptıklarına inanamıyordum. O gece onu arayıp ajansa şikayet etmiştim. Büyük ihtimalle onu çağırıp uzun sıkıcı konuşmalar yapmışlardı. Bunu hakediyordu. Gerçekten beni insanların önünde böyle bir duruma düşürmesi utanç vericiydi. Ne demek can't keep my hands to myself!
Tamam böyle bir şarkım var olabilirdi ve buna bikinili bir klip çekmiş olabilirdim ama bunu direkt olarak onun hakkında yazmışım gibi göstermesindeki amaç tamamen benimle alay etmekti.
"Burada saat 11 ve sen Londra'da olduğuna göre orada çoktan öğleyi geçiyor, ayrıca telefonu eline alacak mısın? Tavanla konuşmak istemiyorum" Aceleyle göz altlarımı elimle silip yüzümde herhangi bir şey var mı diye kontrol etmek için komidindeki el aynamı alıp kendime baktım.
Fena değildi yüzüm. Sadece yorgun görünüyordum. Telefonu elime alıp yatakta oturur hale geldim. "Evet, ne diyorsun Styles, neden aradın?"
"Josh benim de seninle ilgili bir şeyler atmam gerektiğini falan söyledi de" Josh menajeri olmalıydı. "Anladım, ama ben üç gün daha buradayım, görüşmem gereken birkaç marka var?"
"Tamam işte face time'dan ekran görüntüsü alır atarım diye aradım" Vay canına, mantıklıydı. Ben bir şeyler söylemesini beklerken gözlerinin ekrana takıldığını farkettim, nedenini anlamaya çalışıyordum ki-
Tanrım!
Aynaya bakarken keşke üstümdeki geceliğe de baksaydım. Uyurken göğüs kısmı fazlasıyla aşağı çekilmiş olmalıydı ki bu baya geniş bir manzara sunuyordu. Boyun kısmındaki askıları çekiştirip toparlayabildiğim kadar toparlamaya çalıştım. Harry hafifçe öksürünce içinde bulunduğumuz garip durumu düzeltmek için gülümsedim ve "Hadi mükemmel çift olalım" diyerek ekran görüntüsü alması için sevimli pozlar vermeye çalıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Famous || Harlena
Fanfiction"Ama Harry, anlaşmada ikimiz arasında herhangi bir duygusal bağ olamayacağı yazıyor" #5 - harrystyles